En politik kanun: Bütçe

Bayram günü devlet bütçesi gibi oldukça sýkýcý gelebilecek bir konudan baþlamak iyi bir tercih sayýlmaz ama þu sakin günlerde bütçe üzerine düþünmenizi öneririm. Çünkü bütçe, sanýldýðý gibi yalnýzca mali, ekonomik bir konu deðildir. Bütçe, hükümetlerin cari yýldaki en politik dokümanýdýr.

Bir siyasi partinin ciddiyetini, ne yapýp yapamayacaðýný, gerçek siyasi duruþunu öðrenmek istiyorsanýz onun seçim bildirgeleri, parti programý vb dokümanlarýnýn içinde gezinmeyin hiç. Ülke için önerdiði bütçeye bakýn... Her þey oradadýr. Tabii ciddi bir muhalefet partisi de, yeni yýlý kapsayacak bütçe kanun tasarýsý açýklandýðýnda, kendi alternatif bütçe taslaðýný hazýr etmelidir ki, seçmen o parti iktidara geldiðinde ne yapacaðýný, kaynaklarý nereye yönlendireceðini görsün. Tabii biz böyle bir ‘þey’ beklemiyoruz, bizim muhalefetin ciddiyeti bir yana, muhalefetin alternatif bir bütçe yapacak entelektüel birikiminin de olduðunu sanmýyorum. Çünkü bütçe, ayný zamanda, politik bir çýkýþ olarak, bütünlüklü alternatif iktidar tasarýmýdýr.    

2013 bütçeleri birçok ülkede tartýþýlmaya baþlandý. Avrupa krizinin bataðýndaki Ýspanya’da bütçe tartýþmalarý sokakta baþladý. ‘Öfkeliler’ adlý halk hareketi, 2013 yýlý bütçesini parlamento binasý önünde protesto ediyor.  

Ýspanya’da hükümet,  2013 yýlýnda kamu açýðýnýn, gayrisafi milli hâsýlaya oranýn yüzde 4 buçuða indirmeyi hedefliyor. Bu, sosyal harcamalarda çok büyük bir kesinti demek.  O zaman yüzde 25 iþsizlik Ýspanya’da daha da artacak. Bu ‘öfkelilerin’ de artmasý anlamýna geliyor. Öte yandan iç savaþýn yaþandýðý Suriye’de de bütçe kanun tasarýsý onaylandý. Suriye’de Baas rejimi, halen ayakta olduðunu göstermek için, savunma aðýrlýklý iç savaþ bütçesini,  geçen seneye göre,  yüzde 4 büyüterek ve savunmaya dönük mali önlemlerle yapýlandýrdý.

Gelelim bize, Türkiye’de 2013 bütçesi aslýnda, önceki AK Parti iktidarlarýnýn geleneksel anlayýþýný yansýtýyor. Hükümet, sosyal yardýmlara dönük bütçeyi yüzde 67 oranýnda artýrmýþ. Bu artýþ, Aile ve Sosyal Yardým Bakanlýðý’nýn bütçesinde daha çok gözüküyor. 2013’te savunma harcamalarý geçen yýla göre yüzde 16,2 artýyor. Bu artýþ da bize,  Türkiye’nin Ortadoðu’da daha aktif ve caydýrýcý bir dýþ politika izleyeceði gerçeðini ortaya koyuyor. Öte taraftan 2013 bütçesi oldukça temkinli bir kriz bütçesi. Bütçenin temel anlayýþý yine, kamu borçlanma gereðini yukarý çekmemek temel bakýþýna oturuyor.

Bu bakýþýn kendi içinde tutarlý ve bütçenin genel ilkeleri açýsýndan önemli olduðunu söyleyebiliriz. Öte yandan bütçe açýðý bugünün þartlarýnda-dünyada- kaçýnýlmaz bir gerçeklik. Önemli olan bu açýðýn mümkün olduðunca düþük ve sürdürülebilir bir faiz oranýndan kapatýlmasý. Burada, bütçe açýðýnýn milli gelire oraný önemli.  Büyüme oraný artarken buna paralel açýðýn artmasý tehlikeli bir durum. Sanayi ve ihracat aðýrlýklý bir büyüme denk bütçe için en ideal yol. Türkiye burayý yakalamýþtý, tam burada þu sýralar bir ‘U’ dönüþü var. Önemli olan budur, yoksa ‘mali kural’ falan bunlar küresel kriz þartlarýnda ve Türkiye gerçekliðinde çok uygulanabilir yollar deðildir. Peki, ideal bütçe nasýl olur, bunu tarihten bir örnekle anlatalým isterseniz.

Hz. Yusuf’un bütçesi

Kapitalizm öncesi dönemlerde, tarým toplumlarýnda ekonominin krizleri ile doða arasýnda güçlü bir iliþki vardý. Büyük kuraklýklar, kýtlýk ve kriz dönemleri anlamýna gelirdi. Ancak kýtlýðýn hemen arkasý da göreli bir bolluk dönemi olurdu. Burada ideal ekonomi yönetimi Hz. Yusuf modelidir. Çok basit: Bolluk döneminde (yedi yýl olduðu söylenir) biriktirilen erzak, kýtlýk (kuraklýk) döneminde halka daðýtýlýr. Yalnýz bu efsanede iki önemli ve derin ayrýntý var: Bolluk dönemini (kriz olmayan dönemi)planlamak ve burada gereksiz açýk vermemek. Birinci ders budur; ama ikinci ders daha önemlidir: Bolluk dönemindeki tasarruflarý, kýtlýk döneminde, sahiplerine (yani halka) daðýtmak. Kapitalizmin ayakta kalmasýný saðlayan devletler, Hz. Yusuf’un modelinin yalnýz birinci dersini, o da neo liberalizmin çaresiz bir kuralý olarak erken seksenlerden itibaren, uyguladýlar. Ama kriz olmayan dönemlerde ise halktan aldýklarýný, bugünkü gibi kriz dönemlerinde, yeniden halka vermediler. Tam aksini yaptýlar; silahlanma yoluyla devletleri bir savaþ makinesine dönüþtürdüler, merkezi yapýyý, bürokrasiyi güçlendirdiler. Sonuçta zengin, militarist devletler ve bu devletlerin açtýðý yolda durmadan büyüyen tekelci bir sermaye sýnýfý oluþtu.

Kýssadan hisse: Bütçe politiktir. Ýþte tam da bundan dolayý, bütçeler halk için olacaksa, sürekli fazla vermek için yapýlmaz; bütçede amaç, az açýk vermek ya da fazla vermek deðildir. Amaç, halktan aldýðýný halka vermektir. Hz. Yusuf gibi...