Erdoðan’ýn “Kürtçülük” ve “Türkçülük” üzerinden eleþtirdiði þeyin ýrkçý bölücü ideoloji olduðu gayet açýk.
Birileri nedense liderimizin ýrkçý bölücü anlayýþa yönelttiði eleþtirileri yanlýþ bir mecraya bilerek taþýyorlar.
Liderimiz etnik milliyetçiliðe, yani ýrkçýlýða karþý olduðunu söylüyor.
Bu baðlamda, her türlü ýrkçýlýðý bir cahiliye pisliði olarak ayaklarýnýn altýna aldýðýný söylüyor.
O birileri kalkýp, liderimizin her türlü milliyetçiliði ayaklarýnýn altýna aldýðýný söylediðini yayýyor.
Oysa etnik milliyetçilik ile teritoryal milliyetçilik farklýdýr.
Kültürel milliyetçilik çok daha baþkadýr.
Liderimizin her türlü milliyetçiliðe deðil, ýrk/kan esasýna dayalý etnik milliyetçiliðe karþý çýktýðý gayet açýk iken o birilerinin çarpýtma yoluna gitmeleri tam bir ahlaksýzlýk ve zavallýlýk örneðidir.
Cumhurbaþkaný’mýzýn “Kürtçülük-Türkçülük” üzerinden yaptýðý “bölücülük” vurgusu, etnik milliyetçilikle alakalýdýr.
Teritoryal ve kültürel temelli milliyetçilik anlayýþýný savunanlar, Cumhurbaþkaný’mýzýn bu sözlerinden asla rahatsýzlýk duymasýnlar.
Ama ýrk ve kan baðýna dayalý bir milliyetçilik anlayýþýný savunanlar, yani ýrkçýlýk ideolojisini yüceltenler rahatsýz olmakta haklýdýrlar.
Varsýn rahatsýz olsunlar...
Bir Kürt nasýl ýrkçý olabilirse, bir Türk de ýrkçý olabilir.
“Kürtçülük” ýrkçý-bölücü bir temelde karþýmýza çýktýðýnda nasýl karþý çýkýyorsak, etnik milliyetçilik/ýrkçýlýk üzerinden temellendirilen “Türkçülük” ideolojisine de karþý çýkmalýyýz.
Her iki ýrkçý, ideoloji doðasý gereði bölücüdür.
Çok farklý ýrklarý bir arada millet bilinciyle bir arada tutan ülkemizde o yüzden bu tür etnik milliyetçilikler bölücü iþlev görürler.
Hem bölen, hem de çatýþtýran ýrkçýlýklara liderimizin/Cumhurbaþkaný’mýzýn birlikçi bir anlayýþla karþý çýkmasýndan daha tabii ne olabilir?
Bu ülkede birliðimizi saðlayacak milliyetçilik türü, teritoryal ve kültürel milliyetçiliktir.
Kültürel milliyetçiliði içkin “Türkçülük” elbette ýrkçýlýk-bölücülük suçlamasýnýn muhatabý deðildir.
Sayýn Bahçeli’nin rahatsýzlýk duymasýný gerektiren bir durum yok.
Lakin sadakatlerinin kime ve nereye baðlý olduðunu bildiðimiz Ümit Özdað gibi etnik milliyetçilerin rahatsýzlýk duymalarý anlaþýlabilir.
Bu zevatýn “Türkçülük!” açýklamasý üzerinden Sayýn Bahçeli’yi siyaseten köþeye sýkýþtýrma veya MHP’yi AK Parti’nin karþýsýna tekrar bir siyasi hasým olarak dikme kurnazlýklarý o kadar çok açýk ki!
Ama bilsinler ki bu oyunlarý ve hevesleri kursaklarýnda kalacaktýr...
Bu siyaseten ve fikren cüce olan zevatýn iddia ettiði gibi Cumhurbaþkaný’mýz ne Türk, ne de Türk milleti tanýmýndan rahatsýzlýk duyar.
Ayný þekilde Kürt, Arap vb. anasýrý Ýslâm’dan rahatsýzlýk duymadýðý gibi...
Erdoðan’ýn tek millet tanýmýnýn içinde hepsi vardýr çünkü.
Bu milletin adýnýn etnisiteden öte Müslümanlýkla özdeþleþmiþ Türk olarak tanýmlanmasý Erdoðan’ý rahatsýz etmez.
Yeter ki Türklük-Türkçülük üzerinden ýrkçýlýk yapýlmadýðý sürece.
Kiminle uzlaþýr ve iþbirliði yaparýz
Önceliði Türkiye olan, devletin ve milletin bekasýný her þeyin üstünde tutan, Türkiye’nin milli menfaatleri söz konusu olduðunda siyasi mülahazalarýný bir tarafa býrakan herkesle uzlaþýr ve iþbirliði yaparýz.
Hiç kimsenin etnik, mezhebi veya siyasi-ideolojik aidiyetine bakmaksýzýn bu millilik ve yerlilik ekseninde herkesle severek ve isteyerek her türlü dayanýþmaya açýðýz.
Türkiye’nin dýþarýdan ve içeriden kuþatýlmak istendiði bir dönemde, dahasý aleni ve gizli saldýrýlarla çökertilmek istendiði bir süreçte yeni bir kurtuluþ mücadelesi ruhuna ihtiyaç duyduðumuz kanaatindeyiz.
Bu ülke hepimizin…
Gün, birbirimize ve ülkemize her türlü aidiyetlerimizin ötesinde sarýlma günüdür.
Cumhurbaþkaný’mýzýn “Türkçülük ve Kürtçülük” üzerinden yaptýðý çaðrýnýn anlamý ve hedefi budur.
Gelin bölücü-yýkýcý emperyalist oyunlarý hep birlikte bozalým diyoruz.