Erdoðan’ýn toplumsal gücü, güven ve umut…

Yabancýlar bu nasýl bir iliþki, nasýl bir gönül baðý diye merak ediyorlar. Aslýnda sadece yabancýlar deðil kendi toplumuna yabancýlaþanlar da merak ediyor, hatta bazýlarý hasedinden çatlýyor. 

Merak ettikleri konu Baþkanýmýz Erdoðan’ýn toplumu yönlendirme gücü…

‘Haydi kýzlar okula’ kampanyasý baþlatýyor, kýz çocuðunu okula göndermeyen birçok aile harekete geçiyor. 

‘Sigarayý býrakma’ kampanyasý baþlatýyor, ülke genelinde sigara kullanma alýþkanlýðý azalýyor. 

‘Üç çocuk’ tavsiyesinde bulunuyor, aileler ciddi ciddi çocuk sayýsýný dert edinmeye baþlýyor. 

‘Döviz bozdurun’ diyor, yastýk altýnda döviz bulunduranlar döviz bürolarýna akýn ediyor. 

‘ABD mallarýný boykot edin’ çaðrýsý yapýyor, insanlar cep telefonlarýný deðiþtiriyor. 

Hepsinden önemlisi darbe kalkýþmasý olduðunda ‘sokaða çýkýn’ diyor, insanlar ölümüne meydanlarý dolduruyor, tanklarýn önüne atlýyor. 

Gerçekten de bu iliþkiyi, bu gönül baðýný, bu liderlik gücünü yabancýlarýn ve toplumuna yabancýlaþanlarýn anlamasý hiç kolay deðil.

Erdoðan ‘dönüþtürücü, vizyoner ve karizmatik’ bir lider. Ama ayný zamanda toplumsal dinamikleri harekete geçirecek büyük bir siyasi güce sahip. 

Siyasetçilerin toplumla elbette bir gönül iliþkisi, siyasi mensubiyet iliþkisi vardýr ve hep olmuþtur. Demirel sevgisinin Adalet Partisine, Erbakan sevgisinin Refah Partisine veya Türkeþ sevgisinin MHP’ye nasýl bir baðlýlýk oluþturduðunu ve bunun bir geleneðe dönüþtüðünü biliyoruz. 

Erdoðan sevgisi de siyasi düzlemde bir AK Parti mensubiyeti ve baðlýlýðý oluþturmuþ durumda. Ama bunu aþan bir Erdoðan sevdasý var. Kendisini AK Partili hissetmediði veya parti baðlýlýðý zayýf olduðu halde Erdoðan aþkýyla hareket eden insanlar var.

Erdoðan’ýn siyasi tercihleri ve davranýþlarý etkilemenin ötesinde hayatýn farklý alanlarýna sirayet eden bir etki gücü bulunuyor. 

Ýnsanlar Erdoðan’la farklý bir özdeþleþme hali içindeler. Toplumla bu oranda bir güven tesis edebilmek çok zor bir iþtir. Ýnsanlar ölümüne peþinden gidecekleri bir lidere her yönüyle ve tam anlamýyla güveniyorlar demektir. Güven demek ise umut demektir.

Türkiye büyük badireleri atlattýysa Erdoðan’ýn bu toplumsal gücüyle atlattý. Gezi olaylarý, 17/25 Aralýk kumpasý, 15 Temmuz darbe giriþimi ve en son yaþadýðýmýz ekonomik müdahale gibi ülkeyi derinden sarsan hadiselerde doðrudan Erdoðan’ýn liderliðiyle sorunlarýn aþýlabildiðini gördük. 

Bu sorun/kriz çözme tekniði açýsýndan da farklý bir durum…

Erdoðan halký arkasýna alarak içerideki darbeci/vesayetçilere karþý zafer kazandýðý gibi, þimdi de dýþarýdaki güç odaklarýna karþý baþarý elde ediyor.

Erdoðan’ýn etki halesi Türkiye sýnýrlarýný da aþýyor. Bölge halklarý veya diðer ülkelerdeki soydaþlarýmýz bu etkinin tesiriyle harekete geçebiliyorlar. 

ABD Baþkaný Trump’ýn Kudüs kararý sonrasýnda Ýslam ülkelerinin harekete geçmesinde Erdoðan’ýn bölge halklarý üzerindeki etkisi büyük rol oynadý. ABD ile iþ tutan yönetimler kendi halklarýný karþýlarýna alamadýklarýndan farklý bir tavýr geliþtiremediler. 

Erdoðan’ýn Balkan ülkelerinde veya Ortadoðu sokaklarýndaki sosyal gücü küçümsenemeyecek oranlarda… 

Türkiye 1960’dan sonra askeri darbelerle kurulan vesayet düzenine son verdiði ve yerli odaklarý tasfiye etti, þimdi bu vesayet yapýsýnýn dýþ odaklarý ve küresel sistemin vesayet özlemcileri ile bir mücadele yaþanýyor. Bu mücadelede de Hakka ve halka âþýk bir liderin takýnacaðý tavýr hayati derecede önemli. Çünkü onun tavrý, kýsa sürede halkýn tavrýna dönüþüyor.