Daha önce bu sütunda temas ettim HDP silahlı kanadı bulunan bazı Arap partilerini andırıyor diye.
Ben de yıllardır yazıyorum PKK’lılar dağda silah taşıyacağına ovada siyaset yapsın diye.
HDP’nin varlığını bu yüzden önemsiyorum. PKK’cı oldukları için de kınamıyorum. Aksine siyaset yaptıkları için takdir ediyorum.
Ama öyle görülüyor ki HDP siyaset ve silahı birlikte götürmek istiyor. Ve hataların en büyüğünü irtikap ediyor.
Bu tavrıyla silaha meşruiyet kazandırmak gibi siyasetle bağdaşmayacak bir yola girmiş görünüyor.
Bunun adı siyaset değildir.
***
İşin garip tarafı iktidar partisi dışında hiçbir siyasetçi HDP’yi bu hususta ciddi biçimde uyarmıyor.
Aksine HDP’nin silahların gölgesinde siyaset yapmasından gizli bir memnuniyet içinde oldukları izlenimi veriyorlar.
Muhalefet partileri oylarını artıramadıklarını görüyorlar. Durum böyle olunca AK Parti iktidarı garantilemiş oluyor.
AK Parti’ye sadece HDP’nin
zarar verebileceğini hesap ediyorlar dolayısıyla HDP’nin silahların gölgesindeki siyasetine kayda değer bir tepki vermiyorlar.
***
Sadece siyasi partiler değil muhalif medya da HDP’yi parlatmak için büyük çaba sarf ediyor.
Gazetelerde, TV kanallarında HDP ile yapılmış söyleşiler yayınlanıyor, alışılmışın dışında haberler yapılıyor.
HDP’yi şirin göstermek için her yolu deniyorlar.
HDP’yi sevdikleri için değil, HDP üzerinden AK Parti’yi yıpratmak amacıyla bunu yapıyorlar.
HDP de rolünü gayet iyi oynuyor.
HDP’liler esiyorlar gürlüyorlar.
İktidar olacağız demiyorlar “Seni başkan yaptırmayacağız.” diyerek asıl niyetlerini faş ediyorlar.
***
HDP kendisi kabul etmese de artık bir projenin parçasıdır.
AK Parti’yi zayıflatma projesinin parçalarından biri haline gelmiştir.
İç ve dış muhaliflerin teşvikleriyle HDP kelimenin tam anlamıyla şımarmıştır.
Kendisini bu role öylesine kaptırmış ki alçak dağları ben yarattım edasıyla nutuklar atmaktadır.
Etine buduna bakmadan tehditler savurmaktadır.
Oysa durumları hiç de iç açıcı değildir.
Açığı kapatmak için silahlı kanadı doğuda köylere tehditler göndermeye başlamıştır.
***
Maalesef çözüm sürecine sırtını dönen HDP kendisinden beklenen ciddiyeti sergileyememiş işi tehditle oy devşirmeye kadar götürerek siyaset dışı yollara tevessül etmiştir.
Bu tehdit mektupları çözüm sürecini baltalamanın yanında HDP’nin Kürt seçmeni ikna edemediğinin açık delilidir, HDP’nin baraj korkusunun tezahürüdür.
PKK’nın adam kaçırmaya başlaması boşuna değildir.
Ayrıca Kürt seçmeni siyaset diliyle ikna edememiştir.
Tam tersine HDP’nin söylemi dindar Kürtleri rahatsız etmiştir.
Avrupa Ermeni Federasyonu’nun HDP’ye oy verme çağrısı ise dindar Kürtleri HDP’den iyice soğutmuştur.
***
Demirtaş CNN Türk’te Ermeni soykırımını kabul ettiğini açıklayarak kendi ülkesini mahkum etmek gibi bir siyasi yanlışın içine girmiştir.
Bu açıklama Türkiye’yi değil Türkiye aleyhine faaliyet gösteren diasporayı memnun etmiştir.
Türkiye’ye muhalefeti bilinen diasporanın HDP’yi destekliyor olması ve Avrupa Ermeni Federasyonu’ndan yapılan açıklamada, “Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarına 7 Haziran seçimlerinde HDP’ye oy vermeleri çağrısı yapıyoruz. Federasyonumuzun HDP’ye desteği ortak çıkarı ilgilendiren birçok konuda paylaşılan değerler ve yaklaşımlara dayanmaktadır” ifadesini kullanması hangi dindar kürdü HDP safına çekmiştir?
Bakmayın aldığı destekle esip gürlemesine aslında HDP şimdilerde daha çok mezarlıktan geçerken ıslık çalan adama benzemektedir.
