“Türkiye kazandý”, “biz kazandýk”, “Erdoðan kazandý” cümlelerinin üst üste geldiði, bir tür özdeþlik oluþturduðu durumlarda müzmin muhalifler ve özellikle CHP sözcüleri ne diyeceklerini bilemiyorlar.
Ne Türkiye’nin kazanmasýna sevinebiliyorlar, ne kendilerinin de kazandýklarý gibi bir hissiyatý paylaþabiliyorlar. Erdoðan’ýn kazançlý çýktýðýna dair bir algý onlar için her türlü mutluluðun önünü kesiyor.
Hatta sýrf bu psikolojiden dolayý Erdoðan’ýn kaybettiði senaryolarý ne pahasýna olursa olsun iple çekiyorlar. ‘Erdoðan kaybetsin de Türkiye’ye ne olursa olsun’ yaklaþýmýnýn çok saðlýklý bir hal olmadýðý aþikâr.
Malum siyasette Erdoðan’ýn bir mottosu vardýr, “Türkiye kazanacaksa biz kaybetmeye razýyýz” diye… Ýþte CHP’nin mottosu bunun tam tersi, “Erdoðan kaybedecekse, Türkiye de, hepimiz de her þeyi kaybedelim” gibi bir temenni…
Barýþ Pýnarý Harekâtý’ndan Türkiye’nin kazançlý çýktýðýný hem dünya basýný bangýr bangýr baðýrýyor, hem bölgesel aktörler, diplomatik kaynaklar açýk bir þekilde ifade ediyorlar. Buna raðmen bin dereden su getirerek bir kayýp görüntüsü oluþturmaya çalýþanlarýn gerçekten acýnacak bir halleri var.
Türkiye tarihi, siyasi, diplomatik ve askeri büyük bir baþarý elde etmiþtir.
Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan küresel güçlerin oyun planlarýna ve dayatmalarýna raðmen Türkiye’nin hamlesini yapma cesaretini ortaya koymuþtur. Bu çok kolay olmayan, riskli bir durumdur. Türkiye bu riski almýþ ve amacýna ulaþmýþtýr.
Meseleye þöyle de bakmak gerekir: Bugün harekâta karþý olan ve içe kapanýp her þeyi sineye çekmeyi önerenler, Türkiye böyle bir hamle yapmasa, Erdoðan’ý onlarca yýl yerden yere vuracaklar, “Sizin döneminizde PKK terör devleti kurdu, seyirci kaldýnýz” diyeceklerdi.
Bugün ise karþý çýktýklarý operasyonun büyük zaferini gölgelemeye, daha ileri kazançlarýn niye elde edilemediðini sorgulamaya çalýþýyorlar. Onlarýn önerdikleri ‘eylemsizlik hali’ ile Türkiye böyle bir hamle yapmasa bugün sorguladýklarý hedeflere acaba nasýl ulaþýlacaktý?
Bu iþin bir yaný… Diðer taraftan eðer Türkiye Barýþ Pýnarý Harekâtý’ndan baþarýsýz çýksaydý bugün bambaþka bir tabloyla karþý karþýya kalýr, baþka senaryolarý konuþuyor olurduk.
ABD’nin daha aðýr yaptýrýmlar uygulayarak veya ekonomik manipülasyonlar yaparak Türkiye ekonomisini batýrmaya çalýþmasý böyle bir kötü senaryoda muhtemel baþlýklardan biriydi. ABD ile askeri açýdan karþý karþýya gelmek baþka bir komplikasyondu. ABD’nin PYD/YPG’lileri dolduruþa getirip sahada Türkiye’ye karþý hareketlendirmesi de muhtemeldi.
ABD ile varýlan mutabakat Türkiye’nin her istediðini elde ettiði bir tablo ortaya koyarken, büyük riskler içeren kötü senaryoyu da devre dýþý býrakmýþtýr. Bunun adý açýk bir zaferdir.
Rusya ile yapýlan anlaþmada Türkiye’nin istediklerini aldýðý, kötü senaryolarýn ve büyük risklerin devre dýþý kaldýðý bir durum doðurmuþtur. Bu da büyük bir baþarýdýr.
PKK/PYD’nin üçlü kanton ve devletçik planlamasý tam anlamýyla çökmüþ, fiilen imkânsýz hale getirilmiþtir.
Türkiye sýnýr güvenliðini saðlamýþ, terör koridorunu engellemiþ, göçmenlerin dönebileceði bir güvenli bölge oluþturmuþtur.
Türkiye’nin en büyük baþarýlarýndan birisi Suriye’nin ilgili bölgelerinde yaptýðý askeri operasyonlarýn ve kontrol çabalarýnýn Rusya-Suriye bloðu tarafýndan da kabullenilmiþ olmasýdýr.
Hem ABD tarafýný, hem Rusya tarafýný kendi istediði çizgiye getirmek büyük baþarýdýr; ABD ve Rusya gibi küresel güçlerin zarar verici hamlelerini önleyip kötü senaryolara maruz kalmamak ve bölgesel dayatmalarý boþa çýkarmak ayrý bir baþarýdýr.
Tüm bu baþarýlarý elde eden milleti ve devletiyle bir bütün olarak Türkiye’dir. Bu siyasi baþarýnýn mimarý ise Erdoðan’dýr. Erdoðan karþýtlarý hazmedemese ve çýldýrsa da Türkiye kazandý, Erdoðan kazandý, yani hepimiz kazandýk…