Anketlerin sunduðu bilgiler ve toplumdan yükselen nabzýn verdiði iþaret, haftaya bugün yeni Cumhurbaþkaný’nýn belli olacaðýný gösteriyor. Sonuç ilk turda alýnacak ve Tayyip Erdoðan yeni ve seçilmiþ ilk Cumhurbaþkaný olacak görünüyor. Türkiye’nin siyasi tecrübesi ve demokratik eðilimleri de bu sonucu güçlü þekilde destekliyor. Bu varsayým sadece bir seçim sonucu tahmini deðil, ülkenin doðal yürüyüþünün de teyididir. Açýk ve net bir baþarý öyküsünden gelen Baþbakan’ýn ikinci 10 yýlda da sevk ve idarenin baþýnda olmasý ve halkoyuyla desteklenmiþ bir Çankaya modeliyle tahakkuk ettirmesi doðal olandýr. Daha açýk ifadeyle hem gerekli hem de yeterlidir.
Seçmenin mesajý: Beni sen yönet
Seçmen sekiz seçimden beri aralýksýz ve kesintisiz olarak Erdoðan’a “Beni sen yönet” mesajýný vermektedir. Bu yönetme talebinin içinde; saðlýk, eðitim, ulaþým, ticaret, sosyal projeler, þehirleþme; yani genel anlamýyla ekonomi olduðu kadar güçlü bir demokratikleþme çaðrýsý da vardýr.
Kürt meselesinin halli,
Askeri, bürokratik ve yargýsal vesayetin bitirilmesi,
Darbe yýllarýndan kalan bütün yasal düzenlemelerin tasfiyesi,
Alevi vatandaþlarýn sorunlarýnýn çözülmesi,
Ve elbette paralel yapýyla etkin mücadele...
Ekonomiden siyasete, diplomasiden sosyal hayata kadar hepsi birbirinden öncelikli ve hepsi bir diðeriyle iliþkili birçok mesele ya baþlatýlan çözüm süreçlerinin tamamlanmasýný ya da süreçlerin baþlatýlmasýný bekliyor.
Peki þimdi temel ve can alýcý soruyu soralým.
Halk, bu sorunlarý kimin çözmesini istiyor?
Soruyu açalým... Bu sorunlarýn üstesinden kimin geleceðine inanýyor?
Erdoðan Çankaya’ya çýktýktan sonra AK Parti’nin nasýl þekilleneceði ve yeni Baþbakan’ýn kim olacaðý meselesi de bu sorunun cevabýnda gizlidir.
Seçmen, Erdoðan’ý Çankaya’ya emeklilik yaþamaya göndermiyor, bunu biliyoruz. Bilakis omzuna daha aðýr sorumluluklar yükleyerek, en zor olanlarý yapmaya yolcu ediyor. Açýk ki halk, baþýnda Erdoðan’ýn olmadýðý bir yönetim tablosu düþünmüyor.
Mazbatayý alacaðý 28 Aðustos’a kadar
Bütün bu çözüm bekleyen meseleler sarpa saracak olsa, demokrasi gerilese, ekonomi zayýflasa ve mesela paralel yapý yeniden baþ gösterecek olsa sorumlu tutulacak kiþi Erdoðan olacaktýr. Ne partisi, ne de yerine býrakacaðý kiþi...
Toplumun verdiði ve önümüzdeki Pazar günü muhtemelen daha yüksek bir oranla yeniden vereceði “Beni sen yönet” mesajý böylesine kritik ve aðýr sorumluluk taþýyan bir mesajdýr. Dün Maltepe miting alanýný dolduran milyonlar da bu mesajýn en somut verilerinden birini oluþturdu.
Karýþtýrmayalým, bugünkü tablo ne Özal ne de Demirel’in Çankaya’ya çýkýþýna benziyor. Eski ve tatsýz siyasi þablonlarý bugüne uydurmaya çalýþmak veya meseleye böyle bakmak mümkün deðildir.
Dolayýsýyla...
Erdoðan’ýn 11 Aðustos’tan mazbatayý alýp baþbakanlýðý ve genel baþkanlýðý býrakacaðý 28 Aðustos’a kadar geçen süre içinde, geride býrakacaðý pozisyonlarý tanzim etmesi sorumluluðu alanýna girmektedir. Aksi takdirde hem 3 Kasým 2002’den beri yapýlan sekiz seçimin, hem de 10 Aðustos’un ürettiði sonuç karþýlýðýný bulamamýþ olur.
Bir baþka isme tek baþýna Türkiye’nin 2023 vizyonunu yönetme yetkisini verebilmek de zaten imkansýzdýr. Arkasýnda yüzde 50’den fazla destek bulunan lider varken böyle bir arayýþ da zaten beyhudedir.
Bu köþenin takipçileri bilir. Basýn kuruluþlarýna ve gazetecilere defalarca telefonlarý dinlenen gazeteciler ve gazete patronlarý için duyarlýlýk çaðrýsý yapmýþtým. Birçok gazeteci ve gazete yöneticisinin telefonu dinlendi ve servis edildi. Býrakýn meslek kuruluþlarýný, o gazetenin yazarlarý bile tek satýr kýnama yazmadýlar. Dahasý... Kendi telefonlarýnýn dinlendiði ortaya çýktýðýnda bile hükümete karþý sýnýrsýz öfkelerini dizginleyip, bu barbarca suça isyan edemediler.
Gazeteciler Cemiyeti aylar sonra nihayet Hürriyet muhabiri Toygun Atilla’nýn maillerinin polis tarafýndan takip edilmesini kýnayan bir açýklama yayýnladý. Bazýlarý Cemiyet üyesi de olan birçok gazetecinin telefon konuþmalarý servis edilirken ses çýkarmayan ve muhtemelen mutlu olan TGC’nin bu kýnamasý aklý baþýnda bütün meslek insanlarýný acý acý tebessüm ettirmiþ olmalý. Geç kaldýklarýna mý, sadece “dost” gazeteciye destek vermelerine mi yoksa ne söylerlerse söylesinler artýk bir anlamý olmadýðýna mý tebessüm edilir, bilemem.
Bildiðim birþey var...
Cemiyeti böyle acýnasý hallere düþmüþ olan gazetecileri herkes dinler!