Hafta sonu, kabul edelim ki son çeyrek yüzyýlýn en önemli seçimi için sandýk baþýna gideceðiz. Aslýnda bir yerel seçim olmasýna ve iktidarýn kalitesini doðrudan etkilememesine raðmen bu denli anlam yüklenebilecek bir baþka sandýk maceramýz olmadý. Bütün geleneksel vesayet üniteleriyle birlikte yeni vesayet odaðý Gülen Grubu’nun ayný potada oylanacaðý baþka bir seçim de olmadý. Umarýz olmaz da...
Sandýk, demokraside nedir ne deðildir sorusu çoðu vakit beyhudedir zira; muhakkak surette “ilk þey”dir. O yüzden, Gezi Parký gibi öfkeli bir kalkýþma ile 17 Aralýk gibi sinsi ve acýmasýz bir darbe giriþiminin nihai neticelerini tarihe yazmak için bile sandýk gerekiyor. Ýki grup da haktan, hukuktan ve halktan söz ediyorlardý þimdi göreceðiz. Göreceðiz zira, böylesine büyük sansasyonlarý sandýktan baþka bitirecek güç yoktur. Ýyi ki de öyledir. Eskiden olsa asker bitirirdi; þimdi de savcý-polis buna niyetliydi...
‘Ýyi bir demokrasi’nin günü
Sonuç ne olursa olsun 30 Mart sandýðý bize önce bu ülkede iyi iþleyen bir demokrasi olduðunu gösterecek. Erdoðan bu konuda ne kadar övünse azdýr. Köprüyle, barajla, duble yolla, hastanelerle, okullarla, milli gelirle, tablet PC’lerle, ihracatla vs. ile de övünebilir ama en baþta sandýkla... Türkiye toplumu verdiði oyun bir kýymeti olduðunu biliyor ve dört gözle sandýðý bekliyorsa bu Tayyip Erdoðan’ýn saðladýðý bir imkandýr. Serbest seçimi elbette Erdoðan getirmedi ama Ankara’da vesayeti bitirerek her oyun sahip olduðu iktidar gücünü garanti etti. Artýk hepimiz biliyoruz ki verilen oylar boþa gitmiyor ve hiçbir parti, hiçbir vesayet odaðý seçmenin takdirine raðmen güç kullanamýyor. Her oy deðerlidir; doðrudan iktidarýn veya muhalefetin gücünü temin etmektedir. Bu vesileyle söyleyelim Erdoðan’ýn siyasi kariyerinin en büyük baþarýsý seçim-sandýk olgusu yani “milli irade” kavramýný sistemin merkezine oturtmasýdýr.
Bu yüzdendir ki Pazar günü sandýkta çýkacak sonuç tam da “milli irade”nin geçen yýl Mayýs ayý sonundan beri bu ülkede yaþananlara dair sözü olacaktýr. Belki daha güçlü bir iktidar desteði belki de muhalefete iktidar için hazýr ol mesajý... Her iki sonuç da demokratik olacaktýr.
Kýlýçdaroðlu için en kötüsü de mümkün
Ýlkinde; yani iktidarýn kazanmasý halinde bu artýk CHP ve MHP liderleri için kariyerlerinin sonuna geldiklerini gösterir. Çünkü, Gezi ve 17 Aralýk gibi birbirinden sert ve aðýr iki darbeyle yýkamadýklarý iktidarý bir daha asla yýkamazlar. Eðer partilerinin bir geleceði olsun istiyorlarsa hemen kenara çekilmeliler. 17 Aralýk’a raðmen iktidarý deviremeyen Kemal Kýlýçdaroðlu toplumun gelecekte görmek istemediði bir lider profilini temsil ediyor demektir. Seçim sonuçlarýnýn iktidar deðiþikliði mesajý içermemesi özellikle CHP tabanýnda belki de sandýða karþý umudu yitiren bir isteksizlik doðurabilir. Þimdi de olmazsa ne zaman olacak gibi bir umutsuzluk!... Yani, Kýlýçdaroðlu, bir yandan keyifle ve hiçbir sýnýr tanýmadan en aðýr sözlerle bezenmiþ bir kampanya yürütüyor ama bunun siyasi riski de ayný ölçüde sýnýr tanýmayabilir. Bugün kullandýðý dil ve üslup haftaya Pazartesi doðal olarak önüne getirilecektir.
Erdoðan kazansa da kaybetse de...
Erdoðan’a gelince... Dün Ýstanbul Yenikapý mitingi bütün bu sürecin en önemli göstergelerinden birisi olarak tarihe kaydedildi. Bu kadar kalabalýk hiç olmamýþtý. Meydanýn gösterdiði þey, Erdoðan’ýn o meydandan istediðinden daha fazlasýydý. Adý üzerinde milli irade gösterisi...
Baþbakan’ýn “Seçimden birinci parti çýkamazsak, siyaseti býrakýrým” demesi nedense pek ilgi görmüyor ama bunun Türk siyasi hayatýnda ilk kez söylendiðinin altýný çizelim. Hiç olmazsa elimizde bir liderle ilgili taahhüt var. Hatta üç dönem milletvekilliði kuralýyla birlikte iki taahhüt... Miting meydanlarý onu þiddetli bir sevgiyle benimsiyor ve bu sevgi 30 Mart’a da yansýrsa omuzlarýndaki yük daha da aðýrlaþacak demektir. Bir lideri böylesine aðýr bir itham ve saldýrý furyasýna raðmen sahiplenen toplum ondan daha demokratik, gerilimsiz ve elbette þeffaf bir ülke bekleme hakkýna sahiptir. Bu destek, beklentilere, geleceðe ve içinden geçmekte olduðumuz gerilimi bitirmeye yönelik mesaj içeriyor olacaktýr.
Mahalli seçim iyi bir demokrasi için referans olabilir ama onu saðlamak kudretine sahip deðildir. 30 Mart’ýn gücü buraya kadar... Sonrasý; yani, yaþadýðýmýz sorunlarýn temelindeki eksiklikleri gidermek; yani daha güçlü bir demokrasi düzeni kurmak ancak siyasal iktidarýn becerisi ve arzusuna baðlýdýr.
Kazanýrsa, seçim zaferinin pýrýltýsý o yüzden AK Parti ve Erdoðan’a aðýr bir yük yükleyecek. Toplum bir anlamda “Ne Gezi’ye ne de 17 Aralýk’a bakýyorum. Senden baþka seçeneðim yok” diyerek Erdoðan’ýn gözlerinin içine bakmýþ olacak. Fýrsatý iyi deðerlendirelim bakýþý olacaktýr bu...