Erdoðan’ýn hikayesi bu milletin hikayesi

Kolundaki plastik bileziðini çýkartýp “Baþkan olunca sakýn bizi unutma olur mu” diyen o küçücük kýz þimdilerde yirmi ile otuz yaþlarý arasýndadýr. Öyle ya... Aradan koskoca yirmi yýl geçmiþ... O kýz çocuðu büyümüþtür, belki evlenmiþtir, belki þimdilerde koluna bilezik taktýðý mini minnacýk bir kýzý vardýr... Büyümüþtür büyümesine de ‘o bilezik’ hikayesini hiç unutmamýþtýr.  Kim bilir, belki de yüzlerce kez bu hikayeyi anlatmýþtýr:

“Baþbakan Erdoðan, daha Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkanlýðýna aday iken, bizim mahalleye gelmiþti. Ben kalabalýðýn içinden yanýna yaklaþtým. O’na annemin verdiði iki altýn bileziði, bir de kolumdaki kendi bileziðimi verdim ve dedim ki: Annem bunlarý verdi, bu da benim bileziðim, annem diyor ki, seçilince bizi unutmasýn.”

Evet. Bu hikâye o küçücük kýzla birlikte büyümüþtür. Ve Baþbakan Erdoðan’ý her gördüðünde o kare geliyordur aklýna... Bir þey daha... Aradan yirmi yýl geçmiþ. Muhtemelen Baþbakan Erdoðan’ýn kendisini çoktaaan unuttuðuna inanýyordu.  Düne kadar... Dün eðer Baþbakan Erdoðan’ýn tarihi konuþmasýný dinlemiþse eðer...  Hiç unutulmadýðýný görmüþtür.  Gururlanmýþtýr. Öyle ya... Baþbakan Erdoðan ülkenin tüm sorunlarýyla ilgilenirken odaðýna hep ‘o masum bakýþlarý, bizi unutma diyen anne’yi koymuþ. Omuzlarýna bir aðýrlýk olarak binmiþ o bakýþlar.

Hangi kýz çocuðu demeyin...  Hani, dün, Baþbakan Erdoðan’ýn, ATO Kongre Merkezi’nde Cumhurbaþkaný adayý olarak yaptýðý konuþmasýnda bahsettiði ‘yedi sekiz yaþlarýndaydý” dediði o küçük kýzdan bahsediyorum. Baþbakan Erdoðan anlatýrken bütün salon neredeyse gözyaþlarýna boðuldu. Bir an etrafýma bakýndým. Salonun saðýna, soluna, arka sýralara, ön sýralara... Nubar Terziyan, Hülya Koçyiðit, Hulusi Kentmen, Kadir Ýnanýr filmleriyle büyüdüðümüz için mi bilmiyorum...

Bir an... Baþbakan Erdoðan “Annem baþkan olunca bizi unutmasýn, dedi, diyen, masum bakýþlarý hiç unutmadým. Belediye Baþkanlýðým döneminde hep gözümün önündeydi. Ben bugüne kadar siyaset yaparken, ülkenin meseleleriyle ilgilenirken hep o masum bakýþ gözümün önündeydi” derken...

Salon gözyaþlarýna boðulurken...

Arka sýralardan birisi çýkacak ve ‘Tayyip amca ben buradayým’ diyecek hissiyle kalbim güm güm atmaya baþladý. Belli ki, yoktu...

Ama 24 Eylül 1998, Perþembe günü gazetelerinde ‘Tayyip’in bitiþi’ altbaþlýklý “Tayyip Erdoðan Dosyasý’ haberini yapan medyanýn yöneticileri dün o salondaydý. Dün bu hikayeyi, medyalarýndan “Muhtar bile seçilemeyecek, Erdoðan’ýn 10 aylýk mahkumiyeti Yargýtay tarafýndan onaylandý. Erdoðan’ýn siyasi yaþamý bu kararla bitmiþ oldu” sevinç çýðlýklarý atan Aydýn Doðan’ýn yöneticileri, yazarlarý da dinledi.

Aydýn Doðan’da evinden dinlemiþtir, muhtemelen. Dinlemiþtir ama anlamamýþtýr yine... Dün Hürriyet Gazetesi Erdoðan’la ilgili ‘Yeþil sahalardan Köþk adaylýðýna’ baþlýklý bir galeri yapmýþ. Yanlýþ... Doðru haber baþlýðý “Muhtar bile olamayacak demiþtik, Cumhurbaþkaný oluyor” olacaktý.

Dün hepsi oradaydý. “Söz konusu Erdoðan’sa elbette ki oyum Ekmeleddin’e, tanýmasam bile” diyeni de oradaydý, “Erdoðan aday olmamalý” diyeni de... Davuluyla zurnasýyla dombra çalarak kongre merkezine gelenleri ev sahibi edasýyla karþýlayan amca da...  “Görevli misiniz amca?” diye sordum davulu patlatýrcasýna çalan amcaya “Yok yav, sevinçten geldim, çalýyorum, birazdan Baþbakan gelecek onu karþýlayacaðým, dombra çalarak” dedi.  Dün, Ankara’nýn göbeðinde...

ATO Kongre Merkezi’nde devrimin ilk adýmý atýldý. Dün Ankara’nýn göbeðinde sevinç gözyaþlarý vardý. Dün, Ankara’da, medyalarýnda ‘muhtar bile olamayacak’, ‘dört ay hapis yatacak’ çýðlýðý atýldýðýndan bu yana sekiz kez seçim kazanan Erdoðan’ýn Çankaya yolculuðuna Fatihalar okundu.  Erdoðan’ýn Çankaya’ya çýkmasý demek, Adnan Menderes’in iade-i itibarý demektir. Erdoðan’ýn Çankaya’ya çýkmasý Erbakan Hoca’nýn ruhunun þad olmasý demektir. Velhasýl, Erdoðan’ýn Çankaya’ya çýkmasý demek, daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi demek...

Çözüm Sürecinin daha hýzlý bir þekilde çözülmesi demek... Yeni bir Anayasa demek... Erdoðan’ýn Çankaya’ya çýkmasý, vesayetçi yapýnýn sonu, devlete vicdan ruhunun üflenmesi demektir... Paralel Örgütle mücadelede en üst düzeyde devam etmesi demek...

Dün Ankara’nýn göbeðinde kutlu bir yolculuða doðru adým atýldý. Baþbakan Erdoðan’ýn duasýyla “Türkiye için, milletimiz için hayýrlara vesile olsun. Sen ki her þeye gücü yetensin, bu mübarek günde dileðimiz odur ki, bu milleti bir kez daha zaferle müjdele ya Rab.” Amin... Amin... Amin...