Erdoðan gitsin mi?

Bu soruya cevap vermeden önce “Erdoðan” ne demek, neyi temsil ediyor? sorusunu cevaplamak, geçmiþe kýsa bir yürüyüþ yapmak gerekiyor. 

Bu ülke kurulduðundan bu yana milli ve gayri millilerin de savaþýna sahne oldu. 

Bu savaþ farklý formlarda 2.Abdülhamid Han’ýn, rahmetli Menderes’in ve rahmetli Özal’ýn zamanýnda da yaþandý. Bu liderler çeþitli vesilelerle sakat býrakýlmaya çalýþýldý, suikast tertiplendi, hayatlarýna kastedildi.

Ortak özellikleri ülkelerini sevmeleri, ülkelerinin menfaatlerini korumaya çalýþmalarý, bu ülkeyi baþka devletlerin emellerine peþkeþ çekmemeleriydi.

Fiziki suikastta baþarýlý olamayýnca, karakter suikastýna yeltendiler. Çünkü halk nezdinde bu liderlerin itibarlarýný yok ederlerse o isimleri deðersiz kýlacaklarýný düþündüler. Onun için 2. Abdülhamid’e “Kýzýl Sultan” dediler, idama mahkûm ettikleri Menderes’i “bebek davasý”,”köpek davasý” ile itham ettiler, Özal’ý “Çankaya’nýn þiþmaný” ilan ettiler. 

Bu itibar suikastýný düzenleyenlerin ortak kelimesiydi “diktatör”. Hepsini “diktatör” olmakla suçladýlar. Sonunda hepsini bir þekilde fiziken yok ettiler ama halk nezdinde sevgilerine dokunamadýlar.

Aslýnda yok ettikleri bu isimler deðildi. Onlar ülkeye gönül vermiþ insanlarý, bu ülkeyi kalkýndýrmayý, buna engel olan vesayet odaklarýný ortadan kaldýrmaya çalýþanlarý kýsaca milli isimleri ortadan kaldýrarak, Türkiye’nin geleceðini yok etmiþlerdi. Halk olarak o zaman anlayamadýk, anlasaydýk da bir þey yapacak güçte deðildik.

Benzer oyunu son birkaç yýldýr yine sahneye koydular. Bu kez “Erdoðan gitsin” demeye baþladýlar. Bomba patlattýlar, teröre destek verdiler “Erdoðan oldukça barýþ da huzur da gelmez” dediler.

Oysa bu bombalar, bu terörle mücadele bu ülkenin son 35 yýlýnda vardý. “O zaman Erdoðan mý vardý? Neden Demirel gitsin, Çiller gitsin, Ecevit gitsin kampanyalarý düzenlemediniz?” sorusuna ýsrarla cevap vermediler.

Erdoðan bir isim. Ama Erdoðan bu ülkede “yeni”yi temsil ediyor. Ülkeye damga vurmuþ yukarýda saydýðým milli insanlarý, onlarýn hedeflerini temsil ediyor. Onlarý nasýl yok ettiyseler, þimdi de Erdoðan’ý yok ederek yine geleceðimizi karartmaya çalýþýyorlar.

Çünkü biliyorlar. Ülkesini satmasý için 2. Abdülhamid’le uzlaþamazlardý. Menderes’i vesayet odaklarýnýn hizmetine sokamazlardý. Özal’ý yönetemezlerdi. Yine biliyorlar ki Erdoðan’a da diz çöktüremezler. Geriye önce “karakter suikastý” yapýp itibarsýzlaþtýrmak ardýndan mümkünse siyaseten, olmazsa fiziken mevta haline getirmeye çalýþtýlar.

Beceremedikçe çýldýrdýlar. PKK bombayla, FETÖ propagandayla, müsteþrikler yerleþik kalemleriyle, haçlý seferlerinde olduðu gibi birleþip birleþip saldýrdýlar, ama “diktatör”ü deviremediler.

Çünkü bu kez Sultan Abdülhamid’e, Menderes’e, Özal’a sahip çýkamamanýn utancýný yaþayan bir halk vardý karþýlarýnda. Üstelik ayný utancý bir kez daha yaþamak istemeyen bir halk.

Bu halk artýk anlamýþtý. Aslýnda “Erdoðan gitsin” demek, demokrasi gitsin demekti, özgürlükler gitsin demekti, huzur gitsin demekti.

Çünkü Erdoðan gitsin demek baraj, köprü, yol, havalimaný, enerji santralleri gitsin demekti.

Çünkü Erdoðan gitsin demek, aslýnda özgürlüðüne kavuþan, vesayet boyunduruðundan kurtulan halk yeniden o boyunduruða girsin demekti.

Halk bunlarý anladý. Erdoðan’a sahip çýkmanýn aslýnda bir anlamda kendilerine sahip çýkmak olduðunu gördü. Onun için Doðu-Güneydoðu’da sokaða çýkmadý, onun için teröre destek vermedi.

Bu fiþi dýþarýdakiler geri durup, pes edecekler mi?

Mümkün deðil. Denemeye, ýsrarla denemeye devam edecekler. Ve baþaramayacaklar. Onlarýn baþardýðý gün, aslýnda bizim özgürlüklerimizden, huzurumuzdan vazgeçip, boyunduruðu taktýðýmýz gün olacak. Bunu anladýðýmýzda artýk her þey için çok geç olacak.

Onun için durmak yok. Bu ülkeyi sevmeye, kýymet verdiklerimizi korumaya devam edeceðiz. Çünkü onlar aslýnda “Erdoðan’ý deðil, Erdoðan sayesinde kazanýmlarýmýzý elimizden almak istiyorlar.” 

Birinin gitmesi gerekiyorsa, o giden Erdoðan, yani biz, yani halk deðil, kendileri olacak.