En kritik konu

Türkiye, Çankaya seçimlerine odaklanmış durumda ama, aslında siyasi hayatımız ve Türkiye için en kritik konunun Çankaya ile bağlantılı olarak Ak Parti’nin durumu olduğu açık. 

Şöyle bir bakalım:

- Cumhurbaşkanı muhtemelen Ak Parti içinden seçilecek.

- Muhtemelen Ak Parti’nin lideri Cumhurbaşkanı olacak.

- Dolayısıyla Ak Parti’nin yeni genel başkan seçmesi gerekecek.

- Yeni genel başkan muhtemelen yeni Başbakan olacak.

- Yeni Başbakan’ın iş tutma tarzı Cumhurbaşkanı ile, yani eski genel başkan ve liderle ilişkileri etkileyecek.

- Üç dönem uygulaması sebebiyle, partinin neredeyse tüm ilk ve kurucu kadroları etkin konumdan uzak kalacak. Bu, partinin köklü bir kadro yenilemesine maruz kalması demek. Sağlıklı bir dönüşüm olursa ne ala, olmadığı takdirde, bu Türkiye siyaseti için yepyeni bir durum demektir. 

- Partinin kurucularından ve halen Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün Çankaya’dan indikten sonraki her durumu Ak Parti’deki gelişmeleri etkileyecek. Aynı şekilde üç dönem uygulaması sebebiyle partideki fiili etkinlikleri azalacak, ancak henüz siyaseten emekli olacak çağda bulunmadıkları için de bütünüyle kenara çekilmemiş olacak olan kurucu kadroların durumu etkileyici olacak.

Böyle bir manzara.

Sizce bu manzara, Türkiye ile ilgili hesabı bulunan iç ve dış -evet iç ve dış- tüm odakları ilgilendirmiyor mudur?

Ben eminim, Amerika’da birçok ortamda, Türkiye’ye ilişkin gelecek okuması yapanlar, Çankaya ile ilgilenirler, ama ondan daha çok, diyelim Tayyip Erdoğan Çankaya’ya çıkacaksa, Ak Parti’nin nasıl şekil alacağı ve genel başkan ve başbakandan başlamak üzere yeni kadrolarınTayyip Erdoğan’la nasıl ilişki kuracağı ile ilgilenirler.

Onun için 8 seçimden beri Ak Parti’nin kazanmasına mani olamayan bazı çevrelerde “Tayyip Erdoğan Çankaya’ya çıkarsa Ak Parti ne olur, çıkmazsa ne olur?” sorusu en zor soru olarak görülüyor ve “Ak Parti hangi durumda alt edilir?” sorusuna odaklanılıyor.

Aslında bir süredir, Ak Parti çevreleri de, Tayyip Bey’in Cumhurbaşkanı adaylığına ve seçilmesine kesin gözüyle bakıyor ve partinin geleceği üzerine kafa yoruyor. Ben, Ak Parti’nin tekabül ettiği misyonu hayati önemde gören toplum kesimlerinde de en çok, sürecin parti olarak bir zaaf geçirmeden mesafe kat etmesi üzerinde yoğunlaşıldığını biliyorum.

Beklenen ve temenni edilen şu:

- Tayyip Bey Çankaya’ya çıksın ve partinin başına öyle biri gelsin ki, hem Çankaya ile ahenkli bir ilişki çerçevesi oluşsun, hem de Başbakan ve parti başkanı olarak sergileyeceği profil ile liderlik sergileyebilsin.

Bir ara Ahmet Davutoğlu bu profili şöyle tanımladı:

- Ne kendimi ispat edeceğim diye isyana yönelen ne de kullanılıyor izlenimi verecek bir siliklik içine sürüklenen...

Bu profil doğru çizilmiş bir profil.

Kimdir bu?

Şu muhakkak ki, Tayyip Bey’in şu andaki temasları içinde bu kişinin isimlendirilmesi maddesi de önemli hatta hayati bir yer tutuyor. Yani Tayyip Bey, partinin kendisinden sonrasının biçimlendirilmesinde de en belirleyici konumda bulunuyor. Bu normal bir durum. Çünkü nasılAbdullah Gül’ün Çankaya’ya çıkmasında Ak Parti olarak mücadele yürütüldüyse, bugün ve yarın da Çankaya hesapları ile partinin iktidar hesapları iç içe yürüyecektir. Ancak yine de Tayyip Bey Çankaya’ya çıktığında, partinin kendi içinde oluşturacağı bir özgüvenle çalışması kaçınılmazdır. O durumda da, “yeni lider” hayati önem kazanıyor.

“Kimdir bu?” sorusu, birçok ismi tedavüle sokuyor. 2015’e kadar kimdir bu, Tayyip Bey’den sonra yapılacak kongrede partinin başına kim geçecek vs.

Bir türbülans endişesi de yok değil.

Onun için, Abdullah Gül ismi, birçok çevre tarafından daha emin bir yeni yapılanma için ısrarla öneriliyor.

Bu noktada Sayın Gül’ün “Gelecekte bir siyaset planım yok” sözü ile “Ak Parti’nin kurucularındanım. Oturur birlikte değerlendiririz” sözü onun durduğu yeri anlamak açısından çözülmeye çalışılıyor.

Tayyip Bey’in kafasında bir isim var mı ve acaba o kim, gibi bir soru da soruluyor tabii ki.

Aynı şekilde Abdullah Bey’in hangi formül içinde yeniden rol üstlenme noktasına gelebileceği konusu da önemli.

Bu arada Bülent Bey’in geçtiğimiz günlerdeki değerlendirmelerinde “Etraftaki gençlerin kulisleri”ne yönelik biraz sitem okundu. 

Evet, kritik konu Ak Parti’nin yeni dönemdeki durumu.