"Taksim’de yeni bir gençlik var, onlarý anlamak lazým” diyenleri anlýyorum ve bu konuda hiçbir itirazým yok. Evet, yeni bir Türkiye var, yeni bir gençlik var ve bu Türkiye, bir daha asla “vesayetçi sistem”in egemen olduðu “eski Türkiye” olmayacak.
Ancak, 13-14 gündür Taksim Gezi eylemleri baðlamýnda yaþadýklarýmýz, sadece ‘yeni gençler’den ibaret deðil. Eðer günlerdir gerek Türkiye içinde, gerekse dýþ dünyadaki gazete, televizyon ve özellikle de sosyal medya mecralarýnda nasýl bir Türkiye hayalinin dolaþýma sokulmak istendiðini dikkatle incelersek, bu eylemlerin arka planýndaki “büyük oyunu” daha iyi anlarýz.
Þunu kabul etmeliyiz ki, gösteriler ilk günkü kendiliðindenliðini aþarak, AK Parti karþýtlýðýna ve hükümet devirme oyunlarýna evrilmiþtir. Artýk iþ, çevre duyarlýlýðý noktasýnda deðildir. Olup biteni, siyasal aktörlerin ve sermayenin derin planlarýný ýskalayarak, sadece haysiyet ve psikolojik hallerle açýklayamayýz.
Maalesef, gençlerin ‘çevre duyarlýlýðý’ meþruiyetini kullanarak, gayri meþru iþler kotarmaya çalýþan çok güçlü bir ‘lobi’ ile karþý karþýyayýz. Bu lobi, yýllardýr AK Parti’yi otoriterlik parantezine hapsederek yapýlan analizlerin, þimdi sokakta tedavüle sokulmasýndan çok mutlu.
Ýþte bunu anlamak mümkün deðil... Bizzat Tayyip Erdoðan’ýn önderliðinde, güçlü ve istikrarlý bir Türkiye’de servetlerine servet katan zenginler, kendilerinin de zarar göreceklerini bile bile, ‘çevre duyarlýlýðýný’ aþarak vandalizme dönüþen görüntülerin arkasýna gizlenerek neden ellerini ovuþtururlar?
***
Erdoðan’la kazanýp, “Erdoðan’ý yýkma” operasyonuna katýlmak böyle bir þey olsa gerek... Kimse, gençlerin çok doðal çevre duyarlýlýðýnýn arkasýna saklanarak, ‘masumiyet yalaný’ üretmeye çalýþmasýn. Þunu görelim artýk, gücünü doðallýðýndan alan tepkiler, sandýkta AK Parti’yi yenemeyen siyaset ve ‘oyun kurucular’ tarafýndan sokakta hükümet yýkma oyununa dönüþtürülmüþtür.
En dramatik olaný da, bu sermaye çevrelerinin, Tayyip Erdoðan’a küfredenlerin arkasýnda koruyucu bir kalkan oluþturmalarýdýr. Ne var ki, “Tayyip Erdoðan bu kez gidiyor” umuduna kapýlan ‘þiþman lobi’ ve medyadaki akýl hocalarý açýk pozisyonda yakalanmýþlardýr.
Çünkü, bu çevrelerin ellerinde bir tek umudu kalmýþtýr, AK Parti’nin iktidarý kaybetmesi...
Oysa bu Erdoðan, Kürt sorununu çözmek üzere bedenini taþýn altýna koymuþ, üçüncü havalimaný ve üçüncü köprü gibi cumhuriyet tarihinin en büyük yatýrýmlarýna imza atmýþ, en önemlisi de IMF’yi ülkeden kovmuþ bir lider. Talihsizliðe bakýn ki, ülkenin sermaye gruplarý böyle bir lidere savaþ açýyor.
Eðer gerçek niyet çevrecilikse, Baþbakan Erdoðan’ýn Pazar günü Ankara’da yaptýðý çaðrý açýktýr, “Bu eylemi çevrecilik ve demokrasi adýna yapýyorsanýz, Baþbakan sizin emrinizdedir. Artýk bu eylemlere son verilmesini özellikle rica ediyorum. Sorunlarý belediye baþkaný, vali ve Kültür Bakaný ile görüþebileceðiniz gibi, seçilecek temsilciler bizzat benimle görüþerek çözebiliriz.”
Baþbakan Erdoðan’ýn üslubunun sert olduðunu bahane ederek çözümsüzlük üretenlerin niyeti baþkadýr. Onlar, gençlerin çevre hassasiyeti üzerinden hesap görmeye çalýþýyorlar.
Ýþte Erdoðan’ýn esas öfkesi bu ‘þiþman lobi’ye dönüktür. Ve bu konuda da kararlýdýr: “Bu lobiyi oluþturan kaç banka varsa hepsi için söylüyorum. Siz ki bize karþý böyle bir mücadeleyi baþlattýnýz, bunun bedelini aðýr ödeyeceksiniz.”