Erkekler sevgiyi aþkla karýþtýrýyor

Ýki kadýn ve bir erkek arasýnda geçen olaylarý anlatan Aþk Kýrmýzý’nýn yýldýzý Nurgül Yeþilçay’a son filmini, sevgi ve aþký sorduk. Hem sinemaya hem hayata dair yanýtlar aldýk.

NURGÜL Yeþilçay, Türkan Þoray’dan sonra Türk sinemasýnda yýldýz olabilmiþ az sayýdaki kadýn oyuncudan biri. Günümüzde kadýn oyuncular  adeta filmlerin erkek karakterinin tamamlayýcýsý konumunda ama sete Yeþilçay girdiðinde durum deðiþiyor. Son filmi Aþk Kýrmýzý’da eski sevgilisinin peþinden giden bir kadýný canlandýran Nurgül Yeþilçay, bunun bir Facebook kültürü olduðunu ve kendisi için gerçek hayatta aþký bitince bittiði, geriye dönüþün olmadýðýný söylüyor. Senaryolarýn sadece erkek oyunculara göre hazýrlandýðýný düþünen Yeþilçay ‘Bu kadýnlýða hakaret’ diyerek senaryodaki pek çok konuyu zorladýðýný anlatýyor...

-Bu defa, eski sevgilisini yeniden kazanmaya çalýþan kadýn rolündesiniz. Bu projeyi kabul etmenizde etkili olan þey neydi?

Aþk filmi olmasý. Aþk filmlerini ve çok gerçekçi olmamasýný, yani kurmacanýn daha fazla olmasýný seviyorum.

-Osman Sýnav duygu ve renkleri oyunculuklardan daha çarpýcý mý vermeye çalýþmýþ?

Osman Sýnav’ýn kafasýnda bir þey vardý, bir þiir anlatmak istiyordu. O anlattýðý þeyi ýþýkla, görüntüyle, mekanla, kostümle ve oyunculukla desteklemek istiyordu ki bir bütün yaratýlabilsin. Bence o bütün yaratýldý ve ortaya çýktý

FACEBOOK KÜLTÜRÜ BÝR SEVGÝ

-Filmde siz ikinci kadýnsýnýz ama ayný zamanda adamýn ilk aþkýsýnýz. Bu ilk aþk olma ile ikinci kadýnlýk birleþtiðinde bizi nereye götürüyor?

Bir iliþki bittiyse biter. Benim tarafýmdan doðru bir film deðil açýkçasý... Ýnsanlar genel olarak o aný çok iyi yaþamayýp daha sonra ‘Biz o zaman ne kadar eðlenmiþtik’ diye düþündükleri için Facebook çok iyi geldi. Hiç sevmediðim bir þey Facebook ya da eskiler. Benim için eski bittiyse bitmiþtir. (Filmdeki çifti) þartlardan dolayý ayrýlmak zorunda kalýyor ama çok seviyorlar birbirlerini. Halbuki benim hayatýmda caným istedi ayrýldým, olmadý bitti! O yüzden de geriye dönüp bakmadým. Geriye dönüp baktýðýnda (filmdeki) kadýnda çok büyük bir aþk var.

-Sinema gerçek hayatta olmayan bir aþk kýyafeti giydirir insanlara. Siz oynadýðýnýz öyküdeki gibi bir aþk olabileceðine inanýyor musunuz?

Onu oynadýðýmda inanýyorum. Ben yaþar mýyým, bilmiyorum.

-Siz de çoðunlukla bu tür rollerde oynuyorsunuz. Bu bir tercih midir? Her oyuncunun, yönetmenin, senaristin hayatla ilgili dertleri olur ve ister istemez bunun üzerine gider...

‘Sizin derdiniz de aþk mý acaba?’ mý diyorsunuz? Ben aþk filmi izlemeyi çok seviyorum. Gerçekten de en sevdiðim filmler arasýnda aþk filmleri hep var. In the Mood for Lover, The Piano, Köprü Üstü Aþýklarý , Duvara Karþý var... 

-Temelinde gerçekçilik olan mý?

Temelinde gerçekçilik olmalý ama anlatýmýnda olmamalý. The Piano filmi de temelinde gerçekçidir ama müthiþ bir þiirle anlatýr. Aþkýn da öyle büyülü bir þey olduðunu düþünüyorum.

KARAKTERDE ETKÝM VAR

-Yaratýlan karakterde sizin bir etkiniz var m?

Tabii ki benim etkim olmak zorunda. Osman Sýnav’ýn çok büyük yardýmý oldu çünkü böyle rollerde devamlýlýk çok önemli. O yürüyüþü, elini nasýl hareket ettireceðini unutabilirsin, baþka bir yola sapabilirsin. Bu kadýn için tek önemli olan þey, sette ayný karakteri devam ettirebilmesiydi. O yüzden bunun için Osman Sýnav’a güvenmek zorundaydým ve bence çok yerinde oldu.

-Filme iki kadýn ve bir erkek arasýnda geçen olaylar anlatýlýyor. Bu olaylar Osman Sýnav’ýn sorduðu ve yanýtladýðý sorular. Oynadýðýnýz rolden yola çýkarsak, filmin yönetmeni Osman Sýnav’ýn kadýn karaktere bakýþýný nasýl deðerlendiriyorsunuz?

Bence filmdeki kadýn karakterlerde bir sorun yok. Çok açýklar ve netler. Kadýn diyor ki ‘Ben bir tek seni seviyorum, þimdiye kadar sadece seni sevdim, baþka kimseye yan gözle bile bakmadým.’ Öteki kadýn da ‘Bayýlýyorum bu adama, ayrýlamam’ diyor. Adam karakterimiz ise sevgiyle aþký bence birbirine karýþtýrýyor. Her þey aþk deðildir, sen aþýk olduðun kiþide her þeyi bulursun ve sadece o olsun istersin hayatýnda. Ama tabii ki baþka þeyleri de seversin, çocuðunu seversin, köpeðini seversin, anneni babaný seversin, kýz arkadaþlarýný seversin, erkek arkadaþlarýný seversin. Ama onlara aþýk deðilsindir, onlarsýz yapamaz ve ölürüm gibi bir durumun yoktur. Çok üzülürsün, çok seversin ama aþýk deðilsindir. Aþk baþka bir þeydir. Ama bizim erkeðimiz aþk olduðunu sanýyor. Bizim erkeklerimiz de öyle sanýyor.

‘ARMUT PÝÞ AÐZIMA DÜÞ BÝR ROL’ ÝSTÝYORUM

-90’larýn ikinci yarýsýna kadar Türk sinemasýnýn kadýn oyunculularýnda feminist yaklaþýk dikkat çekiyordu. Ama 2000’li yýllarla bu yaklaþým görülmez oldu. Sizce neden?

Kadýn filmi çok yapýlmýyor Türkiye’de, söylediðiniz gibi feminizm falan da çok iþlemiyor. Kendi adýma þunu söyleyebilirim: Fikrini ve bakýþ açýný tabii ki ortaya koyuyorsun. ‘Ýlla o rolü sevmek zorunda deðilim’ diye düþünüyorum. O rolle kavga ediyorum, yönetmene ‘Kadýn niye bunu yapýyor’ diye soruyorum. Sadece yönetmenin dediðini yapsam çok kliþe olabilir. Kadýn olarak tam ikna olmuyor, ‘Bu bence kadýnlýða yapýlmýþ bir hakarettir’ diyorsun. Rolü düþünürken hep ‘Bunun hatalarý ne’ diye düþünürüm. Bu kadýn bunu asla yapmaz.’ Niye? Herkes herþeyi yapar.

-Adem’in Trenleri filmi erkek odaklý da olsa bir kadýn karakterinden bahsedebiliyoruz. Bu sizin kattýðýnýz bir þey mi?

Tamamen kattýðým bir þey. Senaryolara bakýyorum, öyle olsa hiç bir þey oynayamazsýn. Tamamen erkeði ayrýntýlý yazýyorlar. Kadýný mecburen sen yaratmak zorundasýn. Bir ara gerçekten çok sýkýlmýþtým, armut piþ aðzýma düþ bir rol istiyordum ben de. Bu film biraz armut piþ aðzýma düþ oldu ilk defa, bakalým ne olacak.

-Senaristlik ve yönetmenlik de düþünüyorsunuz...

Senaryo yazma hakkýnda iyi þeyler düþünüyorum ve denemelerim var. Yönetmenliðin ise büyük külfet olduðunu düþünüyorum.

 Çocuðuma ‘Sana ne?’ derim

-Oyunculuk ve çocuk büyütmeyi bir arada yapmak zor olmuyor mu? Bu durum film tercihlerinizde baský unsuru oluþturuyor mu?

Çocuðum ileride bana ‘Niye böyle rollerde oynadýn?’ derse ‘Sana ne’ derim. ‘Sana ne, bu benim hayatým. O da senin hayatýn.’ Fakat beni ikna edici bir þekilde ‘Senin bunu yapman beni çok etkiliyor’ der ise tabii ki ben çocuðumu kýrmak ve üzmek istemem. Ama eðer sadece psikolojik baský yaratmak adýna bana bir þeyler söylerse, kimse kimsenin hayatýyla bu kadar ilgilenemez, ket vuramaz.

-Çocuðunuz oyuncu olmak isterse destekler misiniz?

Bence oyunculuk çok güzel bir þey de, onun yönetmen olmasýný isterim.

-Þu an bir diziniz yok deðil mi? 2013’te bir dizi istiyor musunuz?

Yok. Bu sene istemiyorum. Çünkü dizi çok yorucu bir þey.