Türkiye kendisini yöneten, çevre ülkelerle bir arada yaþayan, dünyanýn yönetiminde söz sahibi olacak bir ülke gibi görünüyor. Bunu engelleyecek dýþ güçlerin olmasý doðaldýr ve biz bunu aþarsak hedefimize varýrýz. Ancak içeride muhalefet bu konuyla hiç ilgilenmez gözüküyor ama gidiþi engelleyen bir tavýrlarý var. Muhalefetle bazý dýþ güçlerin benzer davranýþlarý bir tesadüf mü yoksa birinin diðerini etkilemesi mümkün olabilir mi? Bu, muhalefetle Türkiye’nin önünde duran seçeneklerin uzlaþmamasýndan mý kaynaklanýyor?
Muhalefet böyle konularda iktidarý hiç desteklemeyecek gibi görünüyor. Bu yeni imkan MHP’yi ilgilendirmiyor. Çünkü esas hedefi sýnýrlarýmýz içinde barýþ içinde yaþamaktýr. Gerçi bu yeni durum sýnýrlarý deðiþtirmeyecek ama bazý ülkelerin birlikte hareket etmesi sýnýrlarýn maddi olarak yok gibi olmasýna sebep olacaktýr.
Türkiye kaybettiði topraklarý kendisinden saymamýþ ve çizilen sýnýrlarý savunmuþtur. Burada, bazýlarýnýn dediði gibi, tekrar Osmanlý gibi büyük olmayý düþünmek hayaldir. Þu andaki siyasetin bize açtýðý ufkun geçmiþle hiçbir ilgisi yoktur. Yeni dünya düzeninde coðrafi ve kültürel konumumuz bize bu imkaný sunmakta, daha doðrusu bu görevi vermektedir. Biz bu görevi yerine getirmezsek, dünyayý yeniden þekillendiren güçler ya yeni bir model kuracak ya da bizim yerimize baþkasýný koyacaktýr.
***
Eðer dünyaya yeni bir þekil vermek isteyen güçler tek grup olsaydý bir rekabet olmazdý. Yani ABD-Rusya ikilisi tek baþýna olurdu ve istediði yapýyý inþa edebilirdi. Ama þimdi Çin yeni bir güç olarak ortaya çýkmýþ ve Avrupa ülkeleri ABD Rusya ikilisinin kendilerini etkisiz hale getirdiðini düþündükleri için Çin’le birlikte hareket etmeyi çýkarlarý için daha uygun buluyorlar.
Ýktidarla muhalefet arasýndaki uyuþmazlýðý, kendilerinin ifadesinden çýkarýrsak CHP için günlük olaylardan kaynaklanýyor ve söz düellosuyla vakit harcanýyor. Gerçekte dünyada oluþan bu iki farklý odak Türkiye içinde taraftarlarýný bulmuþ gözüküyor ve ABD- Rusya eksenini iktidar seçmiþ, muhalefet de diðer odakta yer almýþ gözüküyor. Ancak ülkemiz için yeni bir ufuk açan ve bazýlarýnca diðer odaðýn tercih edildiði bir rekabetin içindeyiz ve ülkemizdeki tartýþmalar bunun hangisinin tercih edilmesi ve bu tercihin hem ilerleyeceðimiz yolun zor olup olmamasý hem de gelecekte galip gelen tarafta olup olmamýz anlamýna geleceðini düþünmemiz lazým. Tercihimiz sadece bizi etkileyecek deðil seçtiðimiz tarafýn önde olmasý sonucunu da doðuracaktýr.
Þimdi þu soruya cevap aramalýyýz. Ýktidarla muhalefet arasýndaki fark söz düellosu yaratacak düzeydedir ve bu konu konuþulmamaktadýr ya da bu çekiþme kamuoyunun bilgisi dýþýnda cereyan etmekte ve sonuç nasýl olursa olsun halkýmýzýn bu seçeneði yaþayacaðý düþünülmektedir.
Ancak siyasi alanda bir hazýrlýk sezilmektedir. Mesela cumhurbaþkanlýðý seçiminde CHP-MHP-BDP, kim olursa olsun, Erdoðan’ýn rakibine oy verecektir. Siyasi alaný daha iyi anlamak için birbirine zýt partilerin nasýl olup da birlikte hareket ettiðinin sýrrýný çözmek gerekir. Bu sýrrý ancak dünyadaki yeni güç odaklarýyla bu partiler arasýnda fikir ve iþbirliði olup olmamasýna bakarak çözebiliriz.