Er Ryan’ý kurtardýk, petrolü güvene aldýk!

Steven Spielberg’ün1998 tarihli Er Ryan’ý Kurtarmak adlý filmi, hangi sinemasevere sorarsanýz sorun beyazperdenin en iyi savaþ filmlerinden biridir. Filmde, dört oðlundan üçünü savaþta kaybetmiþ bir anne var. Hayatta kalan son oðlu James Ryan, Normandiya çýkarmasýnda savaþmaktadýr. Onu da kaybetme ihtimali yiyip bitirmektedir ana yüreðini. Ahir ömründe tek arzusu, biricik oðlunun savaþtan sað salim dönmesidir. Yakarýþlarý karþýlýk bulur ve Amerikan Baþkaný her ne pahasýna olursa olsun Er Ryan’ýn sað salim evine getirilmesi için orduya emir verir. Sekiz kiþiden oluþan özel kuvvet askeri sýrf bu iþ için görevlendirilir. Sonunda, Er Ryan için yola çýkan askerlerden çoðu ölür ancak Er Ryan da kurtarýlmýþ olur. 

Yaklaþýk 3 saat süren filmde elbette pek çok alt metin var. Ancak sonuç itibariyle, tek bir ABD vatandaþý için gerekirse bin can feda edilir tezi filmin tam orta yerinde durmaktadýr. 

Aslýnda biz bu filmi pek çok Hollywood yapýmýnda görmekle yükümlüyüz! Vietnam ve Kore Savaþlarý’ný konu alan filmlere bakýn. Kaybeden taraf olmasýna raðmen ABD askeri pek çok kahramanlýk öyküsüyle dönmüþtür ülkesine. En azýndan Hollywood filmlerinde… Sylvester Stallone’nin oynadýðý Rambo serisi buna örnektir. 

Rusya-ABD arasýnda süren soðuk savaþ yýllarýnda ise vurduðunu deviren efsane boksör Rocky Balboa ile Rocky serileri çýkar karþýmýza. Yediði ölümcül yumruklara raðmen, artýk ayaða kalkamaz zannedildiði anda bile, son bir gayretle ayaða kalkan Rocky, yenilmez denilen nice boksörü (çoðunlukla Rus boksörleri) devirmiþtir. Aksi düþünülebilir mi! 

‘Amerikan kahramanlýðý’ Hollywood için her zaman prim yapan, bitmez tükenmez bir kaynaktýr. Yeryüzünde Amerikan hayranlýðýný büyüten bir beþiktir Hollywood. Hepimiz biliriz ki yaþlý evrende iþler ne zaman sarpa sarsa, (hatta kýyamet kopsa!) dünyayý kurtaracak bir ‘Amerikan baþkaný’ vardýr. 

Dolayýsýyla ABD’nin tüm kurumlarý iþe el atar ve sonunda ‘mavi üniformalý adam’ caný pahasýna kazanýr. Böylece, kadraja giren Himalaya’daki Budist rahip de, Çin’deki bir seyyar satýcý da, Afrika’daki kabile de ‘mavi üniformalýnýn fedakarlýklarý sayesinde’ paçayý kurtarýr.

Gelelim beþ gün öncesine… Suriye’nin kuzeyinde oluþturulmak istenen terör koridoruna karþý Türk Silahlý Kuvvetleri’nin yürüttüðü ‘Barýþ Pýnarý Harekatý’na ara verildiði sýrada ABD Baþkaný Donald Trump’ýn ‘Petrolü güvene aldýk’ þeklindeki açýklamasý ‘Mavi üniformalý adam’ senaryolarýna güncel bir örnektir. Trump ABD’lilere diyor ki, ‘Petrolü güvene aldýk, askerlerimizi çatýþma bölgesinden çektik. Bana teþekkür edin.’

Filmin jeneriðinde þu yazýyor: ABD her halukarda refahýný ve evlatlarýný koruyor! 

Böylece, Hollywood filmleriyle Amerikan dýþ politikasýnýn nasýl içi içe bir zihin birlikteliði oluþturduðunu, örtüþtüðünü bir kez daha teyit etmiþ oluyoruz. Yalnýz bir farkla; hedef küçülten ‘mavi üniformalý adam’ artýk derdini kendi iç kamuoyuna anlatmak zorunda kalýyor. Zira, deniz aþýrý kýtadan gelip de Suriye’de ne aradýðýný açýklamasý uluslararasý hukuk açýsýndan, mümkün görünmüyor.