EN BÜYÜK KRİZ

Üstad Necip Fazıl Kısakürek, "Yeni bir görüş ve doğuş mimarisinin toprak üstünde sarayını kuracak tek vasıta" olarak kitabı işaretler. 

Tabiî ki nispetsiz, akla gelen her şeyin yazılmasından müteşekkil kâğıt yığınlarını kastetmiyor Üstad; lâkin onlar bile murad edilen kitaplara ünsiyet kurmaya basamak olacağından bir değer taşıyor. 

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte "Yeni Türkiye"de halkı kitaba yönlendirmeye mâtuf hangi hamleler atılacak hep birlikte göreceğiz. Televizyona rahmet okutan internet çağında kitabın istikbâli pek parlak gözükmese de, "Bir şey haddini aşarsa zıttına inkılâb eder" sözü kitap hususunda umutlarımı yeşertiyor. Şu an kasırga gibi esen internet çağının getirdiği gösteriş ve teşhir sapkınlığına fıtratımızda bulunan ulvî değerler bir gün "Yeter" diyecektir. İşte o gün raflarda terk ettiğimiz, "Yeni bir görüş ve doğuş mimarisinin toprak üstünde sarayını kuracak tek vasıta" olan kitaplara, kadim bir dosta sarılır gibi sarılacağız. Bugün bile, her ne kadar aksesuar gibi kullanırsa da insanların kitapla çektirdikleri fotoğrafları toplumda itibar kazanmak adına paylaşmaları ve bu tür fotoğrafların yüksek oranda 'beğeni' alması da ümitvar olmam için yeterli bir karine! 

İnternetle birlikte ölümcül darbe alan kitap ülkemizde, ekonomik saldırı neticesinde dövizin artmasıyla da can çekişir hâle geldi. Kitap kâğıdının ithal edilmesi kitap basımını kitledi. Şu an yayınevleri kitap basımlarını durdurdu. Dün gazetemizin manşetten verdiği "Fırsat ahlâksızlığı" kitap piyasasında had safhada. Kâğıt satıcıları döviz kuru artar diye ya kâğıt satışı yapmıyor veyahut Türk lirası yerine Euro istiyorlarmış. Müşteri seçenler de oluyormuş. Yayınevi sahibi birçok dostumdan bu yönde şikâyetler aldım. 

"E kitaba geçsinler" denilebilir ama matbunun yerine tutmaz, tutmuyor. İnternette henüz güven ortamı oluşmadığından dolayı basılmış kitabın ciddiyeti "e kitap"da bulamıyoruz; güven duygusu mühim! 

Devlet bu krize acilen el atmalı. Geri plana atılacak, "Şimdi sırası değil" denilecek bir durum değil. Kitap sahibi (Kuran-ı Kerîm) olduktan sonra fetihler nasip edilen Türkler olarak kitapsız kalmayı düşünemeyiz!..