Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Tüm Yazıları

‘Emperyalizmin Şefi’, böyle oynar oyunu..

Dünkü yazıda ‘ABD, Atilla’ya karşı..’ denilirken, dosyanın adının, resmî vazifeli olarak gittiği B. Amerika’da iken tutuklanan Halk Bankası Gn. Md. Yard. M. Hakan Atilla’nın kastedildiği de elbette biliniyordu; ama asıl hedefin, divan edebiyatında ‘tevriye’ denilen ve bir kelimeden, birden çok farklı mânâlar yansıtmak şeklindeki edebî hünerden istifade taktiğiyle, -son yüzyıllık laik-türkçü ideolojinin bayraklaştırdığı- Hun İmparatoru Atilla çağrıştırılarak, Türkiye’ye yönelik bir düşmanlık olduğuna dikkat çekilmek isteniyordu. 

Nitekim, bu konuyu tamamlayan başka deliller daha bir sökün etti.

Önce USA emperyalizminin sözcüsü durumundaki New York Times (NYT) gazetesi, İngilizce Twitter hesabında Zarrab Dosyası’yla ilgili olarak Türkçe paylaşımda bulundu. NYT’nin, Türkiye’deki son referandum öncesinde de, bazı TC. vatandaşlarının referandum hakkındaki görüşlerine Türkçe olarak yer vermiş, Türkiye’deki referandumu etkilemeye çalışmıştı.

Ama, NYT’in 28 Kasım günü paylaştığı mesajda sıradan bir etkilemenin ötesinde bir tehlikeden de haber veriliyor gibi, gerçekte ise bir tehditte bulunuluyor ve ‘Reza Zarrab suçunu kabul etti ve Hakan Atilla’ya karşı tanıklık yapacak..’ ve ‘Reza Zarrab’ın suçlamaları kabul etmesi, Türkiye- ABD ilişkilerine olumsuz etki edebilir.’ deniliyordu. AA muhabirinin ‘Devam eden bir dâvayla ilgili bu tür paylaşımlarınız siyasî bir ajandanızın olduğu yorumlarını haklı çıkarmıyor mu?’ şeklindeki sorusuna ise NYT sorumlusu, -muhataplarını bir şey anlamaz zannedip-, ’Bizim bu dâvayla ilgili herhangi bir siyasî ajandamız yok!’ cevabı vererek, kendisine, ‘Ahmak sensin, Coni..’ dedirttiriyordu.

***

Aynı gün, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Washington merkezli düşünce kuruluşu Wilson Center'daki bir panelde yaptığı konuşmada,

İran'ın ’habis tutumuna’ karşı, Avrupalı ortaklarını ABD ile birlikte hareket etmeye davetle, ‘Tahran rejiminin (…) totaliter politikalarının Batılı ilkelere aykırı olduğunu’ belirtiyor ve Türkiye'den‘İran'la ilişkilerini gözden geçirmesini’ istiyordu.

Gerçi, Tillerson, ‘Avrupa'nın bölgedeki kesişme noktasında, Türkiye'nin coğraf yakınlık ve kültürel bağlardan ötürü İran'ı göz ardı edemeyeceğinin farkındayız. Ama bir NATO müttefikimiz olarak Türkiye'den, müttefiklerinin ortak savunmasını ön planda tutmasını istiyoruz. İran ve Rusya, Batılı milletler topluluğuna mensup olmanın sağlayabileceği ekonomik ve siyasi faydaları Türk halkına sunamaz’ demeyi de ihmal etmiyordu.

Yani, USA emperyalizmi, Türkiye halkının menfaatlerini de çok düşünüyordu!!

Tillerson,bu, göz kırpan açıklamayı yaparken, Pentagon da, Türkiye’yi tamamen itmemek için, ‘YPG’ye verilen silahların geri toplanabileceği’ne dair bir ihtimali de gündeme getiriyordu.

Panelin yöneticisi Jane Harman ise -Tillerson’ın konuşmasının en dikkat çekici bölümünün Türkiye ile ilgili olduğunu özellikle vurguluyor ve‘Türkiye'nin şu an bir seçim yapacağına değindiğinizi fark ettim: Avrupa'ya ve bize daha yakın olmak ya da olmamak.’ diyordu.

Bu arada, Rusya’nın ünlü bir Uluslararası Güvenlik Uzmanı olan İgor Nikolayçuk, NATO’nun S-400 füzelerinden dolayı Türkiye’den rahatsızlığı dolayısıyla Sputnik Ajansı’na yaptığı açıklamada, ‘Türkiye isterse Merih’ten bile silah alabilir..’ diyordu. Ama, hatırlanmalı ki, Amerika’nın baskısı üzerine, Rusya, S-300 füzelerini İran’a satmaktan defalarca vazgeçmişti geçmişte..

***

Görülüyor ki, çok yönlü, karmaşık, asıl niyet ve hedefin kamufle edildiği bir yığın diplomatik hamleler iç içe ve üst üste.. Bu, sağlam bir irade istiyor.

Hele de, iç siyasette muhalefet lideri KK tarafından, tam da bu diplomatik saldırılarla paralel bir zaman diliminde, Cumhurbaşkanı’na karşı, inandırıcılığı çok şüpheli bir iddianın ortaya atılması, bu saldırıların uluslararası nasıl bir işbirliğiyle tezgâhlandığının açık işareti..

Erdoğan’ın, ‘Bu iddia ispatlansın, cumhurbaşkanlığından hemen istifa ederim..’ sözü, bu iddiayı içerde çürütmeye yetti; ama, uluslararası merkezlerin entrikalarının bitmeyeceği de unutulmamalı..