Sanýrsýnýz, Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý yeni kuruldu... Sanýrsýnýz, ilk kez toplanýyor... Sanýrsýnýz, Batý’ya ve çürümüþ Birleþmiþ Milletler sitemine karþý gerçekten de etkin bir mücadele yürütüyor... Sanýrsýnýz bizi Batý’dan koparmak için üstün bir gayret ve telaþ içinde...
Hasta ruhlularý teminen söyleyeyim:
Böyle bir þey yok...
Örgütün Ýstanbul zirvesinde, özellikle Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn zorlamasýyla “güçmüþ gibi” bir görüntü verdi ama korkmayýn, henüz Batý’yý ve çürümüþ Birleþmiþ Milletler sisteminizi sarsacak durumda deðil.
Bu teþkilat yeni kurulmadý. Zaten vardý.
Ekmeleddin’iniz yürütüyordu sekretaryasýný.
Kaç kez toplandý.
Kaç kez kararlar aldý.
Kaç kez “Ezilmiþ Ýslam ülkeleri olarak” birlik ve beraberlik mesajlarý verdi.
Hiç sesiniz çýkmadý.
Türkiye’yi Batý’dan kopmakla suçlamadýnýz. “Eksenimiz kayýyor” diye feveran etmediniz. “AB sürecinde dramatik tercih” diye saçma sapan yazýlar yazmadýnýz.
Hem, bir ekseniniz var mýydý ki, ÝÝT toplandý diye hafakanlar geçiriyorsunuz?
Ekseniniz zaten kayýktý sizin...
Batý dünyasý adam yerine koymuyor. Batý’nýn gözünde güdülebilecek bir partnersiniz.
Doðu’dan da herhangi bir karþýlýk bulabilmiþ deðilsiniz.
Erdoðan didiniyor. Ýkiyüzlü Batý’ya karþý Ýslam ülkelerini ortak hareket etmeye çaðýrýyor; “Kendi sorunlarýmýzý kendimiz çözelim, Batý’nýn ve çürümüþ Birleþmiþ Milletler sisteminin himmetine muhtaç olmayalým, fobik Ýslam düþüncesine karþý ortak bir tavýr geliþtirelim” diyor ve bir “karþýlýk” arýyor.
Bundan bile rahatsýzsýnýz.
Batý’ya karþý onurlu bir duruþ sergileyen ve “en azýndan eþit ortaklar olmalýyýz” diyen siyasetçilere (yani Erdoðan’a) karþý kýyýcý tavrýnýz, Batý nezdinde gerekli prestiji saðlamayacaktýr size; hiç heveslenmeyin...
Çünkü Batý, “Batýlý deðerler”in tesisi için gönüllü ajanlýk yapan zavallý kuklalar gözüyle bakýyor size.
Efendim, Erdoðan bizi Batý’dan koparýyor, Ortadoðu’nun kanlý bataklýðýna sürüklüyor. O hâlâ Ýslam âleminin despotlarýyla ayný fotoðraf karesi içinde yer almanýn ne demek olduðunu bilmiyor.
Bunu söyleyen zat (bütün darbeleri desteklemiþtir, bütün muhtýralara omuz vermiþtir, “sakýn silah býrakmayýn” diye PKK’ya akýl vermiþtir ve eski bir cuntacýdýr), “Batý’dan kopmamanýn” güvencesi olarak, “iç savaþý” salýk veriyor.
Erdoðan’la yaþamak kader deðilmiþ. Alýnyazýsý da deðilmiþ.
Deðilmiþ ama “büyük altüst oluþlar, kanlý kopuþlar olmadan da insanlýk yolunu bulamýyor”muþ. Biz ancak, büyük kanlý kopuþlardan (kanlý bir iç savaþtan ya da darbeden) sonra barýþ ve demokrasi çatýþý altýnda yaþayabilirmiþiz.
Þunu demek istiyor yazar:
Erdoðan’ý devirin.
Ýster darbeyle, isterse iç savaþla...
Erdoðan devrildikten sonra yönümüzü bulabiliriz.
Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý ancak o zaman “tehlike” olmaktan çýkar.
Ee, siz yýllarca Ýslam âleminin despotlarýyla ayný fotoðraf karesi içinde sýrýtmýþ Ekmeleddin’i “Cumhurbaþkaný adayý” göstermediniz mi? O despotlardan biri olan Esad’ý kurtarmak için þeytanla bile iþbirliði yapmadýnýz mý? O despotlarýn en uyanýðý Ruhani’yi “Çaðýn dinamiklerini okuyan en akýllý lider” diye alkýþlamadýnýz mý?
Despotlara karþýsýnýz, anladýk.
Seçimle gelmiþ Erdoðan’a da karþýsýnýz.
Erdoðan’dan kurtulmak için “iç savaþýn kanlý cehennemini” önerecek kadar yönünüzü þaþýrmýþ durumdasýnýz.
Hepsini anladýk.
Peki, darbeyle gelmiþ Sisi’yi niçin bir tek lafýnýz yok?