En yakın dostunuzu vurabilir misiniz?

2013’ün ödüllü filmlerinden Çöldeki İzler sonunda Türk izleyicisinin karşısına çıkıyor. Başrol oyuncusu Mia Wasikowska’nın kariyerinin en iyi performansını sergilediği filmde gerçek bir hayat öyküsü anlatılıyor.

Sinema ciddi ve yeterli kullanıldığı zaman insanın kendisini tanıması için en önemli üretim. Hani deriz ya “Benim hayatım film olur” diye. Hepimizin gizlediği, utandığı, acı ve mutluluklarla dolu anları perdeye yansıtsak, ne müthiş filmler çekeriz. Bir de tabii bunu sinema sanatının gereklerini yerine getirerek yaparsak değmeyin keyfimize. Çöldeki İzler, aynen böyle bir film. Her şeyden önce gerçek bir hayat hikayesi. Gencecik bir kadının trajik hayatını, travma ve kendiyle hesaplaşmalarıyla çizgi dışı yolculuğunu anlatıyor. 1977 yılında Roby Davidson genç bir kızken Avustralya’yı dört deve ve dostu siyah bir köpekle baştan sona geçti. O dönemlerde bu çılgın proje National Geographic’in de dikkatini çekti ve bir foto muhabirinin eşliğinde yolculuk belgelendi. Roby’nin yolculuğu kitap haline de getirildi. O kitap da Çöldeki İzler filminin kaynağı oldu.

Bir roman uyarlaması yapmak hep risklidir. Ama başarırsanız da tadından yenmez. Ama film bunu sonuna kadar bunu başarmış. Roby Davidson rolünde Mia Wasikowska yer alıyor. Jane Eyre, Albert Nobbs, Lanetli Kan ve Tim Burton’un Alice Harikalar Diyarı’nda filmlerinden hatırlayacağınız Mia son dönem oyuncuların en yeteneklilerinden. Kusursuz bir güzelliğe sahip değil. Ama kusurları bütün olduğunda muhteşem bir kadın ortaya çıkıyor. Böylesi kaliteli bir oyuncu, gerçek bir karakteri canlandırdığında ise Çöldeki İzler gibi seyredilesi bir film karşımıza geliyor. Filmin sizlere neler vaat ettiğini anlatabilmek için Mia’nın başarılarından çok filme konu olan Roby Davidson’u konuşmamız lazım.

İnsan hayatı travmalarla dolu. Travmalar geride kalsa bile bizi etkiliyor, kişiliğimizin en önemli parçaları oluyorlar. Huyumuzu, çıkışsızlıklarımızı belirliyorlar. Bu travmalar bir bütünlük ya da bütünlüğü ifade eden bir parçalanma oluşturabiliyor. Davidson, Avustralya gibi zor bir coğrafyada doğmuş. Annesi o çok küçük yaştayken intihar etmiş. Küçük Roby bu intiharın tanığı olmuş. Yetmemiş, babası onu akrabalarının yanına vermiş. Üstelik annesinin ölümü dışında en sevdiği dostunun, köpeğinin de uyutulduğunu görmüş. Hayatı boyunca bu acıların izleriyle yaşamış. Ve hayata ve insanlara karşı bir meydan okumayla efsanevi yolculuğuna çıkmış.

GENÇ YÖNETMENLERE DERS

Yıl 1977. Hem kadın haklarının öne çıktığı hem de o sıralar Avustralya’da kendini hatırlatan ırkçı dönemin sonları. Yolculukta, kadın kimliğinin insanlarca nasıl tepkiyle karşılandığını, Aborjinlerin nasıl dışlandığını görüyoruz. Ve tabii hayata küsmüş genç bir kadının insanlarla ilişkisini, onlara olan kırgınlığını hayvan dostlarıyla geçirmeye çalıştığını seyrediyoruz. Ediyoruz etmesine ama yönetmen Marion Nelson’ın buradaki tezatları ne kadar doğru kullandığını ve senaryoyu ne kadar derinleştirdiğini de görüyoruz. Genç yönetmen adayları, yönetmenin bu tarzını mutlaka incelemeli ve gerçek hayatı sinemalaştırılırken nasıl sanatın büyüsünü yakaladığını görmeli. İnsanlara güvensizliği yüzünden onlardan uzak duran genç kadının en yakın dostu olan köpeği zehirlendiğinde onu vurması, develerle kurduğu dostluk sırasında vahşi develerin tehdidini hissettiğinde nasıl onları öldürdüğü, kişiliğini bize anlatıyor. Bunlar belki macera içinde bir mecburiyet olarak veriliyor filmde ama alttan alta hayata olan kırgınlığın da bir ifadesi olarak hissediliyor. Sadece babaya, kardeşe veya etraftaki insanlara karşı tavırlarında bir sertlik yok Roby’nin. Karşı cinse hissettiği fazlasıyla çıkarcı ilişki şekli de onun yalnızlığını destekliyor. Bu kırgınlığın daha sonra feminist bir tavır olarak algılanması ise dönemin feministlerinin bir zayıflığı. Böyle gerçek bir hayat Mia Wasikowska’nın ellerine bırakılmış. İyi ki de bırakılmış. Hem normal izleyicilerin hem de sinefillerin büyük haz duyarak izleyebileceği bir film Çöldeki İzler. Bizden önermesi...

FİLMİN KÜNYESİ

Orijinal adı: Tracks

Yönetmen: John Curran

SENARİST: MarIon Nelson

Oyuncular: Mia WasIkowska, Adam DrIver, Emma Booth, JessIca Tovey

Yapım: 2013, Avustralya, 112 dakİka.