Erdoðan’ýn liderlik tarzý ve diktatörlük tartýþmasý

Amerikan baþkanlarýnýn karar verme süreçlerini inceleyen literatüre göre, baþkanlarýn üç farklý yönetim modeli var. Bunlar; resmi, yarýþmacý ve çoklu katýlým modeli olarak biliniyor. Bu üç model, yönetme tarzý açýsýndan birbirinden oldukça farklýlýk gösteriyor.

Amerikan baþkanlarýnýn yönetim tarzý “meþruiyet” açýsýndan deðil, “yönetimin etkinliði” açýsýndan ele alýnýr. Çünkü baþkan demokratik seçimle gelmiþtir. Anayasal haklarýný kullanmaktadýr. Karar verme hakkýna sahiptir. Tartýþmayý ilerletmek açýsýndan önce bu üç modeli açýklayayým.

Ronald Reagan’ýn yönetim tarzý

Resmi model, oldukça kurumsal ve hiyerarþiktir. Karar verilecek meseleler ile ilgili dosya, bürokratik kurumlar tarafýndan çalýþýlarak bir üste iletilir. Baþkana seçenekler sunulur ve baþkan son kararý verir. Bu tarzýn en önemli uygulayýcýsý olarak Ronald Reagan ve Nixon bilinir. Reagan karar verilecek meselenin kendisine iki sayfayý geçmeyecek hale getirilmesini istemesiyle meþhurdur.

Franklin Roosevelt’in yönetim tarzý

Yarýþmacý modelde, baþkan hem danýþmanlar hem de bürokrasi içinden birden fazla mekanizmayý birbirinden baðýmsýz þekilde çalýþtýrýr. Böylece farklý gruplardan, önüne farklý politika seçeneklerinin gelmesini saðlamýþ olur. Danýþmanlarý baþkaný etkilemek için yarýþma halindedir. Baþkan da bu yöntemle farklý bakýþ açýlarýný görmüþ hale gelir. Bu tarzýn en önemli uygulayýcýsý Franklin Roosevelt olarak bilinir.

Bill Clinton’ýn yönetim tarzý

Ýngilizcesi collegial olarak adlandýrýlan tarzda, danýþmanlar veya bürokrasiden kiþiler karar verme sürecine bizatihi ve eþ zamanlý katýlýrlar. Baþkan mesele ile ilgili tüm tartýþmalarý izler, bizatihi katýlýr ve sonunda kararýný verir. Bu tarzýn en önemli temsilcisi Bill Clinton olarak bilinir. Clinton karar verilecek bir meseleyi, ilgili birçok kiþiyi bizatihi kendisinin de katýldýðý toplantýlarda tartýþtýrýrmýþ. Hatta toplantý sýrasýnda dýþarýdan kiþileri de arar, informel danýþmanlýklar alýrmýþ. Bu tarzý nedeniyle Clinton bilgiye doymaz biri olarak tanýmlanýr.

Erdoðan’ýn yönetim tarzý

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn karar verme süreçlerinde kendine özgü bir tarzý var. Son kararý kendisi vermek istiyor. Meseleyi kamuoyunda, yetkili kurullarda tartýþtýrýyor. Bu tartýþmalarý yakýndan izliyor. Tartýþmaya zaman zaman da bizatihi katýlýyor. Sürecin olgunlaþtýðýný, ilgili tüm pozisyonlarý gördükten sonra bizatihi kendisi son kararý veriyor.

Erdoðan, danýþmanlarla çalýþmayý seviyor. Çoklu danýþman ve bildiði insanlardan görüþ alýyor. Danýþman kullanma tarzý resmi modelden ziyade, çok sayýda danýþman ve ilgili kiþi ile bizzat temas kurarak bilgilenmek þeklinde. Her zaman çevresinde bir ekiple beraber hareket ediyor. Bürokrasiden gelen karar seçeneklerine karþý daha temkinli görünüyor. Çünkü geleneksel bürokrasinin hantal olduðu ve yapýsal problemler içerdiðini düþünüyor.

Yönetim tarzý yerine diktatörlük tartýþmasý yanlýþ

Kanaatimce, Erdoðan ile ilgili “diktatörlük” veya “tek adam” tartýþmasý yanlýþ bir tartýþma. Erdoðan’ý yönetim tarzý açýsýndan tartýþmak daha doðru bir tartýþma. Çünkü demokratik yollarla seçilmiþ, anayasal çerçevede hareket eden bir baþbakan veya Cumhurbaþkanýna “meþruiyet” tartýþmasý açmak yersiz. Eleþtiri ve deðerlendirmeler yönetim modeli ve tarzý üzerinden yapmak da ise bir beis yok.

Erdoðan’ýn yönetim tarzý ve kiþilik özellikleri ile ilgili bir meseleyi, “diktatörlük” tartýþmasý ile bir meþruiyet tartýþmasýna dönüþtürmeye çalýþanlar, bunu iktidar mücadelesi adýna yapýyorlar. Erdoðan’ýn iktidar mücadelesini kazanan “dönüþtürücü liderliðini” engel olarak görüyorlar. Erdoðan’ý hem ulusal, özellikle de uluslararasý kamuoyunda “diktatör” olarak nitelendirerek, onu güçsüzleþtirmeye çalýþýyorlar.

Sonuç olarak, Erdoðan’ýn yönetme tarzý ve kiþilik özellikleri ile ilgili bir meseleyi, diktatörlük üzerinden tartýþanlar, bunu iktidarý ele geçirmek için yapýyor.