Cumhurbaþkaný Erdoðan’lý ve Baþbakan Davutoðlu’lu günlere doðru yürüyoruz.
“Seçilmiþ Cumhurbaþkaný” modelinin Tayyip Erdoðan’ýn liderliði ile buluþtuðu, Baþbakan’lýðýn ve Türkiye’nin en büyük partisinin genel baþkanlýðýnýn, zengin akademik birikimini davet sonucu ülkenin dýþ politikasýna taþýyan ve dünyanýn tanýnmýþ stratejileri arasýnda ismi geçen Ahmet Davutoðlu’na tevdi edildiði bir dönemden söz ediyoruz.
Herkesin bu dönemde, Tayyip Erdoðan’la çalýþacak kiþinin “uyum”una odaklandýðý biliniyor.
Belli ki Erdoðan Cumhurbaþkanlýðýna kendine özgü bir dinamizm getirecek ve belli ki bu dinamizmin boyutlarý icra alanýný da etki altýna alacak. Cumhurbaþkanlýðý ile Baþbakanlýk-Hükümet arasýnda her zaman iliþki vardýr, bu iliþkinin yer yer sürtüþme, yer yer tashih, yer yer destek þeklinde tezahür ettiði geçmiþ dönemlerde sýk müþahede edilmiþtir.
Burada Ak Parti’nin liderinin Baþbakanlýk’tan Cumhurbaþkanlýðýna çýktýðý, üstelik bu çýkýþýn çok sýcak þartlarda gerçekleþtiði, peþinden Ak Parti’deki düzenlemelerin de çok sýcak ortamda cereyan ettiði bir durum söz konusudur.
Erdoðan Cumhurbaþkanlýðýna giderken ayný zamanda Baþbakanlýktan da ayrýlmýþ olmakta, dolayýsýyla onun önünde, Cumhurbaþkanlýðý ile Baþbakanlýðýn sýnýrlarýný ayýrmak gibi bir hassasiyet alaný bulunmaktadýr.
Davutoðlu, danýþmanlýktan bakanlýða kadar sürekli Erdoðan’ýn liderliði altýnda görev yapmýþ bir insan olarak Baþbakanlýða gelmekte, onun da Baþbakanlýðý, mesela Erdoðan’ýn Baþbakanlýðý gibi dirayetle yürütme gibi bir “Farklý liderlik” sýnavý alaný bulunmaktadýr.
Böyle “baþat liderlikler”in bulunduðu ortamlarda, by pass, kýsa devre bazý kademeleri atlama ve “En yukarý” ile iþ bitirme giriþimlerine çok rastlanýr.
Buna “En yukarý” izin verir, ara kademeler de “atlanmaya razý olma- olmama” ikileminde kalýrsa, zaman içinde yüreklerde sancý ürer. Ýki taraflý hassasiyetin en çok devrede olmasý gereken konunun bu olduðunu düþünüyorum.
Davutoðlu ismi Ak Parti bünyesindeki istiþarelerde öne çýkmýþ olabilir. Ama o isimde karar kýlmanýn sadece istiþareler sonucu gerçekleþmediðini, Davutoðlu’nun bizatihi Erdoðan’ýn birlikte çalýþmak için aradýðý adam olduðunu düþünüyorum.
Neden derseniz, Erdoðan siyaseti kiþisel ikbal için deðil, bir misyon bilinci ile yapan insan. Öyle bir siyasi yürüyüþ de yol arkadaþlarýný zaruri kýlar. Onun adý ekiptir, kadrodur. Yetiþmiþ insandýr. Yük taþýyabilecek, sorumluluk verilebilecek, kendisinin de Davutoðlu’nu takdim ettiði konuþmada iþaret ettiði gibi Necip Fazýl’ýn ifadesiyle “Kim var, denildiðinde saða sola bakmayýp, ‘Ben varým” diyebilen”lerin topluluðudur.
Baþbakan olursunuz, birlikte çalýþacaðýnýz bakanlara ihtiyaç vardýr. Ayný misyon içinde Cumhurbaþkaný olursunuz, “Ýcranýn baþý” hüviyetiyle Hükümet dahil tüm bir devlet erkanýna ihtiyaç duyarsýnýz.
Baþbakan, ekonomiyi, onu iyi bilen birisine emanet etmek ister. Gözü arkada kalmamalýdýr ekonomide. Eðitimi emanet edecek yetkin insanlar olmalýdýr. Dýþ politikayý emanet edecek insan.... saðlýðý, ulaþtýrmayý, içiþlerini, devletin istihbarat birimlerini vs... Valiliði emanet edeceðiniz kiþi, o þehirde sizin gözünüzü arkada býrakmayacak insan olmalýdýr.
Erdoðan, þimdi Cumhurbaþkaný olunca, dün ekonomiyi Ali Babacan’a emanet etmiþken, bugün Baþbakan’ý aþýp onun alanýna müdahale eder mi? Dýþiþlerini Davutoðlu’na emanet etmiþken, bugün en tepeden dýþ politika yönetimine talip olur mu?
Belki bunlarýn hepsinde olur, ama hepsi dozunda kalýr.
Evet, Baþbakan’la el ele olur, ama Baþbakan’ý gölgelemez.
Baþbakan Baþbakanlýðýnda baþarýlý olmalýdýr, Parti Baþkanlýðýnda baþarýlý olmalýdýr, toplum o makamlarýn bihakkýn dolduðunu görmelidir, Tayyip Erdoðan’ýn liderliðinin kalitesi, yol arkadaþlýðý içinde kendisinden sonra emaneti tevdi edeceði güvenli insanlar yetiþtirebilmiþ olmakla birebir alakalýdýr ve bunu en iyi Tayyip Erdoðan bilir.
Hazreti Ebubekir, Rasulullah (s.a.v.) vefat ettiðinde ve Hazreti Ömer gibi insanlar “Kim Muhammed öldü derse boynunu vururum” diyecek kadar sarsýldýðý bir ortamda der ki: “kim Muhammed’e tapýyorsa bilsin ki o ölmüþtür, kim Allah’a kulluk ediyorsa bilsin ki o haydýr, layemuttur, ölümsüzdür.”
Yani dava ölümsüzdür. Ýnsanlar fani. Bunlarý herkes defalarca Tayyip Erdoðan’ýn kendisinden dinlemiþtir.
Ben, Erdoðan-Davutoðlu döneminin, büyük bir sinerjiyi üreteceðine, Türkiye için çok farklý bir hamle dönemi olacaðýna inanýyorum. Dönem Erdoðan için de Davutoðlu için de ikbal dönemi deðil, istikbali inþa dönemidir. Ve onlarýn bunun bilincinde olduðuna adým gibi eminim.