24 Haziran’daki Cumhurbaþkanlýðý seçimini, altý aday arasýndaki bir yarýþ gibi göremeyiz.
Görmek isteyen gözler, bölgemizde sadece son çeyrek asrýn iç-dýþ geliþmelerine baktýðý zaman bugün tehlike altýnda olanýn vatanýmýzýn bütünlüðü olduðunu görür.
Baþta ABD, Atlantik Cephesi Ortadoðu’da, kendi hesaplarýna gelmeyen, kendilerine uydu olmayacak bir Türkiye istemiyor.
Batý, bugün “demokrasi, insan haklarý, özgürlükler, yargý baðýmsýzlýðý” makyajlarý ile yüzünü istediði kadar boyasa da Haçlý zihniyetinin egemen olduðu bir dünyadýr.
Türkiye’den ne istiyorlar?
Ortadoðu’da Türkiye’nin kendilerine ayak baðý olmasýný, engel çýkartmasýný istemiyorlar.
Ortadoðu hesaplarý temelde üç esasa oturuyor: 1. Kendi güvenliklerinden daha önemli olarak Ýsrail’in güvenliðinin saðlanmasý. 2. Petrol gelirlerine el koyma, enerji yollarýný kontrol etme. 3. Ne pahasýna olursa olsun Türkiye’nin güçsüzleþtirilmesi.
Türkiye’nin güçsüzleþtirilmesi için vatanýmýzýn parçalanmasýný en önemli hedefleri haline getirdiler.
Planlarýnýn ilk aþamasýnda iç bütünlüðümüzün parçalanmasý vardý. Ýç bütünlüðümüz için Türk-Kürt, Sünni-Alevi ve yaþam tarzý farklýlýklarýnýn (laik-dindar ayrýmý) toplumu kutuplaþtýrmasý hedefini seçtiler.
Asýl hedefleri vataný parçalamaktý.
Ýçten PKK’yý kurdurtarak “Kürt meselesi” ile dýþtan komþularýmýz üzerinden bizi bölmenin mengenesine aldýlar.
1991’de ABD’nin Irak’ý iþgal etmesiyle yeni bir hamle yaptýlar. Kuzey Irak’ta Barzani’ye devlet kurdurmanýn zeminini hazýrladýlar. Artýk ABD komþumuzdu. “Büyük Kürdistan” hayali PKK’yý, Kürt siyasi hareketini hayallerine taþýdý. Ýkinci Ýsrail kuruluyor ve bütün terör örgütleri taþeron olarak sahaya sürülüyordu. Sonuncusu hain FETÖ’ydü…
FETÖ ihanetinin tek hedefi vardý. Bir kaos sonucunda vatanýn parçalanmasý. Doðu ve Güneydoðu Anadolu’da 11 vilayeti kapsayan PKK devletinin kurulmasý…
ABD’nin FETÖ hesabý tutmayýnca Suriye üzerinden saldýrýlarý büyüttüler. Güney sýnýrlarýmýzda safha safha PKK devletinin kurulmasý operasyonlarý baþladý.
Amerika müttefikliði bir kenara býrakarak ikiyüzlülüðün en utanýlacak politikasýný uygulamaya baþladý. 5 bin týr, 2 bin kargo uçaðý ile PKK/PYD/YPG’yi doðrudan silahlandýrdý.
Türkiye, bölücülüðe karþý en kararlý hamlesini 24 Temmuz 2015’te yaptý. Askerimiz, polisimiz ve köy korucularýmýz PKK’yý Güneydoðu’nun semtlerinde, ilçelerinde hendeklere gömdü.
15 Temmuz 2016’da bir Çanakkale destaný daha yazýldý. ABD’nin FETÖ darbe giriþimi bastýrýldý. Tarihimizin en alçakça, en organize ihanetini milletimiz tanklarýn önüne atlayarak, üstüne çýkarak göðsünde söndürdü. Bir Haçlý saldýrýsýný daha püskürttü.
Cumhurbaþkaný Erdoðan yürüyor, millet arkasýndan yürüyordu.
24 Aðustos 2016’da baþlayan Fýrat Kalkaný Harekâtýyla, Türk Ordusu PKK koridorunun ortasýna bir hançer gibi girdi.
20 Ocak’ta baþlayan Zeytin Dalý harekâtýyla Afrin, bölücü terör örgütünden kurtarýldý. Vatan bütünlüðümüz için sýnýrlarýmýz tahkim ediliyordu…
Mesele Erdoðan meselesi, seçim meselesi deðil. Türkiye, vatanýný koruma savaþý veriyor.
Erdoðan, saðlam irade olarak vatan müdafaasýný temsil ediyor.
CIA’nýn psikolojik savaþ taktikleriyle “saray, sultan, diktatör” algý operasyonu yapanlarýn çabalarý boþunadýr.
ABD’nin hedefi Erdoðan deðil, Türkiye’dir.
ABD’nin derdi, Türkiye’yi “diktatörlükten” kurtarmak deðildir.
ABD, hesaplarýný alt üst eden Erdoðan’ý istemiyor. ABD, Erdoðansýz Türkiye istiyor.
Biz de Erdoðan ile yola devam etmek istiyoruz.
Vatan için Erdoðan diyoruz…