Endiþeliyim, çünkü hazýrlýklý deðiliz...

Ýnsanlýðýn, iki kanadý arasýndaki uçurumun derinleþtiði, garip bir dönemden geçiyoruz. Bir taraf, son 40 yýlda olaðanüstü hýzlandýrdýðý bilim-teknoloji birikimiyle yeni bir çaðýn kapýlarýný aralýyor, diðer taraf, bu hýzlý deðiþime ayak uyduramamanýn getirdiði belalarýn kanlý serüvenini yaþýyor.

Evet, bir “kaos çaðýndayýz...” Ve tarih boyunca yaþanýlmýþ bütün kaos dönemlerinde olduðu gibi, bu iþin sonunda insanlýk farklý bir denklemde yeniden buluþacak, uluslar açýsýndan önemli olan o anda sað kalmýþ olmaktýr.

Para, finans kontrolü, bilim ve teknoloji eski sömürgeci bugünün neo-emperyalist güçlerinin elindedir, 2001’den bu yana sergiledikleri tutum, dünyanýn “öteki kanadýný” kara bir kalabalýk, yeni çað için ayak baðý, bir an önce kurtulunmasý gereken çöplük fareleri olarak gördükleridir.

Amerika ve Avrupa’da aþýrý saðýn yükseliþinin bir tesadüf olduðunu mu sanýyorsunuz, geçiniz...

Daha çok insan ölecek...

Yalnýz Suriye’de 600 bin insan ölürken kýllarý kýpýrdamadý, tek dertlerinin, bu kýyýmdan kaçan insanlarýn topraklarýna girip-girmeyeceði oldu. Sýnýrlarýnýn kutsal anavataný çevreleyen kavram olmadýðýný, o sýnýrlarý yalnýz kendi konforlarýnýn teminatý olarak gördüklerini anladýk. Trump’ýn Meksika sýnýrýna öreceði duvarla, Macaristan’ýn sýnýrlarýna koyduðu dikenli tellerin ayný beyin kimyasýnýn ürünleri olduðu açýktýr, neden?..

Çünkü, hedefledikleri dünyada fazla insana yer yok!..

Farklý kültürlerden “kaybetmiþ insanlarý” sevmiyor, gelecekleri açýsýndan tehlike görüyorlar. Verdikleri sinyal, bu insanlarýn, sýnýrlarýna yýðýlmadan kendi topraklarýnda “temizlenmesidir...” Asya, Latin Amerika ve Afrika’da çok fazla savaþ çýkaracak, çok fazla insan öldürecekler, bilin...

Birleþmiþ Milletler’i, savaþ bölgelerinde arada bir yiyecek daðýtan STK’ya dönüþtürmeleri, siyasi çözüm arayan tüm giriþimleri kilitlemeleri, diplomasiyi güçlü olanýn meydan okumasý olarak deðerlendirmeleri bundan, anlamadýnýz mý?..

Adýna “dördüncü sanayi devrimi” dedikleri yeni insanlýk yapýlanmasý için bütün hazýrlýklarýný tamamladýlar, robotlar, hatta insanlarý birer “insan üstü varlýða” dönüþtürecek biyolojik çipleri bile hazýr, yalnýz, “ortamýn temizlenmesi” için gün sayýyorlar, hepsi bu...

Yanlýþ tartýþmalar yapýyoruz, tehlikeli!..

Belli ki, Rusya, bu geliþmeyi bizden önce gördü. Sovyetler’den miras aldýklarý “süper güç birikimi” ve sürdürülebilir kýldýklarý teknolojik yapýlanma, küresel bir saldýrýya karþý savunma duvarlarýnýn yükselmesine yol açtý. Neo-emperyalist yapýlanmaya, “Bana bulaþma, benimle çalýþ, beni iþe ortak et, yoksa ortalýk fena daðýlýr” mesajýný çok net veriyor.

Neo-emperyalizm, bugünlerde, bir baþka kadim ulusun, Türkler’in aydýnlarýndan gelen ihanete karþýn, tarihsel birikimlerine dayanan “bilge güçleriyle” derlenip-toparlanma sürecine girmesinin telaþýný yaþýyor.

Hazýrlýklý deðiliz... Tüm üretim zinciri robotlara devredildiðinde iþsiz kalýp bela çýkartacak milyonlarca insaný yaþadýklarý topraklarda halletmeyi öngören bir saldýrý karþýsýnda ne yapacaðýmýzý tam olarak bilmiyoruz. Hala, dünyadaki geliþmeleri 20’nci yüzyýl kavramlarý içinde deðerlendiren kýymeti kendinden menkul akademisyen, köþe yazarý ve tabii ki siyasilerimiz var.

Oysa saldýrý, bugüne deðil, geleceðe dönüktür.

 Ýstikrarlý 10 yýla ihtiyacýmýz var...

Siyasi gücü merkezileþtirecek AK Parti-MHP mutabakatýný önemsiyorum, siyaset, tüm kesimlerin önünde bir refleks gösteriyor. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yýlý, yüzde 7 ekonomik büyüme hýzýyla geçirmesi, özellikle savunma sanayinde baþlatýlan projelerini de tamamlamasý gerekiyor.

Ekonomik büyümedeki istikrar neo-emperyalizmin hedeflediði “sosyo-ekonomik katliamý” durdurmamýzý, savunma sanayindeki geliþme de ayný gücün bize bulaþmasýný önleyecek.

Biz ise, “siyasi güç merkezileþmesini”, bir faninin, Erdoðan’ýn üzerinden tartýþmaya devam ediyoruz, akýl alýr gibi deðil.

Herþey yeniden yapýlanmalý...

20’nci yüzyýl koþullarýnda doðmuþ bu bürokratik oligarþi ile yerimizden kýpýrdamamýz mümkün deðil, devlet, yalnýz siyasetin üst yapýsýnda deðil her alanda yeniden yapýlanmalýdýr. Üniversitelerimiz felaket, geleceði okuyamýyor, topluma yeni bilgileri aktaramýyor. Eðitim sistemi çökmüþ durumda, geleceðin birikimli kuþaklarý için zaman kaybediyoruz. Yazar takýmý siyasetin kolay zemininde birbirine saydýrmayý sürdürüyor, oysa, bilim-teknoloji ve ekonomi zeminli konuþma birikimine sahip genç köþe yazarlarýna, TV/internet yayýncýlarýna ihtiyacýmýz var, medya, sürünüyor...

Söyleyeceðim bu, þimdi günlük tartýþmalarýnýza dönebilirsiniz...