En çok kim olmayı istersin

‘Ben En Çok Kendim Olmayı Sevdim’ kitabının yazarı Gamze Berberci “Hayat ilişkilerden ibaret. İlişkileri başlatan ise iletişim” diyor. Ona göre ilişkilerde yaşanan sorunların en temel nedeni insanların kendilerini tanımıyor olmaları.

Ciddi bir iletişim sorunumuz var. Toplum olarak da aile içinde de birbirimizi anlamıyor, birbirimize kaba davranıyoruz. Biraz empati eksikliği, bencillik, egonun sonucu. Biraz ondan biraz bundan, bir yürekte karışınca alın size güzel bir ilişki çıkmazı. Sosyal medya da iletişim/sizlik konusunda işleri iyice kolaylaştırdı. İnsanlar son dönemde sosyal medya üzerinden birbirine acımasız bir şiddet uyguluyor. Dilin kemiği yoktu, klavyenin ise aklı ve sınırı yok. “Hayat ilişkilerden ibaret. İlişkileri başlatan ise iletişim.” diyor ‘Ben En Çok Kendim Olması Sevdim’ kitabının yazarı Gamze Berberci. Ona göre ilişkilerde yaşanan sorunların en temel nedeni insanlarınasıl kendilerini tanımıyor olmaları. Önceliklerini, vazgeçilmezlerini, değerlerini ya hiçbir gün yüzüne çıkarmıyor ya da hep başkaları uğruna ötelediklerini düşünüyor. Kitap ’Bu kitabı kendine ada’ diyerek başlıyor. Berberci, kendini tanımayan, sevmeyen, görmezden gelen bir insanın ilişkilerinde mutluluğu yakalayamayacağının da altını çiziyor. İlişkinin olmazsa olmaz taşını atarak başlıyor röportajımıza da; sıcacık bakışlar ve temiz bir yürekle…

Kitabının diğer kişisel gelişim kitaplarından farkı nedir?

Modern bir günlük gibi. İçine kendinle ve ilişkilerinle ilgili notlar alabiliyorsun. Kendimizi tanıma yolunda adımlarımız ve ilişkilerimizde yaşadığımız sorunlarda yaratıcı çözümlere ek olarak, konuların sonlarında temaya uygun hikayeler yer alıyor. Bunların bazılarını da okuyucuya tamamlattırıyorum. Çünkü herkesin ayrı bir hikayesi, hayat tecrübesi ve hayal gücü var. 

Peki hikayelerin sonlarını doldurduk, koç olarak sen yorumlamadıktan sonra ne anlamı olacak?

Ben konu başlıklarını, hikayenin içeriğini ve çözümleyeceği yolu anlatıyorum. Sonunu kişilerin hayal gücüne ve iletişim becerisine bırakarak kendisi ile karşılaşmasını sağlamaya çalışıyorum. Mesele kendini görmek. Başkasının onayı veya yönlendirmesi olmadan bunu yapmak.

Kitapta oyunlar, yaratıcı çalışmalar yer alıyor. Niçin?

Bu oyunların bazıları kitaba yani insanın hayatına eğlence katmak için tasarlandı. Bir de bakış açını değiştirerek hayata bakmanı sağlayacak eğitici ve iyi hissettirecek çalışmalar kattım. Heyecanlı aktiviteler yer alıyor. 

Oyunlarla yönlendirme mi yapıyorsun?

Kimseye bunu yapmalısınız demiyorum ancak doğru iletişim kurma yöntemlerini açıklayıcı örnekler ve hikayelerle tamamlıyorum. Ardından sorduğum sorularla insanların içinden geçeni dış sesine çıkarabilmeleri için onlara özel yazma alanları bıraktım, kendi cümleleriyle doğrularını bulmaları temel hedefim. Bu süreçte ben ancak bir aracı olabilirim. 

Emek vermeden ilişki olur mu?

Emek vermeden yaşanan ilişki değil çelişkidir. İlişkinin hakettiği özveriyi hissettiremezsek karşılığını görmekte zorlaşır. ‘Sen ne yaptın benim için’ ya da ‘senin için yaptıklarımı görmezden geliyorsun’ suçlamaları gelir. Bu da sağlıksız bir iletişim biçimidir. 

Bazı insanlar bu emeğe değer mi?  

‘İlişkiye emek vermek’ o kişiyi özelleştirmektir. Ancak verilen özene karşılık alınamıyorsa, ‘hep ben ve hep bana’ talepleri geliyorsa, nasıl olsa benden vazgeçemez hissiyatıyla hak edilmeyen bir ilişki yaşanıyorsa, o kişiye dur demeyi de bilmek gerekir. Bu özbenlikle ilgilidir. Değerlini iyi bilen insan kendini bu durumda hissettiğinde çıkış  yoluna odaklanır. Kendini tanımak ve bilmek bu sebeple önemlidir. Klinik vaka bir tespittir. En önemli göstergesi sizi anlamaya çalışmaktansa kendini kanıtlamaya çalışan, bu süreçte sizi devamlı ruhen hırpalayan insan tipidir. Hissettiğiniz anda çatışmaya girmektense mesafe koymak en doğru yöntemdir. 

Kitabı kızına ithaf ettin, sebebi var mı?

Ben kendim olmayı çok sevdim, anne olmayı da... Kızım Nil 8 yaşında çok bilinçli bir çocuk. Hem kendine hem bize sorular soruyor, doğru cevapların peşine düşüyor. Ondan çok etkileniyorum. Kendini seven bir birey olsun, bu kitap ona da ilham versin.  Kendini seven insan her şeyi sevmeyi bilir, küçücük mutluluklardan keyif alır, hayatı hep böyle sevsin istiyorum. 

Kimler ruhuna şifa bulamaz?

Şifa insanın içindedir. Şefkatle beslenir. O içindeki şifayı görmeye isteksiz, önyargılı, pesimist düşünce yapısında olanlar mutluluğu bulamaz. İstemek ve anlaşmaya niyet etmek iletişimin en önemli iki altın anahtarıdır.

Özellikle arkadaşlık ve sevgililikte enerjinin çekildiğini hissediyorsan alıp kitabı okuyan taraf da sensen, değer mi tüm bu emeğe?

Enerjiniz bittiyse, doğrularınız taban tabana zıt geldiyse, bir taraf gitmekte diğeri her şeye rağmen kalmaya ısrarlıysa iki seçeneğiniz var. Ya emek verdim deyip son şans vereceksiniz, ya da ‘yaşandı ve bitti, yaşanan her günü iyisi ve kötüsüyle kabul ediyorum’ diyerek kendinize yeni bir şans vereceksiniz. İkisi de sizin seçiminiz, ikisi de şans vermek üzerine. Siz hangisini tercih edeceksiniz, bu sizin bakış açınızda saklı.