Erdoðan-Davutoðlu ayný kararlýlýkla

Benim altýným yok, ama benim sevgim var, onu kabul eder misiniz?” Bunlar, 1 saat 40 dakikalýk konuþmasýna baþlamadan önce kürsüye gelen bir genç kýzýn sözleri

Olaðanüstü genel kongrenin ilk sözü Tayyip Erdoðan’ýn. “Aþkým, sevdam, kavgam, beþinci çocuðum” dediði Ak Parti’ye veda ettiði ama yine de “ayrýlmýyoruz” dediði bir duygu atmosferi.  

Belli ki iç içe olunacak. Belli ki Tayyip Erdoðan, Ak Parti’nin þahsýnda sembolleþtiðini düþündüðü, 13 yýl önce deðil, 100 yýl önce deðil, ilk insanla baþlayan “davanýn heyecaný”ndan asla kopmayacak, kopamayacak.

Böyle bir vedada, dava ile kalbi irtibatýnýz devam ediyorsa, geldiðiniz yolu, mücadele felsefenizi, yarýnlara yönelik yol iþaretlerini de ifade etmeniz gerekir.

Þüphesiz dava insanla kaim deðil, ama insanlarýn omuzlarýnda yürüyecektir. O zaman emaneti “Emanetçi” diye nitelenmeyecek, bihakkýn o yükü taþýyacak birisine tevdi etmelisiniz. Erdoðan’ýn sözleri o ki Davutoðlu öyle bir misyonu taþýyabilme liyakati sebebiyle seçilmiþtir.

Hükümetle iliþki niteliðini þöyle ifadelendirecektir:

- Benim görevim Hükümetin önünü kesmek deðil, önünü açmaktýr.

Bunu bizatihi kendisi “önü kesilmenin acýlarýný yaþayan bir insan” olarak söylemektedir.

Yine de “isimler ve dava” üzerine söylediði sözlerin altý çizilecek olanlarý vardýr. Þöyle ki:

- Ýsimlerin hiç önemi yoktur. Ýsimler fanidir, baki olan davadýr. 

- Bu dava mensuplarýyla þereflenmez, tam tersine mensuplarýna þeref verir.

- Ben yoksam dava yok diyenler daha en baþta kaybetmiþlerdir. Ancak benimle olur diyenler kibir tuzaðýna düþmüþlerdir.

- Bu dava koltuk davasý olmamýþtýr.

- Unutulmaya namzet adaylar da yok deðil. Var. Onlar da unutulacak.

Acaba “dava, dava” diye altý çizilen þeyin aslý nedir?

“Bizim davamýz Türkiye davasýndan farklý bir dava deðildir” cümlesiyle baþlar o davanýn tarifine. Sonra “yeni bir gün” vurgusu ile “Yeni Türkiye’nin doðum günü”ne dair çizgiler çizer. Orada söylediði þu cümleler yarýnlarda da konuþulacak olan bir içerik taþýmaktadýr: 

- Türkiye’de “millete raðmenciliðin” sonu gelmiþtir. Türkiye ancak çoðulculukla yönetilebilir. Yeni Türkiye’de makbul ve makbul olmayan vatandaþ yoktur. Yeni Türkiye ancak demokrasi ile yönetilir. Bu ülkede reþit bir millet yaþamaktadýr.

Bu sözler, “77 milyona musafaha için ellerimi uzatýyorum” sözüyle tamamlanýr.

Bir yerde yüreðinde serzeniþ saklýdýr. “Sizi anlýyoruz, der bir toplum kesimine hitaben, ama siz de bizi anlayýn, biz gönlümüzü açtýk, siz de bize açýn. Yeni bir sayfa açalým.”  Bu sözlerin arkasýnda geçmiþte yaþanan dýþlanmýþlýklarýn getirdiði derin acýlar vardýr.

“Paralel yapý ile mücadele” Tayyip Erdoðan’ýn, halefine devrettiði belki de en vurgulu misyondur. Ben Erdoðan’ýn paralel yapý ile ilgili her beyanýnda, arkadan hançerlenmiþlik duygusunun derin yansýmalarýný okuyorum. Veda konuþmasýnda da ayný ton vardý ve “Mücadele benim Çankaya’daki görevimde de “boynumun borcu” vurgusu vardý.  

Erdoðan’dan Davutoðlu’na ikinci vurgulu mesaj, “2015, sonra 2019, sonra 2023 seçimlerinde Ak Parti’yi zafere götürmek” oldu.  

Hiç kuþkusuz Davutoðlu’nun arkasýnda güçlü bir Erdoðan desteði olacak.

Erdoðan’ýn sýcak siyasetle ilgisi dünkü vedada da yoðun biçimde var oldu. Muhalefet partilerine yönelik eleþtirileri tartýþýlacak. Bu söylem sürdürülecek mi, yoksa Ak Parti ve Hükümette herkes yerli yerine yerleþtiði ve kendi konumlarýný doldurduðu ortamda, onlara tevdi mi edilecek, zamanla göreceðiz. Ben, yine zamanla, Erdoðan’ýn bir“Cumhurbaþkanlýðý dili” geliþtireceðini de tahmin ediyorum.  

Ve Davutoðlu:

Bayraðý alýp koþmaya hazýr bir sima. Bulunduðu noktayý “Yeni Türkiye yürüyüþünün arefesinde” diye tanýmlayan bir sima. Tayyip Erdoðan’ýn liderliðinin altýný kalýn çizgilerle çizen, Ak Parti’nin siyasi felsefesini engin nüfuzla okuyan ve kendisine bu çerçevede yol haritasý çizen sima. Baþarý sýrrýný 9 esasta tanýmlayan, bunu özgüven, sosyo - kültürel birlik, siyasi alanýn yeniden inþasý, devletin ve bürokrasinin restorasyonu, ahlak restorasyonu, adalet ve yargý restorasyonu, kültür - medeniyet restorasyonu, ekonomide inþa ve ihya ve dýþ politikada Ankara merkezli yürüyüþ olarak tanýmlayan bir sima. Davutoðlu’nun bu 9 maddenin her birinin içeriðine yönelik derin tahlilleri var. Onlarý yarýnki yazýmda deðerlendirmek isterim.

Davutoðlu’ndan son bir alýntý:

Emanetçiliði üstleneceðimiz tek alan, tarihi mirasýn emanetçiliðidir.

Son olarak Davutoðlu’nun Erdoðan’a en baþýnda “La galibe illallah - Allah’tan baþka galip yoktur” yazýlý bir hat levhasý hediye ettiðini not edeyim.