Ekonomik vesayet kabul edilemez

Ekonomi politikalarý kendi içlerinde risk barýndýrýr. O politikalara kim yön verirse versin, her zaman, hedeflerin dýþýna savrulma, çok iyi niyetle çýkýlan bir yolda uyarý levhalarýný görmeyip bir duvara çarpma olasýlýðý vardýr. 

Demokrasilerde önemli olan, bu riski kimin üstleneceðidir.

Eðer, ülkede ekonomi krize yönelmiþ, yatýrýmlar durmuþ, iþsizlik sosyal patlama düzeyine kadar yükselmiþse, riski üstlenen tabii ki siyasi otoritedir.

Uygulanan politikaya bürokratlarýn yüksek bilgileri yön vermiþ olabilir ama sonuçta o politikanýn hesabýný seçim sandýðýnda halka verecek olan bürokratlar deðil, siyasilerdir.

1993’ten baþlayýp 2001’e kadar uzanan süreçte, ülkeyi iki yýlda bir büyük krize sürükleyen dönemin ekonomi kadrolarýndan kaç ismi hatýrlýyoruz? Ama tarihimizin en korkunç sonuçlar doðuran 2001 ekonomi krizinden sonra halkýn, 2002 seçiminde bu iþten sorumlu tüm siyasi kadrolarý tasfiye etmesini unutmamýz mümkün deðil.

Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan’ýn, Merkez Bankasý’nýn yüksek faiz politikasýna dönük endiþe ve çýkýþlarýný bu açýdan görmek gerekiyor. Merkez Bankasý bürokratlarýnýn “baðýmsýzlýk” kavramý içinde sürdürdükleri politikalarýn sonucunda bu ülkede büyümenin durmasý, iþsizliðin artmasý ve özellikle Türkiye’nin ucuzlayan enerji fiyatlarý döneminden tam olarak yararlanamamasý karþýsýnda banka bürokratlarýna bi’þey olmayacak. Onlar görev sürelerini doldurup emekli olduklarýnda normal yaþamlarýný sürdürecekler ama siyasetin insanlarý açýsýndan ciddi sorunlar yaþanacak.

Tablo, tipik bir “davul benim boynumda, tokmak senin elinde” tablosudur, günümüz demokrasisi açýsýndan da ciddi soru iþaretleri taþýmaktadýr.

Bürokratik vesayet kabul edilemez

Soðuk Savaþ yýllarýnýn baþlangýcýnda, özellikle, Türkiye’nin NATO üyesi olmasýndan hemen sonra ülke üzerinde oluþturulan “güvenlik vesayeti” ABD Savunma Bakanlýðý ile Türk Silahlý Kuvvetleri arasýnda þekillendirildi. “Gladio A” olarak nitelediðimiz bu yapýlanma, 1991 yýlýnda Sovyetler Birliði’nin tarih sahnesinden çekilmesiyle, diðer müttefiklerimizde hýzla ortadan kaldýrýldý, PKK sorunu nedeniyle Türkiye’nin bu sistemi geriletebilmesi bugünleri buldu.

“Militer bürokrasinin” siyasetin bütün alanlarýna pervasýzca müdahale ettiði bu süreçte 3 darbe, pek çok da dolaylý müdahale yaþadýk, “vesayet gücü” ülkenin siyasetçisinin önünü kesmekte hayli büyük baþarýlar elde etti.

“Ekonomi bürokrasisi”nin “baðýmsýz” yapýlanma kavramýný kullanarak benzer bir uygulamaya yönelmesine izin vermemiz mümkün deðil. “Ekonomi bürokrasisi”nin kendini salt, ülkede enflasyon oranýnýn düþük, piyasa fiyatlarýnýn istikrarlý ve borç geri ödemelerinden sorumlu görmesi, “ekonomi” dediðimiz hayati önemdeki yapýnýn yalnýz bir bölümünü iþaret ediyor. Ýþin öbür tarafýnda ekonomik büyüme, her yýl iþ gücüne katýlan genç nüfusa iþ bulma, bölgeler arasý dengesizlikleri ortadan kaldýrma, sosyal adaleti gerçekleþtirmek için yeni kaynaklar bulma, AR-GE bütçelerini yükseltme gibi çok önemli alanlar var. Bunlar, doðrudan siyasi otoritenin topluma karþý sorumluluðunu oluþturuyor.

Demokrasi böyle iþliyor. Bir tarafýna militer, ekonomik veya hukuk bürokrasisini koyar ve bu yapýlanmalarýn siyasetin yanýnda deðil, karþýsýnda olduðu mekanizmalarý tercih ederseniz týkanýrýz.

GLADIO-C olmayýn

Ýki örnek yaþadýk. GLADIO-A, Soðuk Savaþ yýllarýnýn “askeri vesayetiydi”, onun yerini almaya çalýþan emniyet-hukuk bürokrasisi zeminli GLADIO-B ile mücadele bütün hýzýyla sürüyor... Bu kadar deneyimden sonra bir baþka bürokratik yapýnýn siyasetten baðýmsýz ve “siyasete raðmen” sisteme aðýrlýðýný koymasýna artýk izin veremeyiz.

Ben, vergisini veren bir vatandaþým ve karþýlaþtýðým bir zorluk karþýsýnda hesap soracaðým bir siyasetçi aramam son derece doðaldýr. O zorluk ekonomi bürokrasisinin (örneðin petrol fiyatlarýnda hýzlý düþüþ yaþanabileceðini öngöremeyen kýsýrlýkta) hatalý bir kararýndan kaynaklanýyorsa, hangi bürokratýn yakasýna yapýþacaðým? “Küresel yapýlanma” içinde Merkez Bankalarý, güçlü finans yapýlanmalarýnýn bir nev’i “vesayet kurumu” olarak hizmet görüyorlarsa, bunu nereden anlayacaðým?..

Karþýmda yeni bir GLADIO-C var mý, ona bakarým.

Eskiden askerler, sivil siyasetçilerin bir iþe yaramadýðýný, gerekli hallerde memleketi kendilerinin kurtaracaðýna inanýrlardý. Devamýnda emniyet-hukuk içinde yapýlanmýþ bir örgütle karþýlaþtýk.

Bir de “ekonomik vesayet”le uðraþmayalým...

MERAKLISINA NOT: Bu konudaki bir baþka yazým. Gladio-C devreye mi giriyor? (STAR, 15 Aralýk 2014)