Yýllar önce “Bir ekonomik tetikçinin itiraflarý” kitabýný yazan Perkins’in fikirlerinden her zaman etkilendim ve “Türkiye’nin emperyal düzen” tarafýndan nasýl sömürüldüðünü analiz ederken de bu “kitaplardan” her zaman yararlandým... Hatta Perkins Türkiye’ye geldi ve birlikte SORU-CEVAP þeklinde bir konferans ve TV programlarý yaptýk...
Sevgili dostlar, özellikle “Gezi darbe denemesine” eþlik eden “finansal baský” ve ortaya konan “faiz lobisi” gerçeði Pekins’i birkez daha hatýrlattý ve yeniden tezini okumama yol açtý... Bu okumam sýrasýnda yeniden bazý notlar aldým...
Bu yazýda bu notlarý kýsaca sizlerle de paylaþmak ve genel tezin üstünden geçmek istiyorum.
Peki Perkins ne diyor, genel olarak kitaplarýnda hangi tezleri ortaya koyuyor?
Söylediklerinin çok kýsa bir özetini sizlere aktaracaðým:
1- Birçok ülkede, ekonomik büyümenin nüfusun sadece küçük bir bölümünün iþine yaradýðý, çoðunluk için ise giderek daha da ümitsizleþen þartlara sebep olduðunu artýk biliyoruz. Bu etki, sistemi yönlendiren büyük sanayicilerin özel bir statüye sahip olmalarý inancý tarafýndan da körükleniyor.
2- Üçüncü Dünya’nýn borcu 3 trilyon dolarý geçerken, bu borcun faizi yýllýk 300 milyon dolarýn üstünde.
3- Borç sadece artýk “Üçüncü Dünya ülkelerine de” ait deðil! Geliþmiþ ülkeler de borç bataðýnda! Sadece Kanada’nýn borcunun toplamý “Üçüncü Dünya’nýn tamamýndan” fazla!
4- “Üçüncü Dünya” olarak tarif ettiðimiz ülkelerin ödedikleri faiz, tüm Üçüncü Dünya’nýn ve geliþmekte olan ülkelerin aldýklarý yardýmdan iki kat daha fazla. Bir Üçüncü Dünya ülkesinde özel mülkiyetin ve parasal kaynaklarýn yüzde 70 ile yüzde 90’ý, söz konusu ülkenin nüfusunun yüzde 1’inin elinde.
5- Ekonomik tetikçiler, yerküre üzerinde ülkeleri trilyonlarca dolar borçlandýran yüksek ücretli profesyonellerdir. Hiçbir zaman ödeyemeyecekleri borçlarýn altýna girmelerine yardýmcý olmak, aslýnda ülkelere iyilik yaptýklarýný bilimsel olarak ispat ettikleri araçlardýr.
6- Ekonomik tetikçilerin yaptýklarý iþ “uçaktan” bomba atmak gibidir! Hayatlarýný bitirdikleri insanlarýn çocuklarýný, neler yaþadýklarýný ve neleri kaybettiklerini asla görmezler!
Sevgili dostlar, Perkins, dünyada “kimse söylemediði” dönemde yukarýda çok küçük bir kýsmýný aktardýðým gerçekleri ortaya koydu ve Türkiye gibi “bu yolda harcanan” ülkelerde sorgulamanýn yolunu açtý... Kendisini Türkiye’ye geldiðinde çalýþtýðým TV kanallarýnda konuk etmekten her zaman büyük mutluluk duydum ve hepimiz adýna teþekkür ettim... Bugün ortaya çýkan gerçekler ýþýðýnda Perkins’in ilk tespitleri daha da önemli ve anlaþýlýr hale geldi... Yazýyý bitirirken; tekrar teþekkürler Perkins, “Küresel Soygunu” özellikle soyulanlara bize ilk anlatanlardan biri olduðun için...
Son söz: Türkiye’nin 2001 yýlýnda yaþadýklarý ve son dönemde özellikle “Gezi Denemesi” sýrasýnda ve sonrasýnda gördüðümüz baský SÝSTEMÝN NASIL ÇALIÞTIÐINI çok net þekilde ortaya koyuyor. Türkiye artýk “bu dalgalardan etkilenmeyecek kadar” güçlü ve kendini “soyulanlar-baský ile yönetilenler” sepetinden kurtardý! Darýsý “SOYULAN-EZÝLEN-SÖMÜRÜLEN” diðer halklarýn baþýna...
Önemli not: “Gezi Denemesi” sýrasýnda bazý bankalar ve aracý kurumlardan yurtdýþýndaki büyük müþterilere þu tip mesajlar atýldý; “Türkiye’de isyan çýktý, ekonomi battý, paranýzý çekin”! Bu detay çok önemli tartýþmaya devam edeceðiz...