Erdeme dayalı yeni düzen

- NEW YORK -

Türkiye içini kemiren bir dertten kurtuldu, kurtulacak... Dokuz vatandaşının hayatını alan kanlı operasyon yüzünden bir türlü özür dilemeye yanaşmayan İsrail de sonunda hizaya geldi. Eh, başkalarıyla mukayese edildiğinde ekonomisi de yüz güldürüyor ülkemizin...

Geriye ne kaldı? Birkaç küçük başağrısı... O kadar...

Büyük başın derdinin de büyük olduğunu görmek için etrafa göz kulak vermek yeterli. Bir süredir bulunduğum New York’un penceresinden bakıldığında görülen ABD manzarası fazla iç açıcı değil: İnsanları mutsuz... Müttefikleri umutsuz... Ekonomisi krizde... Düşmanları kadar dostları da kafa tutmaya meyyal...

Dünyaya liderlik iddiasındaki bir ülke için fazla naif bir görüntüsü var ABD’nin...

Peki ya Avrupa Birliği (AB)?

Avrupa’da tuttuğunuz ülke elinizde kalıyor. İrlanda, İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan diye sıralanıp giden listeye son olarak AB’nin şımarttığı Kıbrıs Cumhuriyeti de eklendi. Meğer onun da içi boşmuş; tıpkı diğerleri gibi...

İngiltere’ye kış geri gelir gibi yaptı, mağrur İngilizler’in bütün dengeleri bozuldu. Her gün yeni bir skandal patlaması bir yana, politikacılar da siyasetten umudunu kesmiş görünüyor. Parlak politikacılardan İşçi Partili David Miliband milletvekilliğini bırakıp bir ABD düşünce kuruluşunun başına gitme kararı aldı.

Fransa’da ve İtalya’da seçimler çözüm değil sorun üretti.

Tablo ortada: ABD ve AB’den dünyaya liderlik bekleyenlerin işi zor. Her ikisi de başkalarını yönetecekmiş gibi yapıp kendi sorunlarıyla baş etme çabasında...

Çin? Rusya? Ya da bu ikilinin çekirdeğini teşkil ettiği Şanghay Beşlisi?

Kusura bakmasınlar, ama dünyanın önemli bir bölümü için ölseler böyle bir liderliğe razı olmak zor görünüyor. Kaldı ki, Çin ve Rusya âdil ve eşitlikçi bir mücadelede fazla başarılı olacağa da benzemiyor. Birinin işgücünü sömürüden, diğerinin de kara paradan vazgeçmesi hiç kolay değil.

Lidersiz bir dünyaya doğru yol alıyor gibiyiz de, böyle bir dünyanın dengeleri nasıl oluşacak? Özellikle Türkiye gibi ‘yeni dünya’ içerisinde göz dolduran başarılar göstermeye başlamış ülkeler açısından en önemli soru bu. ABD’nin, AB’nin, Şanghay Beşlisi’nin iddialı olduğu, ancak iddialarını gerçekleştirebilmekten uzak durduğu bir ortam bugünki; buna karşılık Türkiye’nin içinde bulunduğu İslâm Dünyası kıpır kıpır ve bu dünyanın insanları daha iyiyi arıyor...

Ne olacak?

İlk yapılması gereken, dünyanın şu andaki durumunun doğru bir tespitidir. ABD, AB, Çin, Rusya gibi devletler ve ortak devletlerin bırakacağı boşluğun, onları da yanına çekebilecek yeni bir düzenle doldurulması gerekebilir. Eski düzenlerin tek-yanlı, çıkara dayalı, dışlayıcı ilke ve kurallarının yerini âdil ve dengeli bir eşitliğe dayalı ilke ve kurallar alacak biçimde davranılmalıdır.

Dünyamız uzun dönem ‘kuvvetler dengesi’nde düzeni buldu, uzun yıllar da ‘iki kutuplu’ dünya düzeniyle idare edildi. Artık ‘erdeme dayalı yeni bir düzen’in zamanı gelmedi mi?

Geldi de geçiyor bile...