Cumhurbaþkaný Erdoðan ile ABD Baþkaný Trump’ýn BM Genel Kurulundaki konuþmalarý karþýlaþtýrýldýðýnda temeldeki farklýlýk þudur: Erdoðan hakikate, hakkaniyete, merhamete, adil bir BM sistemine, ülkeler arasýndaki iliþkilerde dostluða, vefaya vurgu yapýyor. Trump ise gücün haklýlýðýný, kaba kuvveti, tepeden bakmayý, meydan okumayý sergiliyor.
Biri alkýþlanýrken, diðerine gülünüyor.
Erdoðan geleceði, Trump statükoyu savunuyor.
Erdoðan’ýn þahsý bugün semboldür. Türk dünyasý ve Ýslam coðrafyasý için kendine güvenin, umudun adýdýr.
15 Temmuz FETÖ darbe giriþimi, evet, Erdoðan kin ve nefreti ile bir Erdoðan düþmanlýðýdýr.
Ama mesele Erdoðan meselesi deðildir. Mesele, bölgesinde ve küresel siyasette Türkiye’nin diriliþidir.
2. Dünya savaþýndan sonra dünyaya nizamat vermeye kalkanlarýn ölçüsü kendi menfaatleriydi. Türkiye’ye biçilen statü; Batý hegemonyasýnda, Batý’nýn ahlakî ve kültürel deðerlerini benimsemiþ bir yörünge ülke olmasýydý.
Türkiye kendi deðerleri ile yükselmeyi arzuladýðý her defasýnda Atlantik Ýttifaký, “medenî ve aydýnlanmacý” makyajýný silip, Haçlý zihniyeti ile karþýmýza dikildi.
27 Mayýs 1960 darbesinden itibaren 10 yýlda bir tekrarlanan askerî müdahalelerin hepsinin arkasýnda ABD’nin, CIA’in bulunmasýnýn izahý budur… Baþbakan Menderes’in asýlmasý ile sivil siyasete korku salýnmasýnýn anlamý budur…
Ýki asýrdýr masanýn üzerinde hep Türkiye vardý.
Batý, Türkiye’yi hizaya getirmek, boyun eðdirmek için üç strateji uyguladý:
1. Milli bünyemizi parçalamak 2. Vatanýmýzý parçalamak 3. Ýnanç, ahlak ve kültürel deðerlerimizi yozlaþtýrmak. Bizi köklerimizden kopararak, Batý’nýn yaþam tarzýný taklit eden, Müslümanlýðýmýza mesafe koyan, yabancý ideolojileri tek doðruymuþ gibi benimseyen nesiller peydahlamak…
1. Milli bünyemizi parçalamak için Alevi-Sünni çatýþmalarýný, Doðu ve Güneydoðu’da kýlýktan kýlýða girmiþ istihbarat elemanlarý ile 150 yýldýr tahrik ettiler. Þehirlerimizde, Ýstanbul’un semtlerinde kanlý provokasyonlarý sahneye koydular.
2. Bölücü PKK ve diðer terör örgütleri gibi, hatta daha azýlý, daha alçak FETÖ terör örgütünü sahneye çýkardýlar. 15 Temmuz ihaneti gerçekleþseydi, 11 vilayetimizi içine alan PKK devleti kurulacaktý. Suriye’deki YPG, PYD bu ülkenin parçalanmasý ile yine güney sýnýrlarýmýz boyunca bir PKK devleti kurulmasý içindi. Ýçerdeki ile Suriye’deki birleþecek “Büyük Kürdistan” kurulacaktý.
ABD, Suriye’deki PKK’ya 19 bin TIR, 3 bin kargo uçaðý ile silahlarý bunun için veriyor. Ýki asýrlýk hesaplar için bastýrýlýyor.
3. Selçukludaki, Osmanlýdaki diriliþ ruhunun, milletimizi ayaða kaldýrýyor olmasýndan bütün Batý rahatsýz. Bu diriliþi hazmedemiyor, kabullenemiyorlar. 15 Temmuz ihanetini göðsünde 251 þehidi, 2 binden fazla gazisi ile söndüren milletimizin bu kahramanlýðýna, Batý’dan tek alkýþ gelmemesi, yutkunmalarý bu hazýmsýzlýðýn sonucudur…
Sanat, kültür, sinema, televizyon dizileri, sinsi sinsi aile yapýmýza saldýrýyor, bize Batý ahlâkýný, kültürünü, müziðini, yaþam tarzýný dayatýyor. Ortaokullara kadar “deizm” dalgasýný kimler baþlatýyor, kimler köpürtüyor?
Yeni nesillerdeki Ertuðrul Gazi, Osman Gazi, Abdülhamit Han sevgisi, ilgisi, yerliliði ve milliliði hazmedemeyenleri adeta çýldýrtýyor.
Mesele Erdoðan meselesi deðil, Müslümanlýðýmýz, milliyetçiliðimiz, vatan sevgimiz, ayaða kalkma azmimizdir.
Erdoðan bugün sembolümüz. O geleceðimiz adýna öne düþenimiz. O, “yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan” hitabýnýn bugünkü ismi.
Erdoðan geleceðimizi temsil ediyor.
Trump ise Batý’nýn, artýk insanlýða verecek mesajý kalmamýþ, oksijen çadýrýndaki deðerlerinin temsilcisidir…