Eski Türkiye ile Yeni Türkiye arasýnda iki köprü var; birisi Kürt meselesi, diðeri paralel yapýlanma... Demokrasi, hukuk devleti ve özgürlüklerin olmazsa olmaz þartý bu iki köprünün yýkýlmasýdýr. Ýki Türkiye arasýnda bir baðlantý kalmamasýdýr.
Devlet gücünü ele geçirerek veya paylaþarak veyahut da parça parça kendi organizasyonlarýna transfer yoluyla demokrasiyi devre dýþý býrakanlarýn sonu gelmeden eski Türkiye nefes alýp vermeye devam edecektir. Bir ülke için bundan daha büyük bir tehlike, daha acil bir problem ve daha hassas bir mesele olamaz.
Nasýl bir tehlikeyle karþý karþýya olduðumuzu anlamak için paralel yapýnýn, askeri vesayetten boþalan ünitelere pervasýzca yerleþtiðini unutmayalým. Toplumun kaldýrmak için mücadele ettiði ve lanetlediði vesayeti, devletin derinliklerinde saklanarak sessiz sedasýz üstlenmeye çalýþan cüretkar bir yapýnýn varlýðýný unutmayalým. Eski vesayet kurt postunda kurttu; yenileri ise kuzu postuna bürünmüþlerdi; bunu da unutmayalým.
866 bin telefon dinleyen bir yapý
Neler olduðunu da hatýrlayalým... Sadece 2010-14 yýllarý arasýnda 297 bin adli dinleme 569 bin ön dinleme yapýldý. Yani “sadece” 4 yýlda 866 bin telefon dinlendi. Ne kadarýnýn sahte isim ve sahte numara kullanýlarak yapýldýðý hala bilinemiyor. Bütün illerde validen baþlayarak þehir protokolünün sýradan dinlendiði, takip edildiði artýk belgelenmiþ durumdadýr.
Cumhurbaþkaný, baþbakan, bakanlar, MÝT Müsteþarý dahil olmak üzere bütün devlet yetkililerinin dinlenip, izlenip, en gizli konuþmalarýnýn bile servis edildiði kesinleþmiþtir.
7 Þubat’ta MÝT Müsteþarýný hedef alan, ardýndan 17 ve 25 Aralýk’ta açýk bir darbe giriþimine dönüþen giriþimler, devleti ele geçirmek amacýný taþýyordu; muvaffak olamadýlar. Ayný günlerde MÝT TIR’larýný durduracak kadar kural tanýmayan bu yapýnýn, bunca nefrete raðmen hala yargý kurumlarýnda iktidar mücadelesi verecek kadar özgüven sahibi olduðunu da ekleyelim. Uluslararasý baðlantýlarý da ayrýca ekleyelim.
Böyle bir devlet ve hukuk düzeni olmaz. Olamayacaðý için de sistemin bu hastalýklý yapýdan gecikmeden arýnmasý gerekir. Arýnmak demek elinde vesayet kiri olan herkesin devletten uzaklaþtýrýlmasýdýr. Himaye edicileriyle, koruyucularýyla birlikte...
Bir daha akýldan bile geçirmemek üzere
Ne yazýk ki paralel yapý, ilk ciddi arýnma hareketi olan Ergenekon/Balyoz gibi haklý davalarý bile itibarsýzlaþtýrdý. Suçlu suçsuz, haklý haksýz, darbeci maðdur birbirine karýþtý. Darbe planlarý arkasýnda bazý hesaplar görüldü; bazý kadrolar zorla boþaltýldý. Hükümetin ve toplumun hassasiyetleri akýl almaz bir þekilde suistimal edildi. Tertemiz olabilecek bir demokrasi tarihinin üzerine gölge düþürüldü.
Yüzbinlerce telefon dinleyen, binlerce insanýn hayatýný takip eden, devlet sýrlarýný tasnif eden, ticarette þantaj düzeni kuran yapý þimdi deþifre ediliyor. Aslýnda, kibri, cüreti ve sahip olduðu güç nedeniyle attýðý her adýmda kendi kendisini deþifre ediyor. Çünkü vesayet gizlenemez, derin yapýlarýn üzerine þal örtülemez.
Ergenekon ve Balyoz operasyonlarý yapýlýrken suçluyla suçsuz, haklýyla haksýz hassas bir þekilde ayrýlsýn diyorduk. Dün baþlayan operasyonlarda da standardýmýz budur. Zamana, davaya, kiþiye göre hukuk ve demokrasi duygusu deðiþmez...
Nasýl bu ülkede bir daha darbeyi akýldan dahi geçirmek artýk imkansýzsa, bu davalar tamamlandýðýnda; yani toz bulutu indiðinde de bir daha kimse vesayeti ve paralel iliþkileri aklýndan geçirememeli. Operasyonlarýn baþarýsýný ölçecek olan, devlet içinde devlet hesabý yapanlarýn da böyle bir hesabýn yapýlabilir olmasýnýn da tarihe karýþmasýdýr.