Ayný cümle ile baþlayalým; Bazýlarý þöyle düþünüyor; o kadar akýllý ve tecrübeliyiz ki bizim yaptýklarýmýzý kimse anlamýyor...
Sevgili dostlar, Türkiye’de bazý basýn organlarýna bakýyorum; Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn Güney Amerika açýlýmý sanki bazýlarýný rahatsýz ediyor! Her adýmda olduðu gibi bundan da “yerinde duramayanlar” var!
Çok da akýllýlar hep birlikte! Gizli ittifaklar, dahice fikirler, medya operasyonlarý...vs...vs...
Bütün geliþmelerden aslýnda son dönemde ortaya çýkan net bir sonuç var; LÝDER hedef ve adým attýkça hedef olma katsayýsý artýyor!
Bu arkadaþlara çaðrýmý yenilemek istiyorum efendiler, NEYÝN ARKASINA SAKLANIRSANIZ SAKLANIN KABAK GÝBÝ ORTADASINIZ...Ve artýk BÝZÝM ÝÇÝN BÝLÝNENSÝNÝZ!
Sevgili dostlar, bu yazý “lider neden hedef” ve “Erdoðan’sýz Türkiye Projesi” yazýlarýmýn devamý, resmi büyüterek kaldýðým yerden devam edeceðim...
Peki LÝDER neden hedef ? DEVLET’i ayaða kaldýran isim neden yine “12’de”! 2003 ve özellikle 2008 sonrasý kendisi ve bulunduðu coðrafyanýn kaderini deðiþtiren Türkiye ve bu amaç uðrunda her anlamda yolumuzu açan lider olan Erdoðan, neden hedef?
Aslýnda neden her þey çok açýk deðil mi; 300 yýl sonra PARÇALAR, ANA GÖVDEYLE KAVUÞUYOR! Ve bunu saðlayan MERKEZ Türkiye, BUNU SAÐLAYAN LÝDER ERDOÐAN hedef tahtasýna konuyor!
Sevgili dostlar, bugün “neyin neden” olduðunu soranlar acaba GEÇMÝÞÝMÝZÝ ve detaylarý iyi bilip analiz edebiliyorlar mý?
Bilmiyorlarsa “ciddi bir çýkarým” elde etmek mümkün deðil... Unutmayalým; geçmiþin süzgeci, geleceðin tanelerini verir...
Bu baðlamda özellikle geçmiþi detaylandýrarak geleceðe birlikte bakmayý deneyelim...
1850’lerden itibaren Ruslarla savaþ hazýrlýklarýna baþlayan daha doðrusu baþlatýlan Osmanlý, Ortadoðu-Afrika coðrafyasýnda zorlanmaya baþlýyor. Bu zorlanma “tarihsel doðal etkilerle” deðil, o bölgeleri yeniden þekillendirmek isteyen güçlerin ilk adýmlarý ile ortaya çýkýyor...
1854-1876 arasýnda “o güçlerden” borçlandýrýlan Osmanlý, 1876 sonrasý “MERKEZÝ” o dönemin IMF’sine kaptýrýrken, 1876-1915 arasýnda bugünün Ýsrail devletinin yerleþtiði yer dahil, planlanan bütün topraklarýný kaybediyor. Hatta ele geçirme o kadar ileri gidiyor ki; 1915 sonrasýnda “iþgal” bugün yaþadýðýmýz topraklara kadar uzanýyor...
Sevgili dostlar, Türkiye’nin “kurtuluþ-kuruluþ” detaylarýný arýndýrýr ve “o bölgelere” tarihsel olarak bakarak bugünü anlamlandýrmaya çalýþýrsak, bir detayý çok net görüyoruz: 1900’lerden itibaren Osmanlý’dan ele geçirilerek zorlama ile kurulan “Ýngiliz-Fransýz-Ýtalyan” imzasýný taþýyan “her yer” çöküyor...
Çýkarým 1: Osmanlý devlet yapýsýnýn, ruhunun, varlýðýnýn zorla el çektirilerek, üzerinde “zorlama devletlerin” kurulduðu her bölgede sorun var! Konuya sadece Ýsrail ve çevresi, Mýsýr, Libya, Irak, Suriye ve diðerleri olarak bakmayýn ve son 10 yýlý düþünerek Balkanlar’ý da unutmayýn! Son halka Yunanistan... Osmanlý’nýn “500 sene baktýðý” doðal olarak “yalnýz bir ekonomi olmasý” mümkün olmayan Yunanistan, “ekonomik anlamda” ilk çöken yer! Yugoslavya ve Yunanistan’ýn Ortadoðu-Afrika çizgisinden farklý algýlanmasýnýn tek bir sebebi var: “Bulunduðu coðrafya”!
Sevgili dostlar, “periferik uzantý” analizimize ara verip, “MERKEZ” yapýya dair bir tespit yapalým: Merkez dediðimiz yani “RUHUN bakiyesinin” kaldýðý ve üzerine genç bir devlet kurulan Türkiye, 1938-2003 arasý yýllarca dalgalandý! Kendini bulamadý, Osmanlý’yý yýkanlarýn “oyunlarý” altýnda darbeler-devalüasyonlar arasýnda geldi-gitti...
Bütünün beyniydi-ruhuydu ama “parçalara” sahip çýkmamasý için “1850’lerde baþlatan manipülasyon” 150 seneden fazla devam etti...
Çýkarým 2: Bir “bütün” parçalara ayrýlýr, belli bir dönem bu “parçalar” deðiþim geçirerek yoluna devam edebilir. Ana soru “parçalar tek tek yeniden daðýldýðýnda” ÝLK HALÝN-ÝLK BÜTÜNÜN yeniden ortaya çýkýp çýkmayacaðý veya daha net ifadesiyle “zorla parça haline getirilen yapýlarýn, zorlamanýn etkisi kalkýnca BÜTÜN’e dönüp dönmeyecekleridir”! Peki bundan sonra neler olabilir? Türkiye’nin “MERKEZ” olma haline gelmesi ile ne deðiþebilir?
Farklý bakarak yeniden maddeler halinde sorgulayalým:
1- Bugünkü Türkiye’nin “merkez” olduðu bütün 1854-1923 arasýnda parçalandý. 1915-1923 “merkez” savaþýydý, kurtarýldý, fiziki olarak ele geçmedi ama 1938 hatta 1933 sonrasý, yeni kurulan devlet manipüle edildi.
2- 1923 sonrasý “hareket” daha da hýzlandý. Amaç; “ana parça” yani Ankara’nýn baþkent-Ýstanbul’un merkez olduðu ideolojik yapý ile “bütün baðlarý” kesmek ve kurulan Türkiye Cumhuriyeti ile “diðerlerinin” iliþkisini “YOK” noktasýna çekmekti. “Finansal-ekonomik-sosyal” krizler ve askeri darbeler eþliðinde baský altýna alýnan “MERKEZ”, ayrýlan parçalara müdahale edemeyecek, ideoloji üretemeyecek “hale getirildi”.
3- 2001 Eylül saldýrýsý, temeli 1854 sonrasýnda atýlan ve 1945 sonrasýnda “tam olarak” kurulan dünya düzenini yýkarken “bütünün parçalarýný da” yerinden oynattý.
4- 2003-2008 arasýnda “sistemde bozulma”, BÜTÜN’ün tamamýnda “taþlar yerinden” oynadý.
5- Ana parça “Süleymaniye ve IMF çuvallarýný” yýrttý ve “diðerlerini” keþfetti. Diðer parçalarda da durum farklý deðil. Halklar uyandý, diktatörler sallandý ve “parçalarda” derin bir deprem dalgasý yayýldý. Ayný parçalanma yýllar önce Balkanlar’da çok kanlý þekilde olurken, kan bu sefer “Afrika ve Ortadoðu’ya farklý þekilde sýçradý”! Yunanistan’da “diðerlerinden kültürel etnik-dini” ayrýþma olduðu için orada “deprem” ekonomik oldu ama detay aynýydý: “Bütün”den koptu ve ayakta kalamadý.
Sonuç: Bütüne dair parçalarýn özgür kaldýðý, “MERKEZÝN” deðiþtiði, birbirlerini “akýl, mantýk, duygu, kültür, etnisite ve DÝN” dinamikleri ile bulduklarý bu DEVÝNÝM, “Ana parça” yani MERKEZ TÜRKÝYE’nin “bütünlüðü saðlayacaðý” TEZ ile devam edecek... LÝDER BU TEZÝ’i attýðý her adýmla yazýyor... Büyük TÜRKÝYE çok ama çok yakýn...
Son söz : Anadolu’ya girip YURT yapma yolunda ilerleyen ordunun arkasýnda bir “akýl” ve binlerce yürek vardý... O akýl Nizamülmük’ten baþkasý deðildi... Cezasý gecikmedi, sahada yenilemeyenler, HAÞHAÞÝNLER tarafýndan “akil adamýn” öldürülmesiyle durdurulmak istendi...
Son günlere bakýnca durum çok açýk; tarih tekerrür ediyor ve Cumhuriyet kurulduðundan bugüne ilk defa ANADOLU’ya gerçekten yerleþen bir Türkiye gerçeðini hayata geçiren, SEÇÝLMÝÞ BAÞBAKAN VE SEÇÝLMÝÞ CUMHURBAÞKANI OLARAK coðrafya dinamiklerini canlandýran Erdoðan her taraftan yine büyük bir saldýrý altýnda...Ne olacak ? Sakin olun ve ÝNANARAK, SABREDÝN, ÇALIÞMAYA DEVAM EDÝN...