Erdoðan Baþbakanken Cumhurbaþkaný’ný Cumhurbaþkanýyken Baþbakan’ý göreve çaðýranlar

17-25 Aralýk darbe giriþimi henüz püskürtülmüþtü fakat artçýlarý devam ediyordu. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý Baþkaný þimdi firari olan Mustafa Yeþil, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ü göreve çaðýrmýþtý. Ona göre Abdullah Gül tüm yetkilerini kullanmalý, Paralel Yapý’nýn 17-25 Aralýk operasyonuyla yapamadýðýný yapmalý, bu operasyonun akim kalmasýna yol açan kiþiler hakkýnda araþtýrma baþlatmalýydý. Þöyle diyordu: “Yolsuzluk ve rüþvet soruþturmalarýndaki müdahaleleri araþtýrmak için tüm yetkileri kullanmalý.”

Yine o günlerde Paralel Yapý’nýn amiral gemisinde mukim köþelerden de benzer çaðrýlar geliyordu. “Türkiye nevzuhur bir devlet deðil; tecrübelerden süzülmüþ kurumlarý ve etraf karanlýk olduðu zaman bile yön tayin eden gelenekleri var” diyerek darbe sopasý gösterenler mi istersin “Cumhurbaþkaný önemli yetkilerle yürütmenin bir parçasý” diyerek Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’den Baþbakan koltuðunda oturan Erdoðan’a haddini bildirmesini isteyenler mi...

Türkiye 30 Mart seçimlerine böyle bir atmosferde girdi. Devletin tepe noktalarýndaki isimler Paralel Yapý’nýn kurum ve kalemlerinden gelen bu tür çaðrýlara kulak asmamýþ; Abdullah Gül, Paralel Devlet Yapýlanmasý’na karþý mücadelede devletin tüm kurumlarýnýn hem fikir ve uyum içinde olduðuna dair beyanlarda bulunmuþ, Bülent Arýnç ise Paralel Yapý’nýn Baþbakan’ý da dershane zamanýnda nasýl tehdit ettiðini “Bunlar dershaneler üzerinden cemaate mensubiyetlerini ifade eden kiþiler. Baþbakanýn bizzat kendisine, ‘elimizde bunlar var, biz bunlarý piyasaya süreriz, hükümetiniz bunlarla karþý karþýya kalýr, bu iþten vazgeçin’ dediler. Bizim yiðit adam Baþbakanýmýz. Böyle laflarýn altýnda kalacak deðil. ‘Elinizden geleni ardýnýza koymayýn, biz bu iþi yapacaðýz’ dedi” sözleriyle anlatmýþtý.  

***

Bir de Erdoðan’sýz Türkiye hayalinin koçbaþý kalemlerin öngörüleri vardý:

“Baþbakan’ýn kendisi de dahil, herkesin Erdoðan sonrasý siyasete hazýrlanmasý ve Türkiye’yi de hazýrlamasý lâzým. Yaþadýklarýmýz sürdürülebilir bir durum deðil. Türkiye Erdoðan’ý artýk taþýyamaz. Erdoðan da Türkiye’yi artýk kontrol edemez. Hayal edin: Baþbakan bugün istifa ettiðini ve siyaseti býraktýðýný açýklasa, 30 Mart’ta AK Parti oylarý ne kadar yükselir?”

“Ölümüne siyaset karþýsýnda Erdoðan sonrasý aktörlerin inisiyatif almaya baþlamasý ve toplumu rahatlatmasý gerekiyor. Cumhurbaþkaný tecrübeli bir politikacý. 30 Mart tarihinin, farklý aktörlerin yer aldýðý yeni bir dönemin baþlangýcý olacaðýný kestiriyordur. Roller yeniden daðýtýlýrken, ana aktörlerin baþýnda Abdullah Gül’ün geldiðini unutmayalým...” (Zaman, Mümtazer Türköne)

Erdoðan’ýn 30 Mart’ý göremeyeceði üzerine plan yapanlar seçim sonucunu görünce “Bu seçim Pirus Zaferi olacak, Türkiye yönetilebilir olmaktan çýkacak” diyerek “ölümüne siyaset” karþýsýnda yine siyaset dýþý yollara iþaret etmiþti.

O günlerde bu sakýzlarýn çiðnendiði cenahlarda bugünlerin modasý Baþbakan’ý göreve çaðýrmak.

O günlerde Abdullah Gül’e sað tarafýndan yaklaþanlar þimdilerde Baþbakan Ahmet Davutoðlu’na sað tarafýndan yaklaþmaya çalýþýyorlar.

Baþý kesik bir tavuðun çaresiz çýrpýnýþlarý gibi hüzün verici!

“Parlamenter sistemin kralý Baþbakan’dýr; Cumhurbaþkaný deðil. Baþkanlýk dayatmasýnýn ardýndaki gerilim, iþte bu yazýlý olmayan kuraldan kaynaklanýyor.

Sayýn Baþbakan’ý göreve davet etmek en tabii vatandaþlýk hakkýmýzdýr. (..) Artýk imâ ile, gizli kapaklý yollardan Saray’a karþý mesafe koymaya çalýþmanýn mânâsý kalmadý sayýn Baþbakan: Anayasa’ya ve vekillik yemininize sahip çýkýnýz. Barýþ içinde bu krizden çýkmanýn bundan meþrû ve kibar bir yolu kalmadý.” (Zaman, Ahmet Turan Alkan)

***

Tüm bunlarý, Paralel Yapý’nýn haber sitelerindeki ümit ve hevesler üzerine kurulmuþ analizlerle ve Kürt görmeye gözü olamayan paralel isimlerin Faysal Sarýyýldýz’ýn yalanlarýný RT ediþiyle birlikte deðerlendirmek gerek.

Güneydoðu’daki terörün bir iç savaþa dönüþtürülmesi için verilen çabanýn arkasýndaki ABD-Rusya ve Ýran gibi aktörlerin PKK-PYD ve Paralel Yapý ile olan maddi manevi iliþkileri ve bu konsorsiyumun Baþbakan Ahmet Davutoðlu’nu “Türkiye mi Erdoðan mý” ikilemiyle kýskaç altýna almak istediði tezini de akýlda tutarak...

Bunu ciddi ciddi düþünenler varsa bu denklemin Erdoðan’ý Türkiye’nin menfaatlerini düþünen lider olarak daha da güçlendireceðini hesaba katmalarýný salýk veririm.