"Ben olsam, Müslüman Doðu'daki tüm mekteplere, 'eleþtirel düþünme' dersleri koyardým. Batý'nýn aksine Doðu, bu acýmasýz mektepten geçmemiþtir ve birçok zaafýn kaynaðý budur."
"Özgürlüðe Kaçýþým, Zindan'dan Notlar" adlý kitabýnda böyle der Aliya Ýzzetbegoviç...
Tam da içeride en zor dönemeçleri aþarken hatýrlanacak bir temenni midir bu diyenleriniz olacak. Haksýz da deðiller zor dönem vurgusunda. Güney hattýmýzda güya müttefiklerimiz tarafýndan bize karþý aðýr silahlarla techiz edilmiþ terör bloku, YPG, PKK'sý ile tüm katliam harfleri... Ýçeride iþi iþgal giriþimine kadar götürmüþ FETÖ ve ayný anda DEAÞ'ýn insafsýz katliamlarýyla mücadele derken, içeride ve dýþarýda en sunturlu mikserlerin içinden geçiyoruz. Sýký durmak zorundayýz. Ama bu sýký durmak zorunluluðumuz, eleþtirel düþünce kabiliyetimizi týkamamalý, öldürmemeli.
Özeleþtiri veya muhalefet gibi iddialý, debdebeli ifadelerden geçelim, birbirimize soru sorabiliyor muyuz, birbirimizi mecburen onaylamanýn dýþýnda birbirimize hýz katacak, yol açacak, tuðlanýn üstüne tuðla koyacak bir katkýmýz var mý?
Bu meseleyi, sadece medya veya siyaset arenasý için zikretmiyorum. Özellikle toplumsal mesuliyet isteyen eðitim veya gençlik esaslý yahut gönüllülüðe dayalý sivil çalýþmalarda öz eleþtiriye açýklýk çok önemli. Eleþtirel düþünce derken... Yýkýcý tarzda veya kiþiselleþmiþ hýncýn eleþtiri ambalajýyla sunulmasý þeklinde ya da profesyonel medya tetikçileri aracýlýðýyla saçaklandýrýlmasý da deðil kastettiðim þey.
Biz birbirimizi iþitemiyoruz. Kalbimizi iþitmeye kapatmýþýz. Birbirimizle olan iliþkimiz, korkudan, güvensizlikten ibaret hale gelmiþ. Korkuyu gayet insani bulurum, hatta insan oluþun temelindeki kaygýlardandýr korku... Ama korku, süreklilik arz edemez, rutini ve devamlýlýðý varsa, korku artýk patolojik bir durum almýþ demektir. Sistem sorunudur bu.
George Orwell'ýn "1984" romanýný hatýrlarsýnýz. Gerçi edebiyattýr, sanattýr neticede Orwell'inkisi. Ama gerçekliðin aynasý olarak edebiyat, hayata dair ibretli izlenimleri içerir. Edebiyatçý sezgisi yüksek kiþidir. "1984"e dönecek olursak: Korku, politik bir metottur ve en ufak bir soru bile vatana ihanet olarak algýlanmaktadýr. Sadece zavallý insan teklerinin ezildiði bir süreç deðildir bu, sistem, korku aracýlýðýyla temerküz ettiði güç sayesinde, adeta karanlýk bir uzaya dönüþmüþtür. Toplumsal tahkim oluþ arzu edilirken, tam tersine toplumsal çözülmeye gidiþtir bu. Korkutarak kuþattýðýmýz kiþi, artýk ferdiyetini yitirmiþtir, ya çok silik ya da nihilist manada baðsýz, kopuk bir kiþidir. Deðerlerin yitiriliþi anlamýndadýr bu...
Begoviç'in bahsettiði manada eleþtirel düþünce yoktur bizim müfredatýmýzda. Ama ciddi bir siyasetname geleneðimiz var.Tam olarak karþýlamýyor eleþtirel düþünceyi ama ayný zamanda ahlaki deðerlendirme, hatýrlatma ve uyarý içeriði de taþýyor bu metinler... Gençlerle iki yýldýr siyasetname okuyoruz, beni en çok heyecanlandýran kýsým, dersin sonunda sorularla birlikte açýlan beyin fýrtýnasý kýsmý... Pek çok halimizden mahcubiyet içindeler. Biz gençken sömürgeciliðe karþý anti-emperyal direniþin coþkusu vardý. Þimdiki gençlerdeyse maðlubiyetlerimizin iç sebeplerine odaklanma hakim. Geleneksel kabulleri sarsan yeni reddiyeleri var. Onlarýn sorularýna hazýrlýksýzýz...
Haksýz da deðiller... Ýslam alemine baktýðýmýzda da durum iç açýcý deðil. Hemen her yerde kanayan halklarýmýz, ya iþgallerin ve sömürünün veya yoksulluðun, hatta açlýðýn pençesinde kývranýyor. Genele baktýðýmýzda evet merhamet ve dayanýþma var. Ama resmi düzeyde, devletler söz konusu olduðunda dayanýþmanýn yerini çýkar birliktelikleri alýyor. Çýkar birlikteliðine dayalý siyaset ve diplomasi ise seküler bir yarýlmayý getiriyor. Günde beþ vakit ayný Kýbleye yönelenler, halký açlýkla kývrananlar, birbirlerine kimyasal silahlarla saldýrabiliyor.
Biz birbirimizi sevmeye dair Kur'an ahlakýný inþa edemedik. Çünkü Kur'aný ciddiye almadýðýmýz gibi, sevgiyi de ciddiye almýyoruz. Oysa hem Kuran'ý okuyup anlamak, hem de birbirimizi sevmek, insan oluþa has sorumluluk gereðidir.
Eleþtirel düþüncenin, anlamak kadar sevmekle de ilgili dolaysýz, yalýn bir iliþkisi var ve çok mühim.Çünkü sevgi de deðerli ve insani bir gayret olarak en riyasýz anlamýyla, ancak karþýmýzdakini anladýkça hasýl oluyor.