Emeklilik Kaldýrýlsýn

Ýnsanlarý En Deðerli, En Birikimli Yaþlarýnda Paldýr Küldür Emekli Edip Evine Kapatacak Kadar Zengin Miyiz?

84 yaþýnda bir adamýn hikayesiyle tanýþtým. Adý James McFadden. Ýsmini arama motoruna yazdýðýnýzda ayný isimde bir futbolcuyla karþýlaþýyorsunuz, o deðil.

Bay McFadden bir kasýrga avcýsý. Þimdiye kadar aktif görev alýp kriz yönetiminde bulunduðu fýrtýna ve kasýrga sayýsý tam 574.

ABD’nin coðrafi olarak zorlu iklim olaylarýna ne kadar müsait olduðunu biliyoruz. Örneðin 2017 yýlýnda 11 fýrtýna, 4 kasýrga, 2 de dev kasýrga gerçekleþmiþ. Tümünde de McFadden’in deneyimi ve imzasý var.

Bir an için Bay McFadden’ýn Türk olduðunu ve Türkiye’de yaþadýðýný düþünelim.

60 ya da 65 yaþýnda emekli olmuþ olacaktý.

Sadece kanunen deðil zihinlerde, algýlarda da o yaþa geldikten sonra sürekli “emekli” diye kodlanacaktý çevresinde.

24 senedir evde oturuyor olacaktý. Kendisi ve yüzlerce kasýrga deneyimi.

Torunlarýna, konu komþuya, gelen giden misafire o deneyimlerini anlatacaktý. Dinleyen de pek olmayacaktý muhtemelen.

*     *     *

Amerika’dan geçiyoruz Japonya’ya, sene 2010

Bir toplantýya katýlmak için Tokyo yakýnlarýnda Hachiōji diye bir bölgede ünlü Japon þirketi Casio’nun genel merkezindeyiz.

65-70 yaþýnda bir adam satýþ temsilcisi masasýnda oturuyor. Þaþýrýyorum. “Ne iþ yapýyorsunuz?” diye sorduðumda “Satýþ temsilcisiyim” cevabýný alýyorum. “Kaç yýldýr?” diye soruyorum, “45 yýldýr bu þirkette, bu pozisyondayým” diye cevap veriyor. Daha çok þaþýrýyorum. “Herhalde bu adama özgü bir þey, kariyeri yaver gitmedi demek” diye düþünürken etrafýndakileri gösteriyor. 55-70 yaþ arasý 4-5 adam daha. “Bu arkadaþlarýmla biz satýþ ekibiyiz” diye cevaplýyor.

“Ýyi de niye yükselmediniz?” diyorum. “Nereye yükselecektik?” diyor. “Satýþ þefi, satýþ müdürü, genel müdür…” diyorum, “Ýyi de o iþler bambaþka iþler, satýþçýlýk baþka bir meslek satýþ müdürlüðü ise bir yönetimsel görev.” diyor. “Benim mesleðim, benim iþim satýþ temsilciliði, bu iþi severek yapýyorum”.

Þaþýrýyorum.

Bir insan bunca süre bir þirkette çalýþmalý mý sorusu tartýþmalý, o baþka yazýnýn konusu, takdiri size býrakýyorum.
Ama biriktirilen deneyime bakar mýsýnýz?

*     *     *
 

Farkýnda mýsýnýz?

Türkiye’de tuhaf bir noktaya geldik. Devlette de özel sektörde de özel hayatta da..

Tecrübeye saygý duymuyoruz.

Bu deyimi kullandýðým için özür diliyorum ama çabucak ýskartaya çýkarýyoruz yaþý ilerleyen insanlarý.

Iskartaya çýkarýrken hata yapýyoruz ama bunun da sebepleri var. Ýki ana baþlýkta toplayabilirim erkenden raf ömrümüzün tükenmesini.

Birincisi saðlýklý yaþlanamýyoruz.

Ýnsan ortalama yaþý ilerliyor ama yediðimiz yapýsý deðiþtirilmiþ besinler, þehir yaþamýnýn insan üzerindeki etkileri, strese baðlý psikolojik rahatsýzlýklarýn verdiði çöküntü, saðlýklý ve yeterli beslenememe gibi sebeplerle emeklilik yaþýna geldiðimizde James McFadden gibi olamýyoruz.

Ýkincisi yaþarken yaþamayý ihmal ediyoruz.

Örneðin okul bittikten sonra evlenip çoluða çocuða karýþan insan öyle bir giriþiyor ki hayata, kendine geldiðinde kendisini emeklilik yaþýnda buluyor. Hele þu kredi bitsin, hele bunun taksidi bitsin, ev alalým, yazlýk alalým, hele büyük oðlan okulu bitirsin, hele küçüðü askere gitsin gelsin, hele ortanca evlensin derken hayat geçip gidiyor.

Kendimiz için de yaþamayý bilmiyoruz. Hayatýmýzý heba etmeyi marifet sayýyoruz, bu yüzden kaliteli yaþlanamýyoruz. Maalesef okumuyoruz, dünyayý görmüyoruz, gezmiyoruz ya da gezemiyoruz. Muhitimizde tarihi bir eser olduðunu her yaþtan aile fertlerinden oluþan ve ellerindeki rehberle okuya okuya gezen Japon turistlerden öðreniyoruz.

Bu yüzden de yaþlanmýþ halimiz okumamýþ, görmemiþ, gezmemiþ, kendini geliþtirmemiþ bir hal oluyor.

*      *     *

Türkiye’nin genç potansiyelinden söz eder dururuz. Peki Türkiye’nin yaþlý potansiyeli ne olacak?

Bir insaný 60 yaþýnda hayattan koparýp ayaðýna terlik, eline kumanda vererek eve týkmanýn maliyetini kim ödeyecek?

O insan hayattan kopmayýp da sýký sýkýya sarýlsa, üretmeyi býrakmasa 20 yýlda yaþlanacakken “Sen artýk bittin, miadýn doldu” dendiðinde 2-3 senede yaþlanýveriyor. Hem bedenen, hem zihnen.

Ýþe yaramaz hissediyor. Bilinmeyen bir günü, saati ve dakikayý beklemeye baþlýyor.

Ve düþünün, bu insanla birlikte 40 yýllýk bir deneyim de beklemeye baþlýyor ayný süreyi.

Ýnsanlarý en deðerli, en deneyimli, en birikimli halinde kenara atmayý býrakmak zorundayýz.

Ayný hatalarý defalarca tekrar etmemek için geçmiþten dersler çýkarmak zorundayýz. Bunun da en iyi yolu o yollarý daha önce yürüyenlerle temasta kalmak. Ýrtibatý koparmamak.

*      *     *

Olumsuzluklar içeren bir yazýyý iki olumlu örnekle tamamlayayým.

Biri Tarým ve Orman Bakaný Dr. Bekir Pakdemirli. Uzun süre önce attýðý bir tweet çok dikkatimi çekmiþti. Þu anda bulunduðu makamda daha önce oturan beþ eski bakanla teker teker baþ baþa buluþmuþ, görüþmüþ ve deneyimlerinden faydalanmýþ olduðunu paylaþmýþ.

Düþünün, beþ eski bakan, beþ bakanlýk deneyimi, bir genç bakan için bulunmaz bir fýrsat.  Parayla, pulla satýn alýnamayacaðý gibi o beþ bakanýn toplamda harcadýðý zamaný tüketmeden de edinilemeyecek bir deneyim. Ama birer toplantýyla altýn deðerinde notlar aldý sayýn bakan .Birinin söyleyeceði bir cümle belki Bekir beyi tarihi bir hatadan döndürecek, tarihi bir baþarýya imza atmasýný saðlayacak.

Ýkinci örneði de Aile, Çalýþma ve Sosyal Hizmetler Bakaný Sn. Zehra Zümrüt Selçuk’da gördüm. Türkiye'nin ilk Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný, ayný zamanda Kadýn ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlýðý da yapmýþ Sayýn Ýmren Aykut'u aðýrlayýp deneyimlerinden faydalandýðýný paylaþmýþ.Ýmren Aykut, hatýrlayanlar vardýr mutlaka, Özal döneminin bakanlarýndan biri.

Ýki genç bakaný bu güzel örneklerden dolayý alkýþlýyorum.

*     *    *

Son söz.

Türkiye’nin hiç olmadýðý kadar deneyime ihtiyacý var. Türkiye’nin hiç olmadýðý kadar genç enerjiye ihtiyacý var.

Ama Türkiye’nin en çok, genç enerjisinin deneyimle birlikte hareket etmesine, gençlerinin büyüklerin tavsiyeleriyle ilerlemesine ihtiyacý var.

Bu yazýyý okuyan emekli amcalarým, teyzelerim. Size çaðrý yapmak haddim deðil.

Amma velakin Türkiye’nin -belki farkýnda deðil ama- size ihtiyacý var.

Atýn elinizden sudoku’yu, bulmacayý, kumandayý.

Hangi alanda deneyimliyseniz bir þeyler yapýn.

Biz gençler cahiliz, bize bakmayýn.

Ne dersek diyelim deneyiminizi, gölgenizi eksik etmeyin.