24 Haziran seçiminin anahtar kavramýnýn ‘güven’ olduðunu yurt dýþý yayýnlarda da görmeye baþladýk.
Alman resmi haber kanalý DW’nin Mannheimer Morgen gazetesinden aktardýðý yorum bunlardan biri. Gazete, Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan'ýn yeniden seçilme þansýnýn neden yüksek olduðunu þöyle özetlemiþ: “Ýki önemli faktörü unutmamak gerekir. Erdoðan ve lideri olduðu AK Parti, geçmiþteki reformlarýyla Türkiye'ye ekonomik hamleler yaptýrýp halkýn refahýný artýrdý. Ayrýca bütün otoriter eðilimlerine raðmen birçoðu tarafýndan istikrarý en iyi saðlayacak lider olarak görülüyor. Muhalefet parçalanmýþ durumda. Türkler geride býraktýðýmýz on yýllarda darbelere ve hükümetlerin nasýl daðýlýp gittiðine tanýk oldu. Bütün bunlara bir de komþu Suriye ve Irak'tan kaynaklanan güvensizliði eklemek gerekir.”
Alman medyasýnda sýkça rastladýðýmýz doðrudan ‘diktatör’ ithamý yerine ‘otoriter eðilimler’ ifadesi de dikkat çekici. Bir adým sonra ‘otoriter eðilim iddialarý’na dönecek, sonra da kullanýmdan çýkacak gibi duruyor…
Türkiye’de ise ana muhalefet ‘güven vermeme’ konusundaki ýsrarýný sürdürüyor!
Önceki gün CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, 2015’te baþlayan ‘Türkiye yalnýzlaþtý’ kampanyasýný canlandýrmaya çalýþtý.
“5 büyük ülkede büyükelçimiz yok. Bu tabloyu ters düz edeceðiz” dedi.
Dýþiþleri’ne sordum.
Büyükelçilerimizi çektiðimiz bu büyük ülkeler hangileri?
ABD, Ýngiltere, Almanya, Fransa, Rusya, Çin sanýyorsanýz, deðil.
Ama öyle anlaþýlsýn istenmiþ…
Dýþiþleri’nin verdiði bilgiye göre Türkiye, 4 baþkentteki büyükelçilerini þu sebeplerle geri çekmiþ durumda:
- Türk bakaný polisle durduran ve polis köpeklerini Türklerin üzerine saldýrtan Hollanda’nýn baþkenti Lahey’den;
- Filistinlileri dünyanýn gözü önünde katleden Ýsrail’in baþkenti Tel Aviv’den;
- Halkýn üzerine kurþun yaðdýrarak darbe yapan General Sisi’nin Mýsýr’ýnýn baþkenti Kahire’den;
- Ve daha vahim nedenlerden dolayý Suriye’nin baþkenti Þam’dan...
(Finlandiya, Moldova, Letonya, Lübnan ve Benin büyükelçileri atama süreçlerinden doðan boþluklar ve vefat nedeniyle þimdilik boþ.)
Kýlýçdaroðlu’nun kast ettiði ‘5 büyük ülke’ hangisi hala merak ediyorum!..
Þam’ý kast etmiþ olabilir mi?
Zira daha önce “Türkiye Esad’la görüþmeli” diye ýsrar etmiþti. Cumhurbaþkaný adayý Muharrem Ýnce de 18 Mayýs’ta, “Seçilirse Þam’a büyükelçi atayacaðýný” açýklamýþtý.
Eðer o ‘büyük ülke’ Suriye ise bir ölçüde ‘tutarlýlýk’ var!
Ama deðilse…
Mesela Ýsrail ise durum biraz sýkýntýlý...
Zira Kýlýçdaroðlu, Ýsrail’in katliamýndan sonra 15 Mayýs’ta “Ýsrail büyükelçimizi hemen geri çekin. Ýstiþare için deðil, geri göndermemek üzere geri çekeceksin kardeþim” diye gürlemiþti!
Muharrem Ýnce’nin hedefi ise gerçekten büyüktü; “Çekin derhal Washington'daki büyükelçiyi!”
Büyük ülke nedir, büyükelçiyi çekmek ne demektir?
Büyükelçiyi çekmeyi önerip, sonra iktidarý büyükelçileri çekmekle suçlamak nedir?
Sözü dinlenir muhalefet partisi nasýl olunur?
Böyle bir tuhaflýða bir ülke, dahasý Türkiye gibi bir ülke nasýl teslim edilir?
Ya da Alman gazetesinin dediði gibi nasýl teslim edilmez!..
Kýlýçdaroðlu ‘takvim’ verdi
Bu arada; Kýlýçdaroðlu ayný konuþmada “Ýlk 4 yýlda Türkiye çýtayý atlamýþ olacak” vaadinde de bulundu. Bugünlerde ittifak partileriyle ‘parlamenter sisteme dönüþün yol haritasý’ üzerinde çalýþacak bir komisyon kurmaya çalýþýyorlar. ‘Velev ki’ CHP adayý cumhurbaþkaný seçilir; 4 yýlda çýta atlanacaksa seçim olmayacak demektir. Yani parlamenter hükümet sistemine dönüþ bir ‘boþ vaat’…
Oysa ‘referandumdaki hayýr bloku evete dönmüþ’ diye yazdýðýmda kýzmýþlardý!