ABD’de 2007’de köpürmeye baþlayýp 2008’de patlayan ekonomik krizin etkileri hâlâ sürüyor. Teknik olarak kriz ABD’nin 2009’da resesyondan çýkmasýyla bitti. O tarihten beri resmen kriz yok, ABD ekonomisi büyüyor, ama sürünerek büyüyor. Normalde kriz sonrasý bu ekonominin canlanýp koþmasý uçmasý gerek, ama ne gezer... Merkez Bankasý’nýn olaðanüstü cömert destek ve þefkatine raðmen istikrarlý büyüme yok.
Daha yeni ocak-mart dönemi büyümesi açýklandý. Beklenen yüzde 1-yüzde 1.2 ama gelen binde 1... Ýstatistik hata payý eklense, neredeyse eksi çýkacak. Kar-kýþ nedeniyle düþük geldi- dendi, ancak saðlýklý ekonomiler kardan kýþtan etkilenmez. Bu kadar þefkate raðmen ekonomi sürünüyorsa, bir baþka sorun olabilir. FED þimdilik -Sorun yok, kar yüzünden düþük geldi, sonra büyüme hýzlanacak- diyor. -Ýnþallah öyle olur...- deyip, bekleyelim.
2008 krizinin hâlâ sürdüðü istihdam ve konut piyasasýndan belli. ABD olaðan büyüme hýzýna da hâlâ eriþemedi... Krizin siyasi açýdan hediyesi de kutuplaþma ve kamplaþma- oldu... Ýktidardaki Demokratlar’la muhalefet Cumhuriyetçiler selamý sabahý kestiler. Ayrýca Cumhuriyetçiler’in içinden radikal bir fraksiyon çýktý, kendi baþlarýna bir parti gibi davranýyorlar.
Krizin ardýndan gelen Wall Street’i iþgal eylemleri de sosyal yansýmaydý... Sinirli ve ateþli muhalefet, krizin -zengin krizi- olduðunu, yoksullarý ilgilendirmemesine raðmen en büyük darbeyi yoksullarýn yediðini savunuyordu. Ancak bu kitle eylemleri, kararlý ve ince planlanmýþ polis giriþimleriyle bastýrýlýp daðýtýldý. Wall Street eylemcileri, yüzde 1’lik azýnlýðýn hep çok para kazandýðýný ve devlet müdahalesi ve yüksek vergilerle bu servetlerin azaltýlabileceðini ve eþitsizliðin deðiþebileceðini savunmaktaydý.
2008 krizi sonrasý kapitalizmin de güleryüzlü olmadýðý anlaþýldý. Gelir daðýlýmýndaki eþitsizlik, milyonlarca iþsiz karþýsýnda göze daha çok batýyor. Sistem büyüyemiyor, kaybolan iþleri yenileyemiyor, iþsizler iþ aramaktan umudunu kesiyor, üst düzey sermaye, en zengin aileler ise servete servet katýyor.
Kapitalizmin eþitsizlik yaratmasý konusunda eleþtiri genelde sol kanattan gelir, onlar da çareyi kapitalizme son vermekte bulurlar. Devlet müdahalesi abartýlýnca, devlet piyasaya ve ekonomiye taraf olup belirli kesimlerin tarafýný tutmaya baþlayýnca, zaten kapitalizmin yarýsý uçuyor. Diðer yarýsýný da sürekli deðiþen yeni kurallar ve denetim ile uçuruyorlar, oldu bitti...
Fransýz sol ekonomist Thomas Piketty’nin kitabý çýktý: 21. Yüzyýlda Sermaye... ABD’de büyük yanký yarattý. 700 sayfalýk kitap -yok- satýyor. Gerçi alanlarýn çoðunun -rafta güzel görünür diye kitabý aldýðý anlaþýlýyor, ama neyse... Kitap, kapitalizm ve eþitsizlik konusunda son zamanlarýn en baþarýlý çalýþmasý- sayýlýyor.
Piketty, bir ekonomide sermayenin getirisi ekonomik büyümeden yüksekse, sermaye sahiplerinin yani zenginlerin daha da zengin olduðunu, kalanýn da olduðu yerde sayýp, daha yoksullaþtýðýný savunuyor. Geniþ kitlenin gelirini artýracak tek durum, ekonomik büyüme. O yoksa ve rant daha hýzlý büyüyorsa, gelir uçurumu derinleþiyor.
Eþitlik için de çaresi, zenginlere yüzde 80 vergi konmasý. Zengin dediði, yýllýk 500 bin dolar ya da 1 milyon dolardan yukarý varlýða konacakmýþ. Ardýndan da servete yýllýk yüzde 10 vergi yetermiþ... Bu kadar vergi toplanýrsa, devletin kasasý da dolacaðýndan, devletin bu parayla istediði kadar iþ yaratýp kadroya adam almasý ya da dolaylý yollardan halka para akýtmasý mümkün.
Zenginlere vergi koyarak yoksullara daðýtmak, çok da hayal gücü gerektirmeyen bir durum. Demokratik devletlerde çok dikkat gösterilmesi gereken bu müdahale tarzýnda ölçü kolayca kaçabiliyor. Sovyetler Birliði zamanýnda sosyalist devlet -zenginden alýp yoksula verme- ilkesi üzerine kurulmuþtu. Ýþlemi baþarýyla yaptýlar ve sonuçta ortada zengin kalmadý, refah da kalmadý... Picketty’nin kitabý ve teorilerine yeniden döneriz. Ama galiba 700 sayfalýk kitap da þu sorunu aþamýyor: Kapitalizmde varlýkta eþitsizlik var, sosyalizmde ise yoksullukta tam eþitlik var... Buna karþýlýk -Ýkisinin arasýnda oluruz. Ne o ne o... diyenler, üfürüyorlar. Denendi, öyle olmuyor.
Picketty bile -Soðuk Savaþ sürerken kapitalizmi eleþtiremezdik. Otosansür vardý. Þimdi eþitsizliði eleþtirebiliyoruz- diyor. Meðer Soðuk Savaþ ekonomistlerin düþünce özgürlüðünü de yemiþ... Fransa’da Hollande hükümeti zenginlere yüzde 75 vergi koyduðunda sosyalist geleneðinden dem vuruyordu... O zaman Sovyetler Birliði’nin ne günahý vardý?- diye Putin boþuna sormuyor. Eþitlik uðruna akýllarýna gelen ilk þey, yoksulluk sosyalizmi. Yüzde 80 vergi tabii ki sopasýz süngüsüz toplanmaz.
Üstelik tam bu aralar -Soðuk Savaþ yeniden baþladý- lafý dolaþýyor. Kulaðýnýza gelmiþtir. twitter.com/selimatalayny