Depremin ilk iki günü büyük bir dayanýþma çýktý ortaya. Dün yazdým, o dayanýþma “el azizsin Türkiye” dedirtti. CHP belediyeleri de olmasý gerektiði gibi büyük kenetlenmenin parçasý oldu.
Ama iki gün zor dayandýlar! Üçüncü gün tatsýz þovlar, yakýþýksýz imalar, zamansýz sorgulamalar baþladý.
Kýlýçdaroðlu’nun ifadesiyle toplanan yardýmlarýn yerine ulaþýp ulaþmadýðýný denetlemeye gitti Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný.
Eþiyle el ele enkazlarý dolaþtý, -12 derecede can kurtarmaya, kurtulmuþ olanlar için çadýr kurmaya, çorba daðýtmaya çalýþan ekiplerin çabasýna tanýklýk etti.
Birkaç müþfik fotoðraf, satýr arasý aðdalý mesajlar verdikten sonra da “hoop bir güncelleme”. Bir de baktýk ki Palandöken’de kayak yapýyor Ýmamoðlu!
Anlaþýlan o ki kayak tatili için bavul yapýp çýkmýþlar evlerinden. Geçerken de Elazýð’a þöyle bir uðramýþlar.
Ýki kiþinin öldüðü sel felaketinde de Ýstanbul’da durmamýþ tekne tatiline gitmiþti Ýmamoðlu. Eleþtirilince de “baþkalarýna yakýþmýyor ama bana tatil çok yakýþýyor” diye kahkaha patlatmýþtý “CHP’nin umudu”.
Yaralar bu kadar tazeyken bu cývýklýða nasýl müsaade ediyor acaba siyaset ahlaký ve vicdaný?
DEPREM VERGÝSÝ SORULAMAZ MI?
CHP lideri de dün bir baþka çarpýtmayla meþguldü.
Dedi ki “Vatandaþ deprem vergilerini soruyor, niye soruyorsun diyor. Vergiyi ödeyen o, soracak tabii”.
Burada bir çarpýtma var. Deprem vergilerini sormak vatandaþýn hakký, muhalefetin de görevidir, bunda sorun yok.
Sorun, deprem olur olmaz klavye baþýna oturan akbabalardadýr, onlarý siyaseten arkalayandadýr. Millet enkaz altýndayken sorulmaz bu. Soranlar da aklanmaz.
Yoksa Meclis’te muhalefetini yapsýn CHP, deprem tedbiri için yasalara katký versin, eleþtirisini de getirsin. Ama hem milleti devlete karþý kýþkýrtmaya çalýþanlarý savunup hem de “devletimiz bakidir” diye konuþamazsýn. Konuþursanýz bize de “yine mi oksimoron” deme hakký doðar.
AK PARTÝ VE DEPREM
28 Þubat’ýn en sert günlerinde yaþandý 99 depremi.
Baþörtülü doktorlarý öðretmenleri görevden, üniversite öðrencilerini okuldan atmak; Ýmam Hatipli çocuklara çelme takmak ve sakallý çarþaflý kovalamak için organize olan devlet 17 Aðustos’ta 17 bin 480 kiþi enkaz altýnda can verirken organize olamadý.
Devlet yoktu, Hükümet yoktu, Kýzýlay yoktu, AFAD yoktu, UMKE yoktu. Yardýmsever insanlardan baþka kimse yoktu.
Yardýmcýlarý, Baþbakan Ecevit’i uykusundan uyandýrmaya kýyamadýklarýný söylüyorlardý.
Deprem bölgesine günler sonra gelen bakanlar siyah camlý arabalarýndan inmiyor, inseler gözlükleri çýkarmýyor, acý içindeki insanlara destek olmadýklarý gibi haklý bir tepkiye öfkeye sebep oluyorlardý.
Ben de bir yakýnýmý kaybettim Adapazarý’nda. Yaþanan çaresizliði biliyorum.
2001’de kurulan AK Parti’nin bütün Türkiye’ye umut olmasýnda, 2002’den bu yana yapýlan tüm seçimleri kazanarak kesintisiz iktidarda kalmasýnda 17 Aðustos’un etkisinin büyük olduðunu düþünüyorum.
Seçmenin diðer partileri kararlý þekilde iktidardan uzak tutmasýnda da bunun payý çoktur.
BEN BUNLARLA AYRIÞIRIM
Haklarýnda soruþturma baþlayan kiþilerden bazýlarýnýn paylaþýmlarýný gördüm. Pis kokuyor, kesif kötülük içeriyor, insaný öfkelendiriyordu.
Bilerek yalan söylediler, manipüle ettiler, provoke ettiler, dalga geçtiler.
Tüm ülkenin sarsýldýðý bir kriz anýnda halký devlete karþý kýþkýrtmanýn, milleti ayrýþtýrýp Alevi-Sünni, Kürt-Türk diye birbirine düþürmeye çalýþmanýn elbet bir bedeli olmalý.
FEHMÝ KORU YANILIYOR
“Bizi deprem bile birleþtiremedi” demiþ. Katýlmýyorum. Ýlk iki gün Selçuk Özdað, Berna Laçin, Sevan Niþanyan gibi toplumu kendi hesaplarýna ve irtifalarýna çekmeye çalýþan fýrsatçýlara raðmen kimse duadan, umuttan, yardýma koþmaktan vazgeçmedi. Eli gözü Elazýð’da kardeþlerindeydi. Olmasý gerektiði gibi CHP’li belediyelerin de diðer yardým ekiplerinin arasýna katýlmasýna sevindi.
Ama herkes can derdindeyken bozgunculuk çýkarmak, provakatörlük yapmak ne yaygýn, ne saðlýklý bir davranýþ.
Býrakýn yaptýklarýnýn bir bedeli olsun. 99 depreminde enkaz eþeleyip deðerli eþyalarý çalan, altýn bilezik için kadýnlarýn kollarýný kesen ölü soyuculardan ahlaken ne farký var bunlarýn!
Fikri, siyasi bir ayrýþma da deðil ayrýca bu. Ahlaki bir ayrýþma. Karýþtýrmayalým.
MÜTEÞEKKÝRÝZ!
Ýçiþleri Bakaný Soylu, Çevre ve Þehircilik Bakaný Kurum ve Saðlýk Bakaný Koca beþ gündür orada. 7-24 iþlerinin baþýndalar.
Önceliklerinin hizmet olduðunu, kýyafetlerini bile deðiþtiremediklerini görüyoruz. Ayný süveterle, ayný kazakla çýkýyorlar kaç gündür basýnýn karþýsýna.
Çalýþmalarý için, bu büyük özveri için, yönettikleri ekipleriyle beraber hepsine ayrý ayrý müteþekkiriz. Var olun.
AMA BU FENA!
Ancak Elazýð Valisi’nin Ýçiþleri Bakaný Soylu’ya bir basýn toplantýsý esnasýnda “Kamuoyundaki algý çok iyi þu anda” diye fýsýldadýðý bir görüntü var. Bu çok kötü iþte…
Soylu’nun rahatsýz olduðu görülüyor ama depremin yaþandýðý þehrin valisinin derdi algý olmamalý. Kamuoyuna izah edilmeli, özür dilenmeli.