Pazar günü AK Parti’de olaðanüstü kongre var. Baþbakan Yýldýrým, Cumhurbaþkaný Sayýn Erdoðan’ý genel baþkanlýða aday göstereceklerini daha önce açýklamýþtý.
Sayýn Erdoðan 22 Mayýs’tan itibaren AK Parti Genel Baþkaný oluyor.
Cumhurbaþkaný iken delege oyu ile iktidar partisinin genel baþkaný olmak, görülmüþ, alýþýlmýþ bir durum deðil. Her ne kadar Atatürk ve Ýsmet Ýnönü için “hem cumhurbaþkaný hem de genel baþkanlýk yaptýlar” dense de, tek parti döneminin olaðanüstü þartlarýndaki bu iki örnek bugünkü durumu açýklamýyor.
16 Nisan’daki referandumda ‘Evet’ çýkmasý ile demokrasi tarihimizde iki temel deðiþikliðe gidiliyor.
Birincisi, parlamenter sistem yerine Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemi olacak. Ülkeyi yönetecek hükümet parlamentoda kurulmayacak, bizzat seçmen tarafýndan 5 yýllýðýna sandýkta belirlenecek. Cumhurbaþkaný seçilen kiþi hükümeti kuracak. Onun ayrýca 2 ya da 3 yardýmcýsý olacak. Bakanlar parlamento dýþýndan atanacak.
Ýkinci temel deðiþiklik, yürütmenin (hükümetin) baþý olan Cumhurbaþkaný ayný zamanda partisinin genel baþkaný da olacak.
Bu iki durum da muhalefet tarafýndan eleþtiriliyor. Parlamenter sistemin devamýný istiyorlar. Cumhurbaþkanýnýn parti genel baþkaný olmasýna da kuvvetle itiraz ediyorlar.
Muhalefet açýsýndan bakarsanýz, bu iki temel deðiþiklik, Türkiye’nin otoriterleþmesine yol açacak, Cumhurbaþkaný Erdoðan “diktatör” olacak. Zaten ‘Hayýr’ kampanyasýnýn en belirgin dayanak noktasýný da bu iki itiraz teþkil etmiþti.
Referandumda ‘Evet’ diyenlerden biri olarak bu iki itirazý da ikna edici bulmadýk.
Çünkü Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn bir lider olarak elinin/konumunun güçlendirilmesini, Türkiye’nin istikrar ve kalkýnmasý için çok önemli görüyoruz. Öyle ki, Erdoðan’ýn önü kesilmemeli, kendisine çelme takýlmamalý, etkin bir devlet iþleyiþi için tam yetkili olmalý...
Herhalde bu yüzde 52’lik çoðunluk diktatörün de, otoriter idarenin de ne olduðunu en az CHP ve ‘Hayýr’ bileþenleri kadar biliyor. Buna raðmen niye Erdoðan destekleniyor? Çünkü Erdoðan güven veriyor. Çünkü Erdoðan denenmiþ, aðýr sýnavlardan geçmiþ, bilhassa 15 Temmuz darbe giriþimindeki liderliði ile kendisinden bekleneni yapmýþ, öne çýkmýþ, yürümüþ, millet de arkasýndan yürümüþtür.
Milletin büyük ekseriyeti Sayýn Erdoðan’ý, Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkanlýðý'ndan itibaren hizmet insaný olarak destekliyor. Baþbakanlýðý döneminde önce silahlý kuvvetler içindeki cuntacýlarýn, daha sonra devlete paralel yapý kurduðu ortaya çýkan FETÖ’nün siyasi darbelerinden yýlmamýþ, cesareti ve kararlýlýðý karþýlýðýnda 10 Aðustos 2014’te halk tarafýndan ilk turda Cumhurbaþkaný seçilmiþtir. Erdoðan, 7 Haziran seçimlerinden sonraki dirayeti, liderlik karizmasý ile sevenlerini daha çok etkilemiþ, güvenini pekiþtirmiþ ama buna karþýlýk iç ve dýþ düþmanlarýnýn hazýmsýzlýðý daha da artmýþtýr.
15 Temmuz FETÖ darbe giriþimi, o güne kadar kurulan tezgâhlarýn, oynanan oyunlarýn, saldýrýlarýn iþe yaramadýðýný gören þer þebekesinin son ihanet hamlesidir. Allah’ýn izniyle, milletimizin diriliþ ruhu ile bu ihanet de püskürtülmüþ ve son düzlüðe referandumdaki ‘Evet’ ile çýkýlmýþtýr.
Bu düzlükte, yürütmenin iki baþlýlýðýna ve yürütme ile iktidar partisinin ahenksizliðine karþý iki temel tedbir de alýnmýþ bulunuyor.
Pazar günkü kongre ile Türkiye Erdoðan’ýn liderliðinde, yeni reform hamleleri, yeni bir heyecan ile yoluna devam edecektir. Pazar günkü kongrede AK Parti delegelerinin, Erdoðan sevdalýlarýnýn heyecaný salondan bütün Türkiye’ye yansýyacaktýr.
Yeni dönem milletimize hayýrlý olsun…