Bas-Haber’de yayýnlanan "Öcalan'la Görüþme" adlý yazýsýnda Prof. Dr. Mesut Yeðen, Öcalan ile yapýlan görüþmenin olasý sonuçlarýný deðerlendirirken, bilgi notlarýndan çok mantýksal çýkarýmlarda bulunuyor. Doðru mantýk örgüsünden çýkan deðerlendirmelerden ve kýsmen doðru olduðuna inandýðým öngörülerden biri de þu: "...Bu minvalde düþünmek için üçüncü bir sebep de Öcalan’ýn açýklamalarýnýn ardýndan hem hükümet çevrelerinin hem de Kürt siyasetinin gark olduðu belirgin sessizlik. Her iki taraftaki bu sessizlik görüþmenin etkilerinin Öcalan’ýn hayatta ve saðlýklý olduðunun bilinmesinden fazla olabileceðini gösteriyor..."
Hükümetin derin bir sessizlik içinde olduðunu söylemek, Baþbakan önderliðinde yapýlan "Diyarbakýr çýkarmasýnýn" ne anlama geldiði üstüne etraflýca düþünmemek demektir. Özellikle "çözüm mözüm yok" tespitinin rasyonel, makul ve uygulanabilir bir çözüm arayýþý olduðunu ýskalamak anlamýna gelir. Hükümet sessizlik içinde deðil, tam tersine büyük bir kararlýlýkla 7 Haziranda kaybettiði inisiyatifi Cerablus hamlesiyle ele geçirmiþ durumda. "Kürt siyasetinin" içine gark olduðu derin sessizlik bu durum ve Öcalan görüþmesinin kamuoyuna açýklanmayan sonuçlarý olmasýn. Sayýn Demirtaþ'ýn apar topar Erbil'e (Hewler) gidiþinin gerçek nedeni bu olmasýn sakýn!
Öcalan'ýn hayatta ve saðlýklý olduðu kesin. Öcalan'ýn yeni bir çözüm süreci için "üç arkadaþýyla" birlikte kimi projeler hazýrladýðý da doðrudur. Herkesin içini bir parça daha rahatlatacak bir bilgiyi de ben paylaþmýþ olayým. 15 Temmuz'da FETÖ'cü çeteler, 22 Temmuz gününe kadar Öcalan'ý etkisiz hale getirmek için de hamle üstüne hamle yaptýlar ama Hükümetin kararlý tutumu bütün giriþimleri boþa çýkarttý. Öcalan da týpký diðer tutuklu ve hükümlüler gibi devletin yasal korumasý altýnda. Bu açýdan elbette Öcalan’ýn hayatý önemli ve hükümet bu konuda üstüne düþen her þeyi eksiksiz yerine getiriyor.
Ama anlaþýlan o ki, bütün cavcavlý laflarýna raðmen baþta Kandil olmak üzere "Kürt çevreleri" Öcalan'a gereken önemi vermiyor. Eðer Öcalan önemli ve deðerli bir þahsiyet olsaydý, bizzat "irademiz" dedikleri kiþinin iradesini gidip baþkalarýna teslim etmezlerdi. Kurduðu ve yýllarca yönettiði örgütünü gidip baþkalarýna peþkeþ çekmezlerdi. Ne her gün sokakta patlatýlan bombalar ne de utandýran alçak suikastler bu gerçeði görmemizi engelleyemez.
Sayýn Demirtaþ "ateþkes çaðrýsý" yapmadan önce bu önemli gerçeði görmeli ve ona göre bir konum almalýdýr. Ateþkes demek kolay. Ateþkes herkesin arzusu. Peki ama kiminle? Devlet, Esad ile mi ateþkes yapacak? Ýran'la mý ateþkes yapacak, Rusya ya da ABD ile mi ateþkes yapacak? Kiminle. Bu sorunun cevabý netleþmedikçe ateþkes önerisi kötü bir demagoji örneði olmaktan öteye geçemez. Çünkü orta da PKK ve Kandil'in net bir iradesi yok.
Ateþkesin net somut bir koþulu orta yerde bir cenaze gibi duruyor: Türkiye Cumhuriyeti sýnýrlarý içinde silaha ve silahlý mücadeleye veda etmek. Herkesi ikna edecek bir kararlýlýk ve herkesin ‘evet’ diyeceði bir özeleþtiri ile silahlarý gömmek ve üstüne beton dökmek. Bir kez daha soruyorum Sayýn Demirtaþ; bu kararlýlýðý gösterecek bir irade var mý PKK ve Kandil’de? Böyle bir kararlýlýk yoksa siz kime ve hangi amaçla ateþkes çaðrýsý yapýyorsunuz?
Bir hatýrlatmada bulunayým izin verirseniz; 15 Temmuz’da size karþý bir darbe yapýlmadý. Tam aksine 2013 yýlýnda Ýmralý görüþmelerinin mimarý olan Sayýn Erdoðan'a karþý yapýldý. Bunun ne anlama geldiðini belli ki idrak etmekte güçlük çekiyorsunuz? Ben anlatayým: 1923 yýlýnda kurulan bu devletin eski sahipleri yani, vesayetçi diktatörlük heveslileri 15 Temmuz’da silahla açýkça Cumhurbaþkaný’na “bu sistem içinde sana yer yok” dediler. Kürtlerin 90 yýllýk yeminli düþmanlarý 15 Temmuz’la bu sistem içinde sadece Kürtlerin yeri olmadýðýný bir kez daha söylemekle kalmadýlar, ayný zamanda "çözüm süreci" diyen Erdoðan ve partisine de “yerin yok” dediler. Bu bakýmdan, Erdoðan karþýtlarý hiç kuþku yok ki, esastan ve temelden Kürt karþýtlarýdýr. Bu böyle bilinsin.
Türkiye'de iþler kolay yürümüyor. Demokrasi ve Kürt düþmanlarý her kýlýkta, her yerde cirit atýyor. Bir darbe felaketi yaþamýþ bir hükümete sanki bütün bunlar olmamýþ gibi silah doðrultmak, her gün sokaklarýný kan gölü haline çevirmek, masum sivil insanlarý çocuklarýnýn gözleri önünde öldürmek hangi uzlaþma ahlaký ile tanýmlanýp kabul görecek?
Biraz ahlak, biraz erdem, biraz basiret Sayýn Demirtaþ; bir kez olsun melezliði elinin tersi ile kenara itin. Kürtlüðüne, Kürt kimliðine geri dönün ve ona sýkýca sarýlýn Ateþkes istiyorsan önce ateþkes yapabilecek iradenin þekillenmesine katký sunun. Ama’sýz, fakat’sýz tok bir sesle, Türkiye sýnýrlarý içinde silahlarýn gömülmesi gerektiðini ilan edin. Belki o zaman bir umut ve bir þans elde etme imkanýnýz olur.