Erdoðan Baþkan Olursa....

Kim ne derse desin, Recep Tayyip Erdogan, þimdiye kadar ortaya koyduðu politik performansýyla ve siyasi bir þahsiyet olarak tarihteki yerini çoktan aldý. O, ufuklarýn ötesini gören ve hamle yapan cesur bir lider olarak kendine özgü yeni bir profil oluþturdu.

Bu tesbiti yaparken Erdoðan’ýn döneminde (1994 Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkanlýðýndan saymak gerek) uygulanan yeni politikalar ve Türkiye’nin büyümesine  ve dünyaya açýlmasýna  hizmet eden yeni anlayýþý ve sonuçlarýný gözlemek  yeterli olsa gerek. Yeni Türkiye, eski Türkiye...

Þimdi baþbakanýn baþkan olmasý,   bundan sonrasý için yeni  bir devir ve önemli  bir hamle olacaktýr.

Evvela Türkiye’nin bu karizmatik ve yetenekli lideri, kendi isminden halklar nezdinde söz ettiren nadir isimlerdendir. Zira Erdoðan, yalnýzca  Türkiyede %60lara varan siyasi desteðe sahip olmakla kalmadý. Çok büyük bir coðrafyada, halklarýn gönlüne girmeyi baþardý. Özel siyasi kulislerde bir kaç yýldýr þu biliniyor. Bir çok ülkede yapýlan açýk gizli kamuoyu yoklamalarýnda RTE, bir çok ülkenin liderine açýk ara fark atýyor. 

Siyasi literature yeni fikirler ve hedefler koyarak yürüyen Erdogan, Cumhurbaþkaný olursa ve baþbakanlýk dönemindeki gibi,  bütün yetkilerini  her þeye raðmen kullanýrsa sadece Türkiye için deðil tümüyle medeniyyet cografyasý için yeni ufuklarýn açýlmasýna hizmet etmiþ olacaktýr.

Erdogan’la beraber,  cografyamýzýn siyasi literatürüne dahil olan “özde Ýslam” anlayýþý  fiili  sosyal ve demokratik hedeflere dönüþtü. Bu da doðal olarak hem dost, hem de düþman gözleri buraya yöneltti....

Osmanlý korkusu ile saldýrýya geçenlerin nedenlerini irdeledikce Erdogan’ýn, tüm profili anlaþýlýr hale geldi. Gerçi her kes anlasa da analmak istemeyen  ve anlamamakta direnen kesim ise baþka bir yazý konusudur.

Erdoðan ve  taþýdýgý deðerlerin yeniden farklý boyutta, daha yüksek bir  iktidara taþýnmasý, cografyanýn tamamýna ne gibi etkisi olacaktýr?

Evvela etrafta Türkiye’yi umudu olarak gören tüm bölge halklarýnýn tutumuyla oralardaký iktidarlarýn tutumunu biri birine karýþtýrmamakta yarar var.  Çünkü günümüzde etrafýmýzdaký bir çok ülkenin halklarýnýn iradesinin iktidara yansýmadýgý  acý bir gerçek . Yani Türkiye’nin merkezinde bulunduðu  coðrafya  bir demokrasiler bahçesi deðil. Erdoganýn’ýn  bölgedeki  -dini ve etnik ayýrým olmaksýzýn-  bütün halklar nezdindeki itibarý ve kendisine yönelmiþ tececüh, bütün dünyanýn malumu olan bir gerçek. Zira Þeyh Edebalý’nýn dediði  gibi “Ýnsaný yaþat ki devlet yaþasýn “ anlayýþýný düstur edinmiþ, siyasetinin felsefesine taþýyýp, hayata geçirmiþ  böyle bir liderin halkr tarafýndan kucaklanmasýndan daha tabiii ne olabilirdi ki? Ama kendi sosyal zeminlerinin, halklarýnýn bir baþka lidere böylesine yoðun teveccühünü gören liderlerin de kýskançlýk hisleri duymalarý  ayný derecede normal. (Yukarýda vurgulamýþtýk.) Dolayýsýyla kendi ülkesinde demokratik destekle  ayakat duramayan liderler,  ona karþý açýkça deðil ama alttan alttan  örtülü olarak mesafeli,  hatta düþmanca tavýrlar  gösterdiler.

Erdogan, baþkan olursa iç politikalar kadar dýþarýdaki insanlarýn da kaderine daha farklý ve artýk partilerüstü bir tavýr sözkonusu olacagý hiç kuþkusuzdur.

Dünyada ve Türkiyeye muhtelif köklerle baglý  olan bölgelerde “Türkiye” elbette ki her zaman bir güven, itimat, itibar ve umut yeri olmuþtur. Hatta Türkiyenin gücünün konjokterel olarak eriþilemez olduðu zamanlarda bile Türkiye beklentilerin odagý umudun ta kendisi olmuþtur.

Selcukludan ve Osmanlýdan miras kalan elinde ne varsa paylaþan, daima mazluma sahip çýkan adaleti hayat felsefesi edinen anlayýþýyla Türkiyenin esas ana kodunu oluþturan zihniyyetin bayraktarlýgýný yapan bu güzelim ülkeden bu gün beklentiler daha da arttý. Ve bu beklentilerin yükselmesin ise bizzat Baþbakan Erdoðan’ýn kendisi sebeb oldu.

Erdoðan baþkan olursa ve beklentilere giderek daha fazla cevap verilirse sadece beklenti içerisinde bulunan ülkeler ve toplumlar deðil, esasýnda Türkiyenin kendisi de fayda görecektir. Meseleye sadece insani boyutta deyil hem de devletlerin  menfaetleri noktasýndan baktýgýmýzda bile bu durumun Türkiye acýsýndan önem arzettigini görmemiz mümkündür.

Türkiye,  içinde  bulunduðu içinde bulunduðu cografyasýnda  ne kadar huzur, demokrasi ve adalet  olursa kendisi de o kadar  mutlu olacaktýr. Hiç þüphesiz ki, demokrasi  ve özgürlükleri destekleyen bir liderin siyasi alanda daha ileri ve cesur  atabilmesi ve yetkilerini kararlýlýkla uygulmasý için  seçimlerde geniþ bir halk desteðine ihtiyacý var.

Baþbakan Erdoðan gibi bir lider tarih sahnesine ikide bir gelmez-gelemez. Madem gelmiþ, bunu çok yerinde, verimli  ve doðru deðerlendirmek gerek.  Çünki hayalleri gerçekleþtiren isimler ve taþýdýklarý deðerlerdir.Her siyasetçi  parti baþkaný  veya baþbakan olabilir lakin lider olmak farklý bir durumdur. Ufukun ötesini goren, bilen hedefleri olan liderler kendi halklarýnýn, ülkelerinin ve  bölgelerinin geleceyi  dünyanýn ise dengesi  için gereklidir.  Böyle liderlerin ellerinin güçlü olmasý, yetkillerle donatýlmalarý hayati önemdedir.  Makama uygun yetki olmazsa Erdoðan gibi bir lideri  doðru deðerlendirmeyenler vebal altýnda kalýr. Büyük  devlet anlayýþýný idrak edenler için bu tarihi fýrsat sanýrým layýkýnca deðerlendirilecektir...