EXPO heyecanýný ben Madrid’de yaþadým. Ýspanya Parlamentosundaki temaslarým sýrasýnda kulaðým birleþik sol gruptan bir Ýspanyol milletvekilini dinlerken gözüm elimdeki telefonun ekranýnda EXPO haberi arýyordu. Gazeteci Metehan Demir’den aldým EXPO2020’yi kaybettiðimize dair haberi. O andan sonra da Ýspanyol dostumuzun anlattýklarýný bir türlü toparlayýp not defterime geçiremez oldum.
‘Ufuk Þehir’ Ýzmir bir büyük hamlenin eþiðinden dönmüþ görünüyor. Olsun. Büyükler için büyük hamlelerin sonu yoktur. Ýþte önümüzde seçim var. O da Ýzmir için bir büyük hamle fýrsatý deðil mi? Gayret ve dualarýmýz yine Ýzmir için...
27 Kasým bizim için tersliklerle doluydu sanki. EXPO haberini aldýðýmýz toplantýdan çýktýk. Bir sonraki görüþme için vakit vardý. Þöyle yürüyelim biraz dedim. Madrid’in meþhur Sol meydanýna çýktý yolumuz. O anda duydum taraftarlarýn doldurduðu meydandaki cim bom seslerini. Kendi kendime “Ýzmir kaybetti, acaba Galatasaray kazanýr mý?” dedim ama içimdeki karamsarlýk bunun zor olduðunu yüzüme yansýtmýþtý zaten. Bize “maça mý geldiniz?” diye soran taraftarlara “hayýr, baþka toplantýlarýmýz var” dedim ama “buraya gelinir de maça gidilmez mi?” dercesine bakanlara ne diyeceðimi bilemedim. Maçtan sonra kendi kendime “bir günde iki yenilgiyi hak edecek ne yaptýk acaba?” diye sordum ama cevap bulamadým.
Üsküp’teki bir toplantýya katýlmak zorunda kalýnca Madrid seferim biraz geç baþladý. Allahtan Afif Demirkýran ve Oðuz Oyan vaktinde Madrid’e ulaþtýlar ve o gün için planlanmýþ görüþmeleri gerçekleþtirdiler. Madrid Büyükelçimiz Ayþe Sinirlioðlu ve arkadaþlarý, Meclis Yasama Uzmanýmýz Yasemin Elibol ile sürekli görüþerek harika bir program hazýrlamýþlar bizim için. Hem Temsilciler Meclisinde hem Senatoda önemli görüþmeler yaptýk. Bana görüþeceðimiz her kiþiyle ilgili ince ipuçlarý veren Müsteþar Özgür Yavuzer hep bizimle oldu. Böyle toplantýlarda siz derdinizi ne kadar iyi anlatsanýz da tercüme yeterli deðilse istediðiniz sonucu alamazsýnýz. Bu bakýmdan da çok þanslýydýk. Elçiliðimizden Çaðla Soykan, hem uzun yýllar Ýspanya’da yaþamanýn verdiði tecrübeyle hem de Türkçe ve Ýspanyolcaya olan hakimiyetiyle bu zor iþi maharetle yaptý.
Ýktidardaki Halk Partisi merkezin saðýnda yer alýyor. Ýki yýl önceki seçimlerde sosyalistlerden devraldý iktidarý. Krizin etkileri Ýspanya seçimlerinde açýkça görüldü ve halk çareyi iktidar deðiþikliðinde aradý. Ýspanya Baþbakaný Mariano Rajoy Ýspanya’nýn krizi atlatmak üzere olduðunu söylüyordu. Bunu biz de bizzat kendisinden duyduk. Temsilciler Meclisinin bir sabah oturumuna katýldýk. Baþbakan ve Bakanlar kendilerine sorulacak sorularý cevaplayacakmýþ bu oturumda. Þeref locasýndaki yerimizi aldýk. Meclis Baþkaný bizi Genel Kurul’a takdim etti. Ayaða kalkarak selamladýk biz de Genel Kurulu. Uzun bir alkýþa tekrar tekrar selamla mukabele ettik. Baþbakan kendisine sorulan ekonomi ve dýþ politikaya dair sorularý cevapladý. Orada da polemik eksik deðil. Muhalefet liderleri “iki yýldýr iktidardasýn, ne yaptýn?” diye sordular. O da “sizin yarattýðýnýz krizden çýkarmaya çalýþýyorum ülkeyi. Daha ne yapayým” diye cevap verdi. Bu tartýþmalar sürerken Filipinler Büyükelçisi geldi yanýmýzdaki koltuða. Onu da takdim ettiler. Yaþadýðý büyük felaket dolayýsýyla Filipinlerin yanýnda olduklarýný uzun süren bir alkýþ eþliðinde ifade ettiler Ýspanyol milletvekilleri.
Ýspanya bugünkü demokratik yapýya kolay ulaþmadý. Bize bir gün önce Meclisi gezdiren Dýþiþleri Komisyonundan Beneyto Perez duvarlardaki kurþun izlerine dikkatimizi çekmiþti. Bu kurþun izlerinden biri hemen oturduðumuz þeref locasýnýn arkasýndaydý. 1981 yýlýnda Hükümetin o zamanki uygulamalarýný beðenmeyen ve kendini vatanýn asli sahibi sayan Albay Tejero, Meclisi basarak milletvekillerini rehin alýr. Baþarýlý olursa darbe gerçekleþme þansý bulacaktýr. Meclisi basýp herkes yere yatsýn komutu verir ancak buna üç kiþi karþý koyar. Baþbakan, Komünist Parti lideri ve Milli Savunma Bakaný. Milli Savunma Bakaný eski bir asker olmanýn yüklediði sorumlulukla Tejero’yu engellemeye çalýþýr. Ýþte bu sýrada patlayan silahlardan çýkan mermilerin duvarda býraktýðý izleri aynen korumuþ Ýspanyollar. Kralý kendi yanlarýnda sanýr darbeciler. Ama kral darbecilere karþý olduðunu açýklayýnca teþebbüs sonuçsuz kalýr. Darbecileri görünce ya þapkasýný alýp giden ya da darbecilere þapka çýkaran bizdeki tipleri hatýrlamamak mümkün mü?
Ýspanya Büyükelçimiz Ayþe Haným ve arkadaþlarý mükemmel Ýspanyolca konuþuyorlar. Bu çok önemli bir avantaj saðlýyor. Dýþiþlerinin bu yeni anlayýþýný diðer ülkelere de yaymak lazým. Bize görüþmeler dýþýndaki gezintilerimizde refakat eden Gülçin Çýkrýkçý da mükemmel Ýspanyolcasý sayesinde misyonumuzun sözleþmeli çalýþanlarýndan biri olmuþ.
Meclisin Dýþiþleri Komisyonuyla ve daha sonra Meclis ve Senatonun Dýþiþleri Komisyonu üyeleriyle yaptýðýmýz iki toplantý da çok verimliydi. Suriye dahil pek çok konuda bilgilenmek istediler.
Ýspanyadaki Partilerin hemen hepsiyle görüþme imkaný bulduk. Bu da oldukça yararlý bir bölümüydü temaslarýmýzýn.
Baþlýðý niye mi “Endülüste üç beþ gün” diye koydum. Ýspanya denilince benim zihnimde Endülüs canlanýyor ve hayýflanýyorum da ondan. Bugünlerde ‘Hilalin Ýki Ucu’ diye bir romana baþladým ben. Timaþ yayýnlarýndan çýktý bu kitap. Baþlýkta henüz baþladýðým bu romanýn da etkisi vardýr belki. Buralara gelmiþken Toledo ve Kurtubayý da, görelim dedik. Yani Endülüs’ü.