Beyazsaray’da gerçekleþen 6’lý akþam yemeðinde býçaðýn, Baþbakan’ýn tabaðýnýn soluna konulmasý, “diplomatik nezaketin” çok ötesinde anlam taþýyor. Amerikan “devleti” bu “detay uygulama” ile Erdoðan’a þu mesajý veriyor: “Ben senin bütün yaþamýný, yaþam deðerlerini, hassasiyetlerini, kiþisel iliþkilerinin oturduðu ana zemini analiz etmiþ durumdayým, seni çok iyi tanýyorum ve karakterinin sergilediði tercihlere de saygý duyuyorum...”
Konuya neden bu “detaydan” girdim, anlatayým.
“Karþýlýklý güven” hassasiyeti...
Baþbakan’ýn, Türkiye’nin özellikle dýþ politikasýna damgasýný vuran, karakterinden kaynaklanan bir yaþam ilkesi var: “Yalan”a karþý çok sert tepki...
Açýk örnek, Ýsrail ve Suriye ile yaþanýlan krizlerdir.
Dönemin Ýsrail Baþbakaný Ehud Olmert, 22 Aralýk 2008’de Ankara’ya, Türkiye’nin arabuluculuðunda yürütülen Ýsrail-Suriye görüþmelerini deðerlendirmek için geldi, 27 Aralýk 2008 günü ayný Ýsrail Gazze’de katliam yaptý, Suriye görüþmelerinin rafa kalkmasýna yol açtý!..
Erdoðan bu geliþmeyi, “söylenen bir yalan” ve “karþýlýklý güven iklimine vurulmuþ aðýr darbe” olarak niteledi.
Beþar Esed, uzun süre, Ankara’dan gelen, “ülkende büyük bir fýrtýna yaklaþýyor, sonunda Arap Baharý bu topraklara da girecek, bir an önce siyasi reformlarý baþlat ve demokrasinin yolunu aç”telkinlerine kulak veriyormuþ gibi yaptý, gerçekleþtirdiði ilk sivil katliamýndan sonra Erdoðan’ýn tepkisi dikkat çekiciydi: “Bize yalan söylemiþ...”
Türkiye’nin þu anda, bölgesinde, “yalan söyledikleri” tescillenen iki devlet ile ciddi sorunlarý var.
Merkel-Sarkozy örneði...
Baþbakan’ýn karakteri ile ilgili bu kanýya varmamýzýn en önemli örneklerinden biri, Erdoðan-Merkel iliþkisi... Almanya Baþbakaný, Erdoðan’ýn hoþuna gitmeyen politikalara sahip. Ortadoðulularýn aksine, bu düþüncelerini doðrudan muhatabýnýn yüzüne karþý ifade ediyor. Yalan söylemiyor.Erdoðan bu görüþleri tartýþýyor, ama, Angela Merkel’e karþý “güvensizlik” taþýmýyor. Buna karþýlýk, Merkel ile ayný siyasi çizgide buluþmuþ Fransa eski Cumhurbaþkaný Nicolas Sarkozy ile tüm baðlarýný koparmýþtý. Bunun nedenini de 6 Þubat 2013 tarihli (Budapeþte’de) açýklamasýnda þöyle dile getirmiþti:
“Sarkozy, benimle özel görüþmelerinde þöyle destekleyeceðim, böyle destekleyeceðim demesine raðmen bu desteklerin hiçbiri olmadýðý gibi her yerde köstek oldu.”
Yani... Erdoðan’a göre Sarkozy,Merkel’in aksine “tescilli bir yalancýydý...”
Erdoðan-Obama iliþkisi...
Baþbakan’ýn karakterinden yola çýkarak deðerlendirdiðimizde, Beyazsaray’dan yansýyan görüntü, Erdoðan-Obama iliþkisinin “karþýlýklý güven ortamýna sahip olduðu” yönündedir.
Demek, Amerikan Baþkaný, bugüne kadar, Erdoðan’a, “yapabileceklerini” söylemiþ ve söylediklerinin arkasýnda durmuþ, “yapamayacaklarýný” da açýklýkla ifade etmiþ... Gezinin en önemli sonucu, bu, “karþýlýklý kiþisel güven duygusudur...” Tablo, iki devlet arasýnda bugüne kadar “yalan” söylenmemiþ olduðunu iþaret ediyor.
Putin ile ne olur
Rusya lideri Vladimir Putin,Angela Merkel gibi, dünyaya ters gelse de siyasi görüþlerini samimiyetle açýklayan, bu görüþlerin arkasýnda dirençle duran ve “yalansöylemeyen” bir karakter... Erdoðan’ýn Moskova ziyaretinde, taraflarýn görüþ ayrýlýklarýný korumakla birlikte “karþýlýklý güven ortamýný güçlendirdikleri” bir ortamla karþýlaþacaðýz. “Derin ayrýlýklara” raðmen, Türkiye-Rusya iliþkilerinin “stratejik ittifak” düzeyine kadar ulaþmasýnda liderlerin ortak renkler taþýyan karakterlerinin önemli rol oynadýðýný göz ardý edemeyiz.
SON SÖZ:Bu kadar laftan sonra sözü, “barýþ süreci”nin Ýmralý ve Kandil’deki muhataplarýna getireceðim. Analiz ortadadýr. Eðer bu sürecin saðlýklý bir þekilde sürmesini istiyorsanýz, “yalan”dan uzak durun.
MEDYA PATRONLARINA:Fýrsat yaratýp buluþtuðunuzda Baþbakan’a, “yürütmekte olduðunuz siyaseti can-ý gönülden destekliyorum” deyip, sonra da “atýlan o manþetten haberim yoktu, zaten o yazarý kontrol edemiyorum” laflarý etmeyin. Muhatabýnýz belli ki, medya muhalefetinden deðil, “yalan söyleniyor” duygusu yaratan tutumlardan rahatsýz oluyor. Hepsi bu.
BÝR TAVSÝYE:“Siyasal psikoloji”, siyasal analizlerde kullanýlan bilim dallarýndan biridir ve olaylara yön veren liderlerin karakterlerinin temel taþlarýný ortaya çýkarmaya hedefli bir çalýþmadýr. Siyasal ve iletiþim öðrencilerinin takip etmesinde yarar vardýr.