Eðer, halkýna karþý kimyasal silah kullanmayý alýþkanlýk edinmiþ Baas’çý katil Esed’e karþý, küresel vicdaný temizlemek ABD-Fransa-Ýngiltere ittifakýna kaldýysa, insanlýða geçmiþ olsun!.. Yüzbinlerce insan varil bombalarý ile öldürülürken, milyonlarca masum, mülteci kýlýnýrken susan, býrakýn susmayý, 7 yýllýk savaþýn ateþine odun atmayý sürdüren bir “vicdan” devrede öyle mi, geçiniz.
Batý’nýn konvansiyonel askeri gücüyle baþ edemeyecek Rusya’yý Doðu Akdeniz’de kilitlediler, Çin baþta kendilerine meydan okuma kapasitesi olan herkese gereken mesajý verdiler, çekildiler, pekiyi,Esed nerede, iþinin baþýnda, yeni katliam planlarý yapýyor!..
Suriye’ye dönük saldýrýda küresel vicdan rahatlamamýþ, konuya ortak olanlarýn hepsi ellerini yýkamýþlardýr!..
Bilin… Bu saldýrýnýn hýncýný Ýdlib’deki masum insanlardan çýkarmaya kalkacaklar, yeni mülteci konvoylarýnýn oluþmasýna yol açacaklardýr.
Eðer, ABD-Fransa-Ýngiltere ittifakýnýn bu, kýsýtlý saldýrýsý küresel vicdaný temizliyorsa, elde edilen bu sözde meþruiyetin yarýn Doðu Akdeniz’deki zengin doðalgaz ve petrol kaynaklarýnýn üzerinde ve Fýrat’ýn doðusundaki garnizon devlet konusunda nasýl kullanýlacaðýný iyi hesap etmek zorundayýz.
Ayný ittifakýn 2013 yýlýndan bu yana ülkemiz üzerinde çevirdikleri ve sürdürdükleri oyunlarý unutursak, kendimizi bir anda 14 Temmuz 2016’da bulmamýz kaçýnýlmazdýr.
Emperyalizmin gövde gösterisi, görünürde Esed’i vurmuþ, Rusya ve Ýran’a da ayar çekmiþtir ama Türkiye’ye de mesaj vermiþtir.
Çünkü gerçek ortadadýr:ABD-Fransa-Ýngiltere ittifaký yalnýz Suriye ile deðil Türkiye ile de fiili savaþ halindedir. Bayraklarý PKK mevzilerindedir.
Ekonomide süren saldýrý, týrmandýrýlmaya çalýþýlan sosyal kriz zorlamalarý, yarýn, hangi futbol tribününden patlak vereceði belli olmayan yeni Gezi Parký senaryolarý, FETÖ’nün açýkça korunup, kripto elemanlarý aracýlýðýyla yeni bir iç saldýrýnýn maþasý olarak el altýnda tutulmasý ve Suriye sýnýrýmýzda þekillendirilen terör devletine dönük açýk destek…
Emperyalist donanmanýn ateþlediði Tomahawk füzeleri önümüzdeki bu gerçeði ortadan kaldýrdý da bizim mi haberimiz yok!..
Rusya’ya pazarlýklarýnda istediklerini verip, bir anda Astana sürecini yok ederek, iþi Cenevre’ye yýkma kabiliyetleri ortadan kalktý da rehavete mi girdik?
“ABD-AB mihverine giren” bir Türkiye’nin baþýna gelebilecekleri yaþadýðýmýz deneyimler bize göstermiyorsa, daha ne gösterebilir?..
Türkiye’nin konumunu Cumhurbaþkaný Erdoðan 9 Nisan’daki konuþmasýnda güzel belirledi. Türkiye’nin katil Esed’i destekleyen, kimyasal silah kullanmasýný engellemeyen Rusya ve Münbiç’te terör örgütü PKK için güvenlik duvarý ören ABD ile meselesi vardýr. Bu, doðru ve iki küresel güce eþit mesafede duruþtur.
Astana Süreci de, kamuoyuna pompalanmaya çalýþýlan propagandanýn aksine, ittifak deðil, bir mutabakat sürecidir ve bu süreçte Türkiye, Rusya-Ýran ittifakýna karþý meþru muhalefetin sözcüsüdür.
Türkiye, tarihin de zorlamasý ve özellikle 15 Temmuz’da milletin sergilediði iradeyle kendi “milli ekseni” rotasýnda yürümek durumundadýr, kimse babamýzýn oðlu deðil, kimseyle de içli-dýþlý olmak zorunda deðiliz.
Rotamýz bellidir: 1- Neo-con/Siyonist lobinin zorlamasýyla emperyalizmin Anadolu’yu güneyden kuþatma ve savunma hatlarýmýzý kendi topraklarýmýza çekme zorlamasýný durdurup, orada bir garnizon devlete, ikinci Ýsrail’e izin vermeyeceðiz, 2- Küresel güçlerin, vekalet örgütlerini ve Baas rejimini kullanarak uygulamaya koyduklarý Suriye’deki nüfus deðiþikliðini, Sünni nüfusa karþý sürdürülen adý konulmamýþ etnik temizliði durduracaðýz.
Bu iki ana konunun dýþýndaki tüm geliþme, açýklama ve manevralar bizim için teferruattýr.
Türkiye’yi Münbiç ve Fýrat’ýn doðusunda durdurmaya kim çalýþýyorsa, kriptodur. Kobani ve Tel Abyad’daki terör yapýlanmalarýna týpký Afrin’de olduðu gibi müdahale sürdürülmeli, emperyalizmin ülkemiz üzerinde planlarýný boþa çýkaracak planlanmýþ adýmlar kararlýlýkla uygulanmalýdýr.
Ne, terör yapýlanmasýný kendi bayraklarýnýn altýna saklamaya çalýþan emperyalistlerin, ne de “temizlediðin yerleri artýk Baas’a devret” çýkýþlarýyla suyu bulandýran, yalnýz Ýran’a deðil, Ýsrail’e de selam veren Rusya’nýn manevralarý bizi ilgilendirmez.
“Beka mücadelesi” verdiðimizi söyleyip, bir noktada, uzlaþamayýz!..
Kimse bizi Atlantik ittifakýnýn kumpas yüklü labirentlerine veya Avrasya’nýn kim için, kimler tarafýndan tezgahlandýðý belli olmayan serüvenci iklimine çekmeye çalýþmasýn.
Biz ne yapacaðýmýzý biliyoruz.
