El ele eyleminin hazýrlýk günleri. Cerrahpaþalý kýz öðrenciler var. Ezgileriyle salonlarý coþturan Ömer Karaoðlu, Eþref Ziya Terzi, Hakan Aykut gibi müzisyen arkadaþlar var, konuþmacý olarak da Dilipak ve ben.
Kayseri, Malatya, Kahramanmaraþ, Gaziantep, Düzce, Adýyaman gibi illerde salon toplantýlarý yapýlýyor. Bu toplantýlara binlerce insan katýlýyor.
11 Ekim 1998'in hazýrlýklarý bunlar. Malatya'daki toplantý için DGM'de o günlerin biçme aracý haline gelen TCK 312'den “Halký kin ve düþmanlýða tahrik” suçlamasý ile dava açýlmýþ.
Benim konuþmamda þöyle bir ifade var:
“Ankara'yý özgürlükler açýsýndan yeniden inþa etmek lazým.”
Polis konuþma kasetlerini deþifre ederken bu ifadeyi þu hale çevirmiþ:
“Ankara'yý özgürlükler açýsýndan yeniden imha etmek lazým.”
Ben savunmamda sözlerimin yanlýþ deþifre edildiðini söylüyorum ve kasetlerin yeniden deþifre edilmesini istiyorum.
Mahkeme bunu dikkate almýyor ve cezalandýrma yönünde kararýný veriyor. Kararýn gerekçesinde de þunlarý yazýyor:
“Sanýk her ne kadar'inþa edin” dedim, 'imha edin' demedim diyorsa da, inþa da imhadan sonra gerçekleþeceði için sözler ayný maksada matuftur.”
Sonralarý dönemin Adalet Bakaný Hikmet Sami Türk “312'nin maksadýný aþan þekilde kullanýldýðý”ný itiraf edecektir.
11 Ekim 1998'de “Özgürlükler için El ele” eylemi gerçekleþti.
Ýstanbul'da, Anadolu'da, o eylemin isimsiz on binlerce kahramaný var. Bebeler katýldý korteje bebek arabalarý içinde. Çocuklar babalarýnýn omuzlarýnda el ele tutuþtular.
***
Kýlýçdaroðlu'nun yürüyüþünü deðerlendirdiðim yazýda sivil mücadele yöntemi olarak El ele'yi de hatýrladým. Birçok insan da Gandi'nin tuz yürüyüþünü ya da Mao'nun uzun yürüyüþünü hatýrladý bu çerçevede.
Muhtevasýna, amacýna, mesajýna katýlýrsýnýz katýlmazsýnýz, ama bu tür sivil eylemlerin bir davayý anlatmak için kavgadan daha etkili olduðunda kuþku yok.
Bir CHP dosyasý açýldýðýnda “Günah” adýna çok þey yazýlabilir. Kýlýçdaroðlu için de “Negatifler dosyasý” hazýrlamak zor deðil. Ama þu ana kadar “Adalet yürüyüþü”nün sivil ve barýþçýl boyutta kalmasý için azami titizlik gösterildiði de aþikar. Ya da þöyle söyleyelim: Gezi türü bir iþin CHP'yi bir kere daha yerin dibine batýracaðý bilindiði için titizleniliyor.
“Yürüyüþ”baþlýklý yazýmda bu eylemin “CHP tabanýndan öte bir toplumsal birikime tekabül etme amacý taþýdýðýný” yazdým. Bu bir hamle, tutar tutmaz, inandýrýcý bulunur bulunmaz, CHP günahlarý hatýrlanýr, üzeri çizilir vs...
Þunu söyleyeyim:
- Adalet arayýþýnýn Türkiye'de hep bir karþýlýðý olmuþtur. Bugün de vardýr.
Þunu da söyleyeyim:
- Yargý'nýn CHP makinasý gibi çalýþtýðý zamanlarda dindarlarýn özgürlük taleplerinin ya da hukuksuzluða tepkilerinin “Yargý sürecine saygý” sloganý ile karþýlandýðý bir vakýadýr.
Kýlýçdaroðlu'na “CHP'nin geçmiþteki yargý günahlarý için özür beyanýnda bulun” diye seslenebiliriz.
Ama bugün yargýda bir problem varsa, bunu birisinin dile getirmesini önlemenin mantýðý yok.
Diyelim ki Kýlýçdaroðlu “Adalet anahtarý”ný kullanarak Ak Parti tabanýna uzanmak istiyor. Ak Parti'ye düþen en azýndan “Böyle bir anahtar var mý?” diye sormak deðil midir? Milletvekilleri kapýlarýný sýzlanýþlara açsýn, eminim ki bana gelenin bin katý onlara ulaþacaktýr. Eminim ki þu an binlerce ortamda “Yargý sorunu” konuþuluyor.
BÝR AÇIKLAMA:Burada haftada 5 gün yazýyorum. Bana bu sütun tahsis edildi. Burada kendi düþüncelerimi yazmam için. Her yazýnýn kendi içinde bir mimarisi var. Yazýlarýmýz zaman zaman kimi TV kanallarý, internet siteleri ya da yazýlý medya tarafýndan alýntýlanýyor. Alýntýlayanlar da kendi siyasi duruþlarýna malzeme olacak þekilde cýmbýzlamalar yapýyor, yorumlar katarak kendi okuyucusu nezdinde bir “Ahmet Taþgetiren imajý” oluþturmaya yöneliyor. Bunlarý önleme imkaným yok. Dün bu gazetede çýkan “Star yazarý neyi destekliyor?” baþlýklý yazý da böyle bir nitelik taþýyordu. Ona cevap vermeyeceðim. Sadece pazar günkü “Yürüyüþ” yazýmý saðduyu ile yeniden okuyun diyebilirim okuyucularýma.