(Demokrasinin boncuklarý dökülür)
Baþbakan Tayyip Erdoðan 17 Aralýk’ta Konya’da yaptýðý konuþmada, zaman zaman yargýsal gücün baskýn hale gelerek ‘kuvvetler ayrýlýðý’ ilkesini zedelediðini söyledi ve bu eleþtirilerini halkla paylaþtý.
“Türkiye’deki sistem düzgün kurulmamýþ. Sýkýntýlar yaþanýyor. Umulmadýk þekilde bürokrasi, yargý karþýnýza dikiliyor. Yapacaðým yatýrým bir kelimeden kalkar 3 ay 6 ay erteletirsen, bu 1, 2 yýl giderse, bunun hesabýný veremezsiniz. Dýþarýdan bakanlar ‘326 vekiliniz var’ diyorlar ama iþte bu kuvvetler ayrýlýðý denilen olay var ya. O geliyor, sizin önünüze bir engel olarak dikiliyor.”
Baþbakan Erdoðan’ýn konuþmasýnýn özeti bu. Kýyametler koptu. Hayatlarý boyunca ‘yargýsal vesayete’ temenna çekenler, geçmiþte bu ülkede yargýnýn, yasamaya bile müdahale eden kararlar verdiðini unutarak demokrasi dersi vermeye kalktýlar.
Unutmayalým ki, 367 rezaleti bir yüksek yargý icadýdýr ve parlamentoya müdahaledir. Yine, parlamentoda 411 oyla kabul edilen anaya deðiþikliðini iptal kararý da yasama organýna doðrudan müdahaledir. Ve bütün bunlar, bu ülkede yaþanmýþtýr.
Kimse þimdi çýkýp, “Baþbakan Erdoðan kuvvetler ayrýlýðýný istemiyor, ülkede tek karar verici olmak istiyor” diyerek, gazozuna demokrasi fedailiðine soyunmasýn. Geçmiþte, yargýsal vesayetin yasamaya ve siyasi iradeye müdahale ettiði günlerde, bu ülkede ‘kuvvetler ayrýlýðý’ geçerli deðil miydi?
Peki, o zaman nerelerdeydiniz?
***
Þimdilerde, Baþbakan Erdoðan’a yüklenenlerin kuvvetler ayrýlýðýndan anladýðý þudur; eðer yargý yasamaya ve siyasi iradeye müdahale ediyorsa, bu ‘kuvvetler ayrýlýðý’nýn bir gereðidir. Ama eðer, Tayyip Erdoðan bu dengesizliðe itiraz ediyorsa, o zaman bu demokrasi dýþý bir arayýþýn iþaretidir.
Yani, herkes konuþabilir, hatta yargý hukuki olarak hiç yetkisi olmadýðý halde ‘yerindelik denetimi’ bile yapabilir ama Tayyip Erdoðan konuþamaz. Maalesef, “Erdoðan bu konuþmalarýyla demokrasiye zarar veriyor” diyenlerin anlamak istemediði þudur; Baþbakan Erdoðan bu ülkede, ne zaman ‘yargýsal vesayete’ karþý sert eleþtirilerde bulunmuþsa, Türkiye’de demokrasinin kalitesi artmýþtýr. Yani kazanan demokrasi olmuþtur.
Son dönemde, Baþbakan Erdoðan’ýn konuþmalarý üzerinden çok garip bir eleþtiri mantýðý geliþti. Kimi yazarlar, neredeyse bütün konuþmalarýnýn satýr aralarýndan aþýrý yorumlarla ‘demokrasi karþýtý’ anlamlar üreterek demokratlýk gösterisi yapma telaþýna kapýldýlar. Allah aþkýna, baþbakan konuþunca demokrasinin boncuklarý mý dökülüyor?
Oysa, Baþbakan Erdoðan ülke sorunlarý konusunda son derece pratik çözümler üreten ve kelimenin tam anlamýyla karnýndan konuþmayan bir lider. Bir konuda ne söylemek istiyorsa, kelimeleri eðip bükmeden doðrudan söyler ve çözüm üretir.
Konya’daki konuþma da, öyle ‘kuvvetler ayrýlýðý’na karþý yapýlmýþ bir konuþma filan deðildir. Baþbakan, çok somut bir örnek üzerinden konuþuyor. Hükümetin yýllardýr üzerinde çalýþtýðý, projelendirdiði “Hastane þehirler...”
Türkiye’ye saðlýkta, devrim niteliðinde bir deðiþim saðlayacak olan bu proje konusunda yargý durdurma kararý vermiþ. Üstelik de, asli görevi olan hukuki denetim deðil, görevi alaný dýþýnda bulunan ‘yerindelik denetimi’ yaparak bir karar vermiþ.
Ýþte, Baþbakan Erdoðan milletle bu durumu paylaþarak açýk bir eleþtiri yapýyor, yani en demokratik hakkýný kullanýyor. Daha da önemlisi, Baþbakan ‘kuvvetler ayrýlýðý’ dengesinin yasama ve yürütme aleyhine bozulmasýna itiraz ediyor.
Hepimiz diyoruz ki, kuvvetler ayrýlýðý demokrasinin özüdür, hukuk devletinin en önemli denge unsurudur. Bu konuda bir ihtilaf yok. Baþbakan Tayyip Erdoðan da bunu söylüyor. Ve zaten itirazý da, kuvvetler ayrýlýðý dengesinin bozulmasýnadýr.
Doðrusu çok merak ediyorum. Baþbakanýn, bu ülkenin demokratik ve ekonomik kalkýnmasý konusundaki hedefleri çok açýk bir þekilde ortadayken, birilerinin Erdoðan’a karþý kampanya baþlatmasýnýn ‘çok özel’ bir nedeni mi var acaba?