Erken yatýp-kalkmanýn ya da yaz saatinin ekonomi-politiði

Sanýyorum saatlerinizi geri aldýnýz. Bunu yýllardýr yapýyoruz, iþe yaramadýðýný söyleyemeyiz. Ama bu uygulamaya sosyolojik ve ekonomik olarak baktýðýmýzda karþýmýza, bize anlatýlandan farklý bir tablo çýkýyor. Bir kere bu uygulamanýn temeli, ‘güneþ enerjisinden daha fazla yararlanmak’ gibi basit bir ‘cinlikten’ kaynaklanmýyor.  Sanayinin bu uygulamaya baðlý olarak enerji tasarrufu yaptýðýný söyleyemeyiz. Sanayi makineleri gün ýþýðýnda da gece de ayný enerjiyi tüketir çünkü. Ama bu parlak fikir sanayi toplumu ile birlikte akla gelmiþtir. Çünkü iþçilerin erken yatýp erken kalkmasý ‘verimlilik’ için elzem bir ilkedir. Öte yandan ‘erken yatýp erken kalkmak’ kamu düzeni için elveriþli (!) bir politik ortam saðlamanýn iyi bir baþlangýcý olabilir.  

Fransýz devrimi öncesi, görevli olarak Fransa’da bulunan Benjamin Franklin, gece eðlencesine düþkün olan ve bundan dolayý geç yatan Paris halkýný top patlatarak uyandýrmayý önermiþ ve erken yatýp erken kalkmanýn saðlýklý ve zengin olmanýn ilk koþulu olduðunu söylemiþtir. Burada hemen belirtelim ki, Amerikalýlar Fransýzlar’ýn bu özelliðini hep kýskanmýþlardýr. Sanýyorum Benjamin Franklin’de biraz bundan dolayý Paris halkýna kafayý takýp, onlarý erken yatýrmaya çalýþmýþtýr.  

Ayrýca Benjamin Franklin Paris halkýnýn mum israfýna da kafayý takmýþtý. Bunun için gün ýþýðýndan daha fazla yararlanýlmasýnýn çarelerini düþünmek gerektiðini de, o yýllarda, anlattýðý söylenir.  Ancak yaz saati uygulamasýna sistemli olarak geçen ilk Avrupa devleti 1916 yýlýnda Almanya olmuþtur. Çünkü Almanya’nýn, enerji tasarrufundan ziyade, disiplinli ve çok çalýþacak -yani erken yatýp erken kalkacak- bir iþçi sýnýfýna, tüm Avrupa devletlerinden, daha fazla ihtiyacý vardý. Ayrýca Almanya, baþta kömür olmak üzere, hýzla geliþen sanayisi için müthiþ bir enerji ihtiyacý duyuyordu. Ancak bu açýðý, yaz saati cinliði ile kapatamadýðý için enerji kaynaklarýna ulaþmak adýna iþgale dayanan savaþ politikasý Almanya’nýn baþýndan beri ilk tercihi olmuþtur. Almanya’nýn yaz saati uygulamasýný çok geçmeden Britanya ve ABD takip etti. Dediðim gibi, o yýllarda bile, bunun sanayi üzerinde ciddi bir enerji tasarrufu saðladýðý söylenemez. Mesele doðrudan emek verimliði ile ilgili bir meseledir. Nitekim ABD’de yapýlan çalýþmalar enerji tasarrufu saikini doðrulamamaktadýr. Bu çalýþmalarda uygulamanýn elektrik kullanýmýný 0,5 ila yüzde 1 oranýnda azalttýðý ortaya konmuþ olsa da, ABD’de Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü, uygulamanýn hiçbir enerji tasarrufu saðlamadýðý sonucuna varmýþtýr. Ancak ABD’de uygulamaya devam edilmesi kamu güvenliði ile de ilgili olmuþtur. Çünkü Benjamin Franklin’in temel ilkesi, yani erken yatýp erken kalkmanýn huzurun temeli olacaðý inancý, þehirleþmenin hýzla arttýðý, gettolaþmanýn ve þehir yoksulluðunun sosyolojik bir olgu haline geldiði günümüz toplumlarýnda kamu güvenliði için tercih edilebilir bir durumdur. Ayrýca, yaz saati uygulamasý, sanayi de enerji tasarrufu saðlayamaz ama dünya tüketiminin artýk yarýsýndan fazlasýný omuzlayan þehirlerde hem enerji tasarrufu saðlayabilir hem de yaþamý düzenler anlayýþýna dikkatinizi çekerim. Bu anlamda, yaz saati gibi uygulamalara artýk metropolleri düzenleyen uygulamalar olarak bakabiliriz. Nitekim yaz saati uygulamasýnýn þehirlerde trafik kazalarýný azalttýðý, gece suçlarýnda düþüþ saðladýðý çeþitli araþtýrmalar tarafýndan ortaya konulmuþtur.

Üzerinde güneþ batmayan þehirler

Bu vesileyle þu Mc Kinsey Enstitüsü’nün aç ay önce yayýnladýðý rapora tekrar deðinmek istiyorum.  

Mc Kinsey raporu, ekonomik merkezlerin artýk ulus-devletler deðil büyük kentler olacaðýný ortaya koyuyor: Dünyanýn dinamosu metropoller, önümüzdeki süreçte, yýlda ekonomiye 30 trilyon dolar tüketim pompalayacak. Toplam 600 metropol, büyümenin tüketim tarafýnda yüzde 65’lik bir katký yaparken, geliþmekte olan ekonomilerdeki 440 metropol de büyümenin yarýsýný saðlayacak. Geliþmekte olan güneyde, doðuda nüfus artacak, beþeri sermaye ve hýzla büyüyen yeni pazarlar dinamo olacak ve kentlerin yerel yönetimleri siyasi merkezler olurken ulus-devletlerin siyasi merkezleri, kraliyet aileleri gibi, sembolik kalacak.  Dolayýsýyla dünya, büyük metropollerin ekonomik ve siyasi merkez olarak yeniden yapýlanacaðý, yaz saati gibi basit uygulamalarýn bile, ancak her yerde uygulanýrsa bir anlam kazanacaðý bir yere gidiyor.

Ýþte böyle bu yaz saati iþi. Yine de ehven-i þer. Ya bir diktatör çýkýp, hepimize þu saatte yatýp þu saatte kalkacaksýnýz, sokaklarda kimseyi görmeyeceðim deseydi... Az daha unutuyordum, bu da oldu bizim tarihimizde sahi... Kaç yýl askerin biri, baþýmýza diktatör kesilip, gece sokaða çýkma yasaðý koyarak,  hepimizi erken yatýp erken kalkmaya zorladý, kamu düzeni adýna...