PKK ile FETÖ arasýndaki benzerlikler ayrýþma noktalarýndan fazla. Ýkisi de silahlý terör örgütü. Ýkisi de Türkiye’yi iþgal etmeye kalkýþtý.
Ýkisi de Türkiye’de bir iç savaþ çýkarabilmek için uðraþtý, uðraþýyor.
Ýkisinin de sahibi ayný. PKK da FETÖ de ayný ülke istihbaratýnca besleniyor, teþvik ediliyor.
Ýkisi de Türkiye’nin açýk yaralarý üzerine çöreklendi. PKK’yý var eden ortam Kürtlüðün, FETÖ’yü var eden ortam dindarlýðýn yasak olduðu ve insanlara bu nedenle aðýr bedellerin ödetildiði ayný ortamdý.
PKK etnisite (Kürtlük), FETÖ din (ýlýmlý Ýslam) üzerinden vücut buldu. Ama Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaþýyla barýþýk hale gelip yasaklar kalktýkça ikisi de nefes alamaz oldu. Kullaným deðerleri düþtükçe okyanus ötesindeki sahip sufleler vermeye baþladý: “Türkiye otoriterleþiyor”, “Erdoðan diktatör”, “Türkiye IÞÝD’e silah veriyor”, “Tayyip gidici” vesaire.
Muhalefeti kategorik olarak iktidar ve devlet karþýtlýðýna indirgeyen kötü muhalifler nedeniyle iki terör örgütü de siyasi alanda, medyada, akademide ve sivil toplumda kolay karþýlýk buldu. Böylece hem kendilerini meþrulaþtýrýp terör örgütü olduklarýný gizleyebildiler hem de Türkiye’yi kanla ve kinle boðacak bir vasata kavuþtular.
Her iki terör örgütü de siyasi alanda mevcut. PKK’nýn partileri var. Seçimlere girmeyi göze alabileceði bir tabana sahip olmadýðý için FETÖ parti kurmak yerine partilere sýzdý. En son MHP’yi ele geçirmeye çalýþýrken basýldý.
Her iki terör örgütü de sivil alanda örgütlü. Daha yeni el konulan ya da yayýný kýsýtlanan medya organlarý, gazeteci görünümlü teröristleri var. Bunlar yalan haberle, manipülasyon ve algý operasyonlarýyla yetinmediler elbette. Alenen terör örgütü propagandasý yaptýlar. Örgüt içi haberleþme, örgüt liderleri Gülen ve Öcalan’ýn mesajlarýný yayma dahil her türlü suçu Türk hukuk sistemi içinde iþleyebildiler. Þimdilerde terör medyasý kapatýlýp gazeteci kýlýklý teröristler yargýlanmak üzere tutuklandýkça “özgür medya susturulamaz” yaygarasý koparýyorlar.
Her iki terör örgütünün de hem içerde, hem dýþarýda kullandýðý, vaktiyle “muteber” kimi isimler var. Can Dündar bunlarýn en günceli. Bitik bir Kemalistken FETÖ tarafýndan devþirildiði ve kullaným süresi tükenen Taraf yerine ikame edilen Cumhuriyet’e yayýn yönetmeni yapýldýðý anlaþýlýyor. Açýn bakýn arþivlere; Dündar’ýn Cumhuriyet’teki kariyeri, FETÖ, PKK ve DHKPC terör örgütlerine hizmetten ibarettir.
Can Dündar’ý 15 Temmuz darbe-iþgal giriþinden bir hafta önce (6 Temmuz’da) Cumhuriyet’ten ayýranlarýn onu bir müddet daha, uluslararasý kamuoyunu zehirlemekte kullanacaklarý anlaþýlýyor. Nitekim dün bir Alman gazetesine kusmuþ.
Her iki terör örgütü de sosyal sýnýflarýn dýþýndaki alanlara da ulaþmayý hedefledi. Farklý ideoloji bloklarýna, edebi kamuoyuna sýzabilmek için kamuflajlar kullandý. Havalý isimleri olan bu maþalar, etnik-dini yasaklarýn açtýðý boþluklardan türeyen terör örgütlerinin sonuç almasýna bir þekilde yardýmcý oldu. Kimi isimlerin yasak dönemlerinde hak savunusu olarak görülebilecek bu desteði, yasaklar kalkýp örgütlerin terör yüzü açýða çýktýðýnda da devam etti.
FETÖ’den tutuklu isimlere bitik Kemalist Can Dündar ile bitik anti-Kemalist Ahmet Altan neden ekli deðil? FETÖ’ye hizmetlerinden þüphe mi duyuluyor? Türkiye’yi iþgale açýk hale getirmek için verdikleri çaba, Altanlarýn “Türkiye bir iç savaþýn kanlý cehenneminden geçmeden adam olmaz” temalý sözleri bir týk uzaðýmýzda mý deðil? FETÖ’ye 7 Þubat 2013 MÝT saldýrýsýndan, PKK’ya Temmuz 2015 tarihli “devrimci halk savaþý”ndan bu yana verdikleri destek azýmsanýyor mu? Ellerindeki kaný yýkamalarýna izin mi veriliyor yoksa?