15 Temmuz ihaneti sonrasýnda devletin elinde kalan en kritik isim, bence, Gökhan Sönmezateþ. Ýhanet gecesi, suikast harekatýný yöneten dönemin tuðgenerali… Duruþmalardaki açýklamalarýný okudum, karþýmýzda, çok özel eðitilmiþ bir karakter var, týpký Mehmet Ali Aðca gibi…Aðca da Soðuk Savaþ yýllarýnýn hesaplaþmasýnda Papa’yý vurmuþ ama mahkemelerdeki açýklamalarý ile arkasýndaki gerçek güçleri çok iyi kamufle etmiþ bir suikastçýdýr.
Bunlar erken tespit edilen ve özel eðitimlerden geçen insanlardýr.
Mahkemede “Darbeciyim ama FETÖ’cü deðilim” sözleriyle “dýþarýya” güçlü mesaj veren Sönmezateþ’ in satýr aralarý önemli.
Mesela þu sözü, “bu meseleyi zamanla herkese yayarým” mesajý niteliðinde: Esas benim aradýðým soru 4 saat boyunca neden, kim tarafýndan bekletildik? Cumhurbaþkaný Marmaris'ten ayrýldýktan ve Semih Terzi öldürüldükten sonra saat 02.20'de biz yola çýkarýldýk. Tuzaða düþürüldük. Bilsem o insanlarý oraya götürmezdim.
FETÖ ile baðlantýsý daha henüz 1984 yýlýnda, Kuleli Askeri Lisesi’nde okurken tespit edilen, ilgili komisyonlar tarafýndan 5 kez uyarýlýp yine de ordu içinde býrakýlan özel bir karakterden söz ediyoruz. 1984-1988 arasýnda Sönmezateþ’le birlikte 300 kiþi tespit ediliyor, hepsi kurtarýlýyor, bunlarýn yüzde 70’i, 15 Temmuz ihanetine fiilen katýlýyor.
Net söylüyorum: 15 Temmuz ihanetinin perde arkasýndaki asýl gölgeleri, 12 Eylül darbesinin Evren baþta, komutanlarýdýr.
Sönmezateþ, bir tek konuda þu sözler ile doðru söylüyor olabilir: Benim görevim tekrar söylüyorum Cumhurbaþkanýný sað salim alýp Akýncý'ya götürmekti. Öldürün emri vermediðim gibi böyle bir emir de yok. Bana suikast görevi verilseydi kabul etmezdim.
Bu sözlerin doðru olabileceðini gösteren tarihi gerçek aþaðýdaki iki fotoðrafta saklýdýr.
Tarihimizin ilk darbesiyle indirilen, devamýnda da öldürülen Sultan Abdülaziz, kendisini bekleyen korkunç son öncesinde saray çalýþanlarý tarafýndan böyle aþaðýlanmýþtý. Avrupa’yý ziyaret eden ilk padiþah oldu, devamýnda sanayi devrimi hamlesini baþlatacaktý, donanmayý ayaða kaldýrdý, Ýngiltere hoþlanmadý, Hüseyin Avni Paþa’ya devirttiler, öldürttüler.
Türkiye’de demokrasinin öncülüðünü yapmýþ, Adnan Menderes, 27 Mayýs darbesi sonrasýnda Yassýada’da aþaðýlanan devlet adamýdýr. Trajedisi, 1954’te Amerikan Baþkaný Eisenhowar’a gidip “sanayileþmemiz lazým” demesi, “NATO planlamasýna göre Türkiye gýda üretecek” cevabýný almasýydý. Asýl suçu, Türkiye’ye 300 milyon Dolar’lýk Amerikan yardýmýnýn askýya alýnmasýndan sonra sanayi hamlesi için Sovyetler Birliði ile temas kurmasýydý, asýldý!..
Yüksek ihtimal, emperyalizmin hedefi, bu iki fotoðrafýn yanýna Erdoðan’lý bir aþaðýlama fotoðrafý daha koymaktý, bu kez olmadý.
Ama bakýn, tehditleri sürüyor:
Benim dediðimi yapmazsan ekonomini yerle bir ederim.
S-400 alýrsan NATO’yu üzerine salarým.
Fetullah Gülen benim adamýmdýr, vermem, almayý sakýn deneme…
PKK benim teröristimdir, uðraþma, sonra Selahattin Demirtaþ’a Nobel verdiririm…
Maduro’nun baþýna gelecekleri iyi takip et, orada kendini göreceksin…
Emperyalistin aklý o tamamlanmamýþ üçüncü fotoðrafta kaldý…
Þimdi tebessüm etmesine bakmayýn sayýn Baþkan, taktik hesapla diþlerini göstermiyor, o kadar…
Uzlaþtýðýmýz an ölürüz, bunu biliyoruz…