Bugün 3 Aralýk, dünya engelliler günü. Ýki gün önce, meclis mesaisinden sonra gecenin ilerleyen bir vaktinde Zerdeþt’i karþýma aldým ve ‘Hazýrlan Zerdeþt, yarýn seyahate çýkýyoruz!’ dedim..
O anda yüzüne yayýlan mutluluk görülmeye deðerdi. Zeromuzu bu yýlýn Nisan ayýndan bu yana, seçimler nedeniyle dört duvar arasýna hapsettik. Haziran ve Kasým seçimlerinin en kuvvetli tanýðý ama ayný zamanda en fedakar delikanlýsý, hep sabreden, hep katlanan oydu.
Annesinin bütün gün ilçelerde, babasýna oy istemek için onu yalnýz býrakmasýna ses çýkarmadý. Kendisine anlatýlan gerekçeleri gülümseyerek dinledi. Hayatýmýzda meydana gelen deðiþimi iç dünyasýnda anlamlandýrmaya, etrafýnda gördüðü insanlarýn sevincine, heyecanýna ortak olmaya çaba gösterdi..
Zero’nun en çok hoþlandýðý þey seyahat etmektir.. Yeni bir þehir, yeni yolculuk onu mutlu eder. Seyahate çýktýðýmýz o anlarda, ona bakar dururum.. Belki, bu yolculukta, karþýlaþacaðý sürprizler ve yeni insanlarýn hayalini kurar.. Kýsa bir seyahate çýkacaðýmýzý bildiði günlerin gecesini heyecan içinde geçirir. O gece doðru dürüst uyumaz, sabahý zor eder. Bu defa da böyle oldu.. Sabah uyandýðýnda valizi, bazen seçmemize yardýmcý olduðu gömlekleri, pantolonlarý, ceketleri çoktan hazýrlanmýþtý.
Uçaða binmemiz kolay olmaz pek. Bütün yolcular uçaða alýndýktan sonra, sýra bize gelir. Bir ambulans yanaþýr. Otomatik olarak alçalýp yükselen platforma önce Zerdeþt sonra biz geçeriz. Tekerlekli sandalyeden alýrlar Zerdeþt’i, koltuða oturturlar, sonra biz etrafýný minderlerle doldurur dik durmasýna yardýmcý oluruz.
Bu defa da böyle oldu. Rahatça yerleþtik. Yerine saðlam bir þekilde yerleþtiðini hissetmesi çok önemlidir. Onu huzursuz edecek bir eksiklik varsa, düþeceði korkusuna kapýlýr ve o anda bizi en iyi bildiði sözcükle uyarmaya baþlar: Hooopp..
Bu kelimenin veya ünlemin ‘dikkat düþebilirim veya düþmek üzereyim gibi bir anlamý olduðunu ben, annesi ve ablasý biliriz ve bu korkusundan kurtulmasý ve yerleþtiði koltuða, veya tekerlekli sandalyeye endiþe etmeden oturmasýný saðlamak için bir þeyler yaparýz. Omzundan tutar vücudunu hafifçe oynatýrýz. Bazen birkaç santim havaya kaldýrýr, yeniden oturturuz. Böylece, kendini daha güvenli ve daha iyi hissetmesini saðlamýþ oluruz.
Uçakta her þey normal gidiyordu. Annesinin elini tutmuþ bulutlara bakýnýyordu. Zerdeþt’in uçak yolculuklarýnda en çok ilgi duyduðu üç þey var: Kalkýþ, iniþ, hosteslerin Ýngilizce ve Türkçe anonsu. Anonsu dinlerken, hosteslere bakar ve kimbilir içinden neler geçirir. Sanýrým herkesin sustuðu bir yerde, genç bir kadýnýn elinde bir takým aletler alýp bir þeyler söylemesini komik bir durum gibi görür. Acaba bu anonslar ve hosteslerin Ýngilizce ve Türkçe olarak yaptýðý uyarýlarý, Arapça ve Kürtçe olarak dinleseydi, daha mý keyif alýrdý diye düþünürüm. Çünkü bu her iki dile de kulak doygunluðu, aþinalýðý oldukça fazladýr. Anneannesi Peyruze (Pero) Arapça’dan baþka bir dil bilmez. Babaannesi Behiye, Zerdeþt 10 yaþýndayken vefat etti, o da Arapça ve Kürtçe bilirdi ama Türkçe bilmez ve konuþmazdý. Ben Diyarbakýr cezaevindeyken bu durum epey sorun olmuþtu. Her neyse, ne diyordum, Zerdeþt koltuðunda sessiz bir þekilde oturuyordu. Ben daha bu yolculukta baþladýðým ve herhalde bu uçak yolculuðu daha uzun sürseydi, bitirmeden alýp bir kenara koyamayacaðým kadar kýymetli bir kitabý, Loretta Napoleoný’nin ‘Ýslam ve Modern Cihat’ kitabýný okuyordum.
Bir ara dönüp baktým, annesinin elini tutmuþtu. Ýkisi farklý iki can deðil zaten. Tek can ve tek yürekler. Zeromuz, geceleri Canan’ýn elini tutarak dalar uykuya. Bazen uykum kaçar gelir ikisine bakarým. Anne-oðul el ele tutuþmuþ, derin bir uykudadýrlar. Uçaktaki ikramlarý sever kerata.. Ama bu ikramlar bir kek veya sandviçten ibaretse, dönüp bakmaz..
Bugün engelliler günü. Bugün araya hiçbir þey girsin istemedim. Zerdeþt’i alýp, üç gün sürecek bir seyahate çýkardým. O çok mutlu, biraz daha mutlu olsun diye neleri vermezdik ki. Menenjitten sonra hafýzasý yeniden geri geldi.. Ah bir de yürüyebilseydi.. Engelliler gününde burada ve dünyada, Zerdeþt’in milyonlarca kardeþinin istediði tek þey farkýndalýktýr.
Onlar bugün bize yüreklerinden kopan bir çýðlýk halinde ve hep beraber onlarýn farkýna varmamýz için seslenecekler..
Bu çýðlýðý ve bu sesi taa içimizde, kalbimizin derinliklerinde hissedelim diyorum...