Cumhurbaþkanlýðý Sarayý tartýþmalarý, Erdoðan’ýn Filistin Devlet Baþkaný Mahmud Abbas’ý karþýlarken tarihte kurulan Türk devletlerini temsil eden askerlerin olduðu bir dekorda karþýlamasý ile yeni bir boyut kazandý. Saray tartýþmalarý Ulusalcýlar tarafýndan “kendine saray yaptýrma”, “lüks yaþantý”, ve “müsriflik” iddialarý üzerinden baþlatýldý. Bu bakýþa þimdi de “Osmanlý sirki” veya “bir saraylýnýn garip meraklarý” türünden “siyasal oryantalist” bakýþlý ikinci boyut eklendi.
Benim anlamama göre, Erdoðan’ýn Cumhurbaþkanlýðý Sarayý ile iliþkili tüm eylemleri Erdoðan’ýn zihin dünyasýndaki “devlet” ile iliþkili. Erdoðan Türkiye’yi tarihsel geçmiþindeki olduðu gibi yeniden güçlü, büyük ve etkin bir devlet haline getirmeye çalýþýyor.
Erdoðan’ý zihinsel kodlarýnda güçlü, azametli, köklü ama halkýna hizmet eden bir devlet anlayýþý var. Devlet güçlü ama ceberut deðil. Liberallerin tahayyülündeki gibi küçük ve sýnýrlý devlet deðil. Azametli ama halkýyla barýþýk.
Erdoðan ile Davutoðlu’nun zihin dünyalarý devlet konusunda tam örtüþüyor.
Ýkisi de “devleti restore etmek”, “tarihi ile barýþýk hale getirmek”, “devlet sürekliliði yeniden saðlamak” gerektiðine inanýyorlar. Kafalarýndaki mesele sadece iktidara gelmek deðil. Ýktidarda, bu topraklarda yeniden bir devlet ve medeniyet yükseliþi gerçekleþtirmek.
Erdoðan bu devletin ekonomisini, alt yapýsýný, yönetim þeklini, devlet baþkanýnýn sarayýný, yönetim sarayýnýn protokolünü düþünüyor. Üstelik iþe saray yapýmýndan baþlamadý. Sarayý 10. yýlýnýn sonunda inþa etmeye baþladý. Bu devletin baþka ülkelerden de güçlü, tarihsel sürekliliði olan bir þekilde anlaþýlmasýný istiyor.
Siyasal sembollerin anlamý
Sembollerin kültürel hayatta olduðu kadar siyasal hayatta da önemi var. Devletler uluslararasý konuklarýný karþýlamak için tören alanlarýna ve protokollere sahip. Bu mekanlar, protokoller ve ritüeller de o devletin tarihselliði ile ilgili. Osmanlý siyasal ritüellere sahipti. Avrupa ülkelerinin birçoðu modern dönemlerde tarihsel sembolleri kullanmaya devam ediyor. Erdoðan yeni yönetim yaþam alanýnýn mekanlarýný, ritüellerini, sembollerini oturtmaya çalýþýyor.
Erdoðan’ýn devleti yeniden güçlendirme tahayyülü ve yeni Cumhurbaþkaný Sarayý’ný “bir yönetim yaþam alanýna” dönüþtürme çabasý eleþtirilebilir. Ama olup biteni bir “lüks ve sarayda oyun oynamak” düzeyinde ele alýrsak, olup biteni anlamamýþ oluruz. The Guardian’ýn “Osmanlý sirki” benzetmesini ise “hýnç psikolojisi” ile yapýlan “akýlsýz bir siyasal hamle” olarak okumak gerekir.
Osmanlý hem de Türkiye Cumhuriyetini oluþturan parçalarýn önemli bir kýsmý bu Türk Devletleri geleneðinden gelmiyor. Erdoðan da sýklýkla Türkiye’nin farklý topluluklarýný sayarak bu durumu kabul ediyor. Erdoðan’a þu soru sorulabilir: Acaba Cumhurbaþkaný Sarayý’nda Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoðu Bölgesi’nden gelen, Anadolu’da var olan birikimlerin tarihsel izleri sarayda temsil ediliyor mu?
Muhalefet ve The Guardian, olup bitenleri Erdoðan’ýn lüks meraký veya saraydaki oyuncaklarý düzeyinde tartýþmaya devam ederlerse yine Erdoðan kazanmaya devam eder.
Erdoðan’a en azýndan oy verenler olup bitenin devleti güçlendirme ve restore etme sürecinin parçalarýndan biri olduðunu sezmiþ durumda. Erdoðan’ýn Saray’ý “bir yönetim üssüne” , “yönetim yaþam alanýna” çevirmekte olduðunu düþünüyorlar. Erdoðan’da halkýn çoðunluðunun meseleyi böyle anladýðýný biliyor. Bu sebeple de kendi bildiðini yapmaya devam ediyor.