Selahaddin E. Çakırgil
Selahaddin E. Çakırgil
Tüm Yazıları

Emperyalistler ve uşaklarını çatlatan bir tablo..

Seçim sonuçları belli olmaya başlayınca, ilk satırlarım ‘adrenalin refleksiyle, yenilenler rencide edilmeye..’ şeklindeydi. Çünkü, sadece insanların değil, yaralı canlıların tepkileri de beklenmedik şekillerde ortaya çıkabilirdi.

***

Ama aynı saatlerde, nicelerini irşad ettiğinden söz edilen Pensilvanya Şeyhi hezeyanlarını saçıyordu, ortalığa. Sonuçlar onu tamamen çıldırtmıştı âdeta.. Sözkonusu kişi, öyle laflar ediyordu ki, onu hâlâ, ‘Hz. Peygamber’le (Se) görüşüyor..’ saçma iddialarıyla yaldızlayanlar için de bir safdillik belgesidir bu sözler.. Bu kadar hezeyanlar ve halüsinasyonlar içindeki bir kişinin etrafına toplananlar, belli eğitimlerden belli hedefler için özel olarak yetiştirilmiş değillerse; çok safdil kimseler olduğunu düşünmez misiniz? Erdoğan’ın deyimiyle ‘tabanı ibadet, ortası ticaret ve tepesi ihanet’ olan böyle bir hareketten ayrılamayanlara gerçekten de acınmalıdır.

***

Etrafında saygıyla Melek Anne diye anılan bir anne, geçen hafta, şirketleri mahkeme kararıyla ‘kayyûm’a devredilen oğluna sahip çıkarken, ‘Yeni bir sahife açılmasından, özür dileme sahifesi’nden söz ediyordu.

Ama, kim kimden, özür dileyecekti.. O anne, ‘AK Parti bizim düşmanımız değil. Hepsini de çok seviyorum. Vatanımıza hizmet ettiler.’ (...) dediğine göre, herhalde, özrü başka yerden bekliyordu.

Eğer öyle ise özür dilense bile, bunca ihanetler, hangi özür dilemeyle temizlenebilir? Bu kişi, seçim sonuçları karşısında da kin ve nefret kusuyor; ‘kitapsızlar, sünnetsizler’ derken, sünnetsiz deyimini, bazı gayrimuslimler mânâsında da kullanarak, kelime oyunu yapıyordu.

Şu zırvalarına bakar mısınız?

Günümüzdeki duruma gelince.. Şimdi onlara biat etmeyen CHP’liler kâfir.. MHP’liler kâfir.. Saadet Partililer kâfir.. Büyük Birlik Partililer kâfir.. Münferid, bağımsız adaylar, hepsi kâfir.. (Pensilvanya Şeyhi, niye HDP’yi de saymıyor?)

Usul-ü din’i bilmeyen bu kitapsızlar, sünnetsizler, hadis bilmez nâdanlar, bu Kur’an bilmez nâdanlar.. (...)’ 

***

Nicelerini tevbeye davet eden, niye kendisi tevbe etmeyi akledemez? Aklî melekelerini bu kadar mı yitirmiştir?

***

Ve seçim sonuçlarının kimleri nasıl çıldırttığına bakınız ki, bir dergi de, seçimden sonraki günü, 2 Kasım’ı, ülkede içsavaşın başlangıç günü olarak ilan eden alçakça ve haince bir bir kapakla piyasaya çıktı, 2 Kasım günü.. Kapakta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızgın bakışlı gözleri okuyucunun üzerine dikilmişti. Dergi toplatıldı, mahkemece..

Ancak.. Bir basılı yayın organının nasıl hazırlandığını bilenler için düşündürücü bir nokta daha var.. Çünkü öyle bir derginin seçim neticeleri açıklandıktan hemen sonra düşünülüp, hazırlanması, basım ve gece yarısı da dağıtıma verilebilmesi için, en azından 6-7 saat gerekiyor. O zaman, saate karşı bir yarış yapılmış oluyor.

***

Bu durumda, ya o kapak, seçimin AK Parti tarafından kazanılacağı öngörülerek önceden hazırlanmış gibiydi. Ya da, bu alçaklık ve hıyanet derecesindeki bu kapak mizanpajı bir önseziden de öte, dışarıdan dikte edilmişti!.

Nitekim, sözkonusu dergisinin basıldığı saatlerde, onunla paralel bir çizgide, Almanya’da da Der Spiegel isimli ve milyonlarca tirajı olan dergi, 2 Kasım sabahı yayına soktuğu ve amma üzerinde 4 Kasım tarihinin yazıldığı kapağında, minareler üzerinde, hırslı kızgın görünümlü bir Erdoğan fotoğrafı veriyor ve altına da ‘Blutiger Wahlsieg / Kanlı bir seçim zaferi’ ibaresi! Bizdeki toplatılan dergiden farkı, içsavaş öngörüsünde bulunulmaması..

***

Böyle bir derginin toplatılması yeterli midir? ‘Divanelerin ayağına zencir vurmak niyedir, divane olan beyindir..’ anlayışı gereğince, hapis yerine, böylelerine, bir daha böyle yayınlar yapamayacak derecede başka ağır yaptırımlar getirilmesi gerekmez mi?

***

Emperyalistlerin ve içerdeki uzantılarının şeytanî çabalarına rağmen, sözümüz inadına, adâlete dayalı bir barış ve kardeşlik olmalıdır.